X

Durmakta ve dinlenmekte zorlananlar için ‘hiçbir şey yapmama’ rehberi

En son ne zaman hiçbir şey düşünmeden, bir şeylerle uğraşmadan dinlendiğinizi hatırlıyor musunuz? Günümüzün meşguliyet ve aciliyet kültüründe durmak, size de neredeyse imkansızmış gibi geliyor olabilir. Sürekli bir şeylerle uğraşmak, boş durmamak, dinlenmeye ayrılan zamanda suçluluk duymak, ne yazık ki oldukça yaygın. Hatta rahatlamaya çalışırken daha stresli hissetme durumunu anlatan ‘stresslaxing’ kavramı bile literatürde yerini almış durumda. Ancak, bu bir türlü durup dinlenememe hali, hem bedenimiz hem zihnimiz hem de ruhumuz için oldukça tehlikeli. Çoğumuz durup dinlenmeyi pek ciddiye almıyor olsak da Danimarkalıların hiçbir şey yapmama sanatı olarak tanımladıkları bir felsefeleri bile var: Niksen. Hatta ünlü yazar Paul Lafargue’nin Tembellik Hakkıaciliyet kültüründe durmak, size de neredeyse imkansızmış gibi geliyor olabilir. Sürekli bir şeylerle uğraşmak, boş durmamak, dinlenmeye ayrılan zamanda suçluluk duymak, ne yazık ki oldukça yaygın. Hatta rahatlamaya çalışırken daha stresli hissetme durumunu anlatan ‘stresslaxing’ kavramı bile literatürde yerini almış durumda. Ancak, bu bir türlü durup dinlenememe hali, hem bedenimiz hem zihnimiz hem de ruhumuz için oldukça tehlikeli. Çoğumuz durup dinlenmeyi pek ciddiye almıyor olsak da Danimarkalıların hiçbir şey yapmama sanatı olarak tanımladıkları bir felsefeleri bile var: Niksen. Hatta ünlü yazar Paul Lafargue’ kitabı da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve bize hiçbir şey yapmadan durduğumuzda da var olabileceğimizi anlatıyor.

Peki, biz neden hiçbir şey yapmadan duramıyoruz ve duramadığımızda ne oluyor? A Perfectionist’s Guide to Not Being PerfectA Perfectionist’ kitabının yazarı ünlü psikolog Dr. Bonnie Zucker’e göre gevşemeye, rahatlamaya zaman ayırmadığımızda hem bedenimiz hem de beynimiz yeteri kadar iyi çalışamıyor. Neredeyse 7/24 stres altında hissetmemize neden olan işler, duygular, sorumluluklar beynin duygusal merkezi olarak tanımlanan amigdalayı bir türlü rahat bırakmadığı için kaygı, depresyon gibi olumsuz semptomlar meydana gelebiliyor. Bu nedenle dinlenmek, rahatlamak, stresin ve yarattığı tüm olumsuzlukların panzehiri olarak değerlendiriliyor. Ancak, ne yazık ki günümüzde anda kalarak gerçek anlamda dinlenmeye odaklanmak pek mümkün olmuyor. Oysa ki Dr. Zucker, rahatlamanın hepimiz için bir hediye olduğunu ve insan doğasının temel bir parçası olarak değerlendirildiğini söylüyor. Tüm bunlara rağmen siz de bir şey yapmadan duramayan ve bir türlü dinlenmek için uygun alanı, zamanı ve duygu durumunu yaratamayanlardansanız yazımızın devamındaki rehber, ‘hiçbir şey yapmama’nın inceliklerini kavramanıza yardımcı olabilir. İşte durmakta ve dinlenmekte zorlananlar için ‘hiçbir şey yapmama’ rehberi:

1. Rahatlamaya çalışırken duyduğunuz suçluluğun sebebini bulun

Klinik Psikolog Adia Gooden, günümüzde sürekli meşgul olmak için çaba harcadığımızı, üretkenliğe ve elle tutulur çıktılara önem veren bir toplumda yaşadığımızı, bu nedenle de dinlenmenin rahatsız hissetmemize neden olduğunu söylüyor. Öte yandan ünlü yazar ve psikolog Bonnie Zucker’e göre hiçbir şey yapmamayı zaman kaybetmek olarak görüyoruz. Sosyal medyanın artan etkisiyle birlikte bir şeyleri kaçırma korkusu (FOMO) yaşadığımıza dikkat çeken Dr. Neal Barnett ise bu nedenle bir şeyler yapmaya devam ettiğimizi, her şeye yetişmeye, olup biteni yakalamaya çalıştığımızı söylüyor. Tüm bunların sizin için de geçerli olduğunu düşünüyorsanız, uzmanlara göre hiçbir şey yapmamak için önce rahatlama anında hissedilen suçluluğun kökenine inmek gerekiyor.

