Başlığa baktığınızda ‘Neden bana zarar verecek ya da başıma bela getirecek insanları kabul etmeliyim ki?’ diye düşünebilirsiniz. ‘O insanlar hayatta kabullenmek isteyeceğim son kişiler’ dediğinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin, ben de daha önce bu şekilde düşünüyordum.
Zararlı insanları kabullenmek sinir bozucu bir durum olduğu gibi zorlu bir süreci de beraberinde getiriyor. Yine de, geriye dönüp bakınca sevmediğiniz kişiler tarafından kabullenmeyi reddetmek kişisel açıdan acı ve başarısız bir sonuç olarak görülebilir.
Losing Control, Finding Serenity: How the Need to Control Hurts Us and How to Let It Go kitabının yazarı Daniel Miller’ın bu konuya ışık tutması için katıldığı tenis turnuvasıyla ilgili hikayesini paylaşıyoruz:
Tenis Düşmanlığı
‘Kısa bir süre önce, ilk tur maçımı haksız yere puan kazanan, hile yapan biriyle oynadım. Ondan daha iyi olduğumu düşünüyordum; ancak kortta soytarılık yapmasına izin vermem moralimi bozuyordu ve konsantrasyonumu dağıttığı için maçı kaybettim.
Aylar sonra başka bir turnuvaya katıldığımda o kişiden telefon aldım ve aynı turnuvaya katılmak için benden yardım istedi. İngilizcesi çok iyi olmadığından online formu doldurmakta güçlük çekiyordu. Ona yardım edip etmeme konusunda karasız kalmıştım. Gerçekten yardım etmeli miydim?
Aslında sportmenliğin doğası ona yardım etmemi gerektiriyordu ve ettim. Haftalar sonra turnuva kuraları yeniden çekildiğinde, şansın da büyük yardımıyla ilk turda yeniden eşleştik.
O dönemde, kabullenmeyi ödüllendirme üzerine çalışıyor ve yazıyordum. İçgüdüsel olarak bu olayın yaşanmasının bir nedeni olması gerektiğini düşündüm. Bu durum bana rakibimi kabullenme, onun kurnazlığından ve dürüst olmayan oyun tarzından etkilenmeme gücü verdi.
Oyun sırasında ilk set ben öndeyken, o yine yanlış skor tutma ve bazen topun çizgiyi geçip geçmediğiyle ilgili yalan söyleme gibi hilelere başvurmaya başladı. Sakin kalmaya çalışsam da, yaptığı soytarılıklara içten içe üzülüyordum ve sonunda geriye düşerek maçı kaybettim
Korttan hiddetli bir şekilde ayrıldım ve otomatik olarak mağlup olacak olsam bile bir daha onla oynamayacağıma yemin ettim. Kendimi oldukça cesareti kırılmış hissediyordum ve bütün çabama rağmen hala karşı tarafı olduğu gibi kabullenememiştim.
İnanılmaz bir şekilde, Amerika’daki Yetişkinler Tenis Turnuvası’nın ilk ayağında yine kurada eşleştik. 60 kişi arasından bu nasıl mümkün olabilirdi ki?
Kendime bu eziyeti yaşatmak istemediğim için, ciddi ciddi turnuvadan çekilmeyi düşündüm. Hala kurada aynı kişiyle eşleşmenin büyük bir anlamı olduğuna inanıyordum ve sonunda turnuvaya katılmaya karar verdim. Yine de, oynamadan önce rakibimi ve yaptığı bütün hile ve soytarılıkları kabullenmek için ne yapmam gerekir diye araştırma yaptım; çünkü bir kez daha galip gelmesini istemiyordum.
Düşmanınızı kabullenmenin yolları
Sonunda rakibimi kabullenmenin yollarını keşfettim:
1. Kendimi onun karakteriyle ilgili yorumda bulunmama konusunda telkin ettim
Böylece onun komplocu ve hilebaz özelliğine odaklanmadığım gibi bu şekildeki zayıf davranışın altındaki nedenleri düşündüm. Bu, basitçe onu olduğu gibi kabullenmemi ve onun için zihinsel enerjimi harcayarak endişelenmemem gerektiğini gösterdi.
2. Minnettar olmak için pratik yaptım
Bu kez, ‘fırsat’ elime geçtiğinde bazı şeyleri farklı yaptığıma minnettar oldum. Bu, onunla yeniden oynarken korta çıktığımda, kaygımı önemli ölçüde etkisiz hale getirmemi sağlayarak ona karşı hastalıklı duygular hissetmememi sağladı.
3. Gücümle birlikte yapabileceklerime odaklandım
Şöyle ki; topu iyice izledim ve ona odaklanmak yerine kendi oyun tarzımı oynadım. Ayrıca hakeme skoru tutmasında yardım ettim ve çizgi ihlali sorununun çözümlenmesine yardımcı oldum.
Maça gelirsek, ilk sette hiç hile yapmamasına rağmen 5-2 geriye düştüm; ama sonra sakinliğimi koruyarak ve odaklanarak kendime güvendim; çünkü sonuç bana bağlıydı ona değil. Nihayet sonunda 9 oyun kazanarak maçı kazandım.
Yaptığı hiçbir şaşırtmaca beni sinirlendirmediği gibi odaklanamam gerekeni de etkilemedi. Hatta daha iyi oynadım. Rakibimi kabullenmeyi başaramadığım zaman oyunu kazanamayacağıma ve yeniden kaybedeceğime kendimi ikna ettim.
Kabullenmenin gerçek anlamını idrak etme
Eğer hala düşmanınızı veya rakibinizi kabullenmenin anlamını anlamadıysanız ya da bu size imkansız görünüyorsa, kabullenmenin ne olduğuna ilişkin açık bir tanım getirmeliyiz. Örneğin kabullenme bu anlama gelmez:
1. Başkalarının davranışını onaylayıp göz yumduğunuz anlamına
Kabullendiğiniz zaman bu davranışı onayladığınız anlamına gelmez. Bu durum, basitçe o kişiyi, durumunun gerçekliğini ve bu gerçekte kendiniz için en iyi olanı onayladığınız anlamına gelir. Dahası, bu söylediklerini ve davranışlarını onaylamadığımız bir insanı kabullenmektir; ancak bu şiddeti, sapkın davranışları ve küfürü kabul etmeniz anlamına gelmez.
2. Karşı tarafa boyun eğdiğiniz anlamına
Kabullenme başkalarının bu özelliklerini desteklemenizi ya da ihtiyaçlarınızdan vazgeçmenizi gerektirmez. Yine tekrarlarsak, bu durum sadece o kişiyi ve durumu gerçekçi bir gözle görmektir. Eğer kendinizi mağdur ve kullanılmış hissederseniz, geri adım atarak bağlantınızı kesebilirsiniz
3. Dargın hissetmediğiniz anlamına
Biri size kötü davrandığı zaman alınmanız ve üzgün olmanız, elbette insan doğası gereği olarak anlaşılabilir bir durumdur. Burada önemli olan, bu duyguların zamanında hissedilip, sürekli hale gelmesine izin vermemektir. Eğer bu duyguları zamanında yaşayıp gitmesine izin vermezseniz, negatif duygular sizi esir alacak ve mantıklı seçimleri görmenizi engelleyecektir.
4. Uygulanabilir bir seçeneğinizin olmadığı anlamına
Tam aksine, karşınızdaki kişiyi gerçekten kabullenme, benim final maçında gördüğüm gibi size en iyi seçenekleri görmenizi sağlayacaktır. Neden mi? Çünkü kabulleniş , karşınızdaki insana odağınızın değişmesine neden olur ve size daha iyisini yapmanız konusunda hizmet eder.
Zorlukları kabullenme
Gelecek sefer rakibinizle, düşmanınızla veya sevmediğiniz bir insanla muhattap olacaksanız, sizi karşınızdaki insanı olduğunu gibi kabul etmeye zorluyorum. Böyle yaptıktan sonra sinirlendiğiniz anları not edin. Sakin kalmayı başarabildiniz mi? Kendi ihtiyaçlarınızla ilgililenip onlara daha iyi odaklanabildiniz mi? Nasıl geçtiğini bana anlatın.
Kaynak:
tinybuddha.com/
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Yeni tecrübeler edinmenizi engelleyen ‘hüsran bariyeri’ nasıl aşılır?
Rahatlamanızı ve huzur bulmanızı sağlayacak 60 saniyelik bir egzersiz