Dr. Neal Barnett, bu nedeni bulmak için basit ama etkili bir pratik öneriyor: “Peki ya Egzersizi”. Kendinize sorun; “Peki ya günün her saati çalışmazsam ne olur?” ve dürüstçe cevap vermeye çalışın. Belki de başkalarının sizi verimsiz biri olarak göreceğini hissediyorsunuz.

“Peki ya insanlar sizi verimsiz görürse?” Belki kimliğiniz, iş unvanınıza çok bağlıdır. “İşimden bağımsız olduğumda ben kimim? Kötü bir ebeveyn mi? Kontrolü bırakırsam ne olur?” gibi sorularla kendinizi irdeleyebilir, neden dinlemediğinizi, bir şey yapmadan duramadığınızı bulabilirsiniz.

Dr. Neal-Barnett’a göre suçluluk duygunuzun ardındaki temel korkuya indiğinizde, bununla başa çıkmak için doğru adımları atabilirsiniz. Ünlü doktora göre günlük tutma, planlı dinlenme molaları ya da uzman bir terapistle çalışmak etkili olabilir.

2. Zorlayıcı duygular için alan açın

Size rahatsızlık veren duygularınızla yüzleşmemek için durup dinlenmekten, hiçbir şey yapmamaktan kaçıyor olabilir misiniz? Dr. Gooden, “Kaygı, keder, stres ve tükenmişlik, rahatlamaya çalıştığınızda birdenbire ortaya çıkabilir.” diyor ve ekliyor: “Bazen meşguliyeti, gerçekten ele almamız veya halletmemiz gereken şeylerden kaçınmanın bir yolu olarak kullanırız. Basitçe ‘yapmaya’ devam etmek, durduğunuzda ortaya çıkabilecek birtakım duygularla başa çıkmaktan daha kolay gelebilir.” Diğer bir deyişle, birçok insan için dinlenmek, rahatlamak yerine sürekli bir şeylerle meşgul olmak, olumsuz ve istenmeyen duygulardan kaçınmanın etkili bir yolu. Uzmanlara göre ise olumsuz duygulardan kaçınmaya çalışmak yerine onlara alan açmak ve hissetmeye izin vermek, gerçek anlamda bir dinlenme deneyimi için oldukça kritik bir öneme sahip. Dr. Zucker, zor duyguların veya rahatsız edici düşüncelerin var olmasına izin vermenin, yalnızca bu duyguları işlemenin değil, aynı zamanda rahatlamanın da önemli bir parçası olduğunu söylüyor. “Dikkatinizi sürekli olarak sizi rahatsız eden her şeyden uzaklaştırıyorsanız, hem sorunları çözemez hem de rahatlama zamanı geldiğinde anda kalamazsınız.” diyerek zor duyguların farkına varılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Bir düşünün düşünmekten ya da hissetmekten kaçındığınız neler var? Hangi konu üzerine düşünmemek için sürekli kendinize yeni yeni meşguliyetler yaratmaya çalışıyorsunuz? Hangi duygularınızın açığa çıkmasını önlemek için durup dinlenmiyorsunuz? Elinize bir kağıt kalem alın veya zihinsel olarak not edin; endişelerinizi, düşünmekten kaçtığınız fikirleri, size rahatsızlık veren duyguları… Böylece onlara alan açabilir ve onlardan kaçınmak için gerçek anlamda bir dinlenme deneyiminden kendinizi mahrum bırakmazsınız.

3. “Ben zamanı”na bakış açınızı değiştirin

Başkalarını veya kendinizi hayal kırıklığına uğrattığınızı düşündüğünüz için dinlenmekte zorlanıyorsanız, hayatınızdaki insanlara ve kendinize nasıl görünmek istediğinizi bir düşünün. Kötü bir ebeveyn olarak görüleceğinizi düşündüğünüz için asla durmuyorsanız ya da iş arkadaşlarınızın sizi tembel biri olarak değerlendirmesini istemediğiniz için sürekli kendinize iş çıkarıyor ve dinlenmiyorsanız kendinize ayırdığınız ‘ben zamanı’nı yeniden tanımlamanızda fayda var. Bu dinlenme zamanını, kendinizi görmek istediğiniz halinize ulaşmak için kullanabileceğinizi düşünebilirsiniz. Sakin bir ebeveyn, mutlu bir çalışan, enerjik bir arkadaş, rahatlamış ve elinden gelenin en iyisini yapmaya hazır biri… Bu zamanı en iyi benliğinize ulaşmak için etkili bir araç olarak görebildiğinizde suçluluk duymadan ya da kendinizi rahatsız hissetmeden gerçek anlamda dinlenebilir, hiçbir şey yapmamanın tadını çıkarabilirsiniz. Kendinizi bitkin, yorgun, tükenmiş, mutsuz görmek istemezsiniz, değil mi? O yüzden etkili bir dinlenme için ben zamanlarına ihtiyacınız var.

4. Dinlenme zamanınızda yapacaklarınızı planlayın

Hareketsiz oturmakta zorlanıyor ya da hiçbir şey ile uğraşmadan duramıyorsanız bazı araçlar bu konuda size yardımcı olabilir ve rahatlamanıza destek olabilir. Birçok araştırma, mindfulness pratiklerini içeren meditasyonların, beyni dinlendirerek sakinleşmeyi kolaylaştırdığını ve gevşemeyi mümkün kıldığını ortaya çıkarıyor. 5-10 dakikalık meditasyon seanslarıyla kendinizi dinlenmeye bırakabilirsiniz. Ayrıca, yoga pozlarını da dinlenmenize ekleyebilirsiniz. Öte yandan, Dr. Zucker, kısa ve sakinleştirici farkındalık seansları için Insight Timer veya benzeri mobil uygulamaların da etkili olduğuna dikkat çekiyor. Bu tür uygulamaların kendi içinde halihazırda belli bir yapısı olduğundan, bedeni ve zihni yavaş yavaş dinlenme moduna getirdiğini söylüyor. Ek olarak, mantraların da etkili olabileceğine vurgu yapıyor. “Şu anda yapabileceğimin en iyisi bu ve bu yeterince iyi.” Eğer hiçbir şey yapmadan durmak sizin için de zorsa sizi fazla yormayacak, bir şeyler yapıyormuş gibi gelse de aslında daha iyi bir şekilde rahatlamanıza yardımcı olacak bu pratikleri dinlenme zamanlarınızda uygulamayı deneyebilirsiniz.

5. Bir şey yapacaksanız, gerçekten sizi mutlu etsin

Son olarak, dinlenmek, kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey yapmamak anlamına gelmez; ancak o anda yaptığınız (ya da yapmadığınız) her şeyden ‘gerçekten’ tatmin olmanız anlamına gelir. Dr. Gooden, “Sosyal medyada size beğeni kazandıracağını düşündüğünüz veya yargılayıcı düşüncelerinizin size “yapmanız gerektiğini” söylediği şeyleri değil, gerçekten istediğiniz ve sizi tatmin eden şeyleri yapın. Belki en sevdiğiniz tatlıyı yemek, çocuğunuzla 15 dakika geçirmek ya da bir aşk romanı okumak… Neyi seçerseniz seçin, dikkatli bir şekilde yapın ve anın tadını çıkarın: Yiyecekleri koklayın. Çocuğunuza tüm dikkatinizi verin. Kitabın ağırlığını elinizde hissedin. Telefonunuzu erişemeyeceğiniz bir yere koyun.” diyerek dinlenme zamanının gerçekten iyi hissetmek üzerine olması gerektiğine vurgu yapıyor.

Siz de kendinizi gerçekten dinlenmeye adamak için bu adımları takip edebilir, ilk başlarda zor gelse de zaman geçtikçe hiçbir şey yapmamanın keyfini çıkarak derinlemesine dinlenmeye ve rahatlamaya odaklanabilirsiniz.

Kaynak: self

İlginizi çekebilir: Hiçbir şey yapmama sanatı: Yenilenmek için durmaya ne dersiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale