X

Dünyayı güzelleştirmek için: Yeni yıla girerken tüm dünyaya verebileceğiniz hediyeler

Birbirinden zorlayıcı olaylarla geçen 2020 yılından kendimiz için olduğu kadar, tüm insanlık olarak da önemli dersler çıkardık. Dünyanın kaynaklarını bilinçsizce kullanmanın sonuçlarını somut olarak gördüğümüz bir yılın sonunda, sadece bireysel değil kolektif adımlar atmanın gerekliliğini de çok daha iyi anladık.

Bu yılın bize öğrettiği en önemli şeyse, kendimizden çok daha büyük bir bütünün küçücük bir parçası olduğumuz gerçeği; seçimlerimizin sadece bizi ilgilendirmediği ve aldığımız en küçük kararların bile kelebek etkisiyle tüm evrene etki edebildiği…

Yeni bir yıla yepyeni, umut dolu bir başlangıç yapmaya hazırlanırken seçim özgürlüğümüzü ve özgür irademizin gücünü birlikte paylaştığımız dünyayı güzelleştirmek için kullanmaya; kolektif bilinci desteklemek ve sahip olduklarınızı tüm insanlıkla cömertçe paylaşmak için küçük de olsa bir adım atmaya ne dersiniz? Gelin, bu yeni yılda sadece sevdiklerimize ve kendimize değil, tüm dünyaya anlamlı bir hediye bırakmak için yapabileceklerimize birlikte bakalım.

Dünyayı güzelleştirmek ve herkese daha yaşanabilir bir dünya hediye etmek için…

Tüketim alışkanlıklarınızı değiştirin

Almayı düşündüğünüz şey her ne olursa olsun, satın almadan önce ‘Buna gerçekten ihtiyacım var mı?’ sorusunu kendinize sorduğunuzdan emin olun. İndirimlerin ardının arkasının kesilmediği bir tüketim kültürünün içinde, daha fazlasını almamız için elinden geleni yapan kampanyaların arasında kendinizi kontrol etmeniz zor olsa da, hızlı tüketim her geçen gün daha fazla kaynağın tüketilmesine, daha fazla insanın ucuz iş gücü olarak kullanılmasına ve dünyanın daha fazla atığa maruz kalmasına sebep oluyor. Tüketirken aldığınız ürünün nasıl üretildiğini, işçilerinin hangi şartlarda çalıştığını, hammaddesinde nelerin kullanıldığını ve ne kadar uzun süre kullanılabileceğini iyi araştırın. Mümkünse büyük markalardansa üretim aşamasını ve kullanılan kaynakları şeffaf şekilde tüketicisiyle paylaşan, yerel üreticilerden satın alın.

İlginizi çekebilir: Tüketim kültürü ve harcama alışkanlıkları: Neyi, neden, nasıl ve ne kadar harcıyoruz?

Plastik kullanımınızı azaltın

Dünya üzerinde dakikada tam 1 milyon plastik şişe satın alındığını, yılda 500 milyar plastik poşet kullanıldığını ve bu plastik atıkların sadece %9’unun geri dönüştürülebildiğini biliyor muydunuz? Geri dönüştürülemeyen %91’in ise nereye gittiğini tahmin etmek zor değil: Toprak altına gömülerek yediğimiz yiyeceklerin yetiştiği toprağı ve içtiğimiz yer altı sularını zehirliyor; yakılarak soluduğumuz havayı kirletiyor ya da dünyanın en önemli oksijen kaynağı olan okyanuslara dökülerek deniz yaşamının ve tüm ekosistemin dengesini alt üst ediyor. Plastik tüketimini azaltmak için bireysel olarak atabileceğiniz adımlarsa çok basit: Paketli gıdaları mümkün olabildiğince satın almamak, alışverişte plastik poşet yerine bez çantalar kullanmak, her seferinde plastik şişeden su içmek yerine suyunuzu mataranıza doldurarak yanınızda taşımak, plastik pipet yerine cam pipet kullanmak ve günlük yaşamınızda plastik tüketimi konusunda attığınız her adımın farkında olmak.

İlginizi çekebilir: Daha iyi bir gelecek için plastik kullanımını azaltmanın 8 yolu

Su gibi tükenebilir doğal kaynaklar için tasarruf yapın

Küveti doldururken, dişlerinizi fırçalarken, ellerinizi yıkarken… Kısacası su gibi tükenebilir doğal kaynakları tükettiğiniz her an boşa harcamamaya dikkat etmelisiniz. Salgın nedeniyle hijyenimize çok daha fazla dikkat etmeye çalıştığımız şu günlerde su kullanımımız konusunda fazlasıyla dikkatsiz davranabiliyoruz. Ancak küresel ısınmayla birlikte mevsim döngülerinin değişmesi, yağış miktarının azalması ve sera gazlarının çoğalması hayati önemi olan su kaynaklarının gün geçtikçe çok daha fazla ve hızlı tükenmesine neden oluyor. Suyun yanı sıra üretiminde doğal kaynakların kullanıldığı elektriği ve ısınmak için kullandığınız tüm enerji kaynaklarını daha bilinçli ve limitli kullanmaya çalışın. Evinizdeki aydınlatmalarda çevre dostu seçeneklere yönelin. 

İlginizi çekebilir: Su tasarrufu için uygulayabileceğimiz 7 pratik öneri

Karbon ayak izinizi azaltın

Hepimiz yaşadığımız yere ve yaşam tarzımıza göre farklı miktarda karbon salınımına neden oluyoruz. Tükettiğimiz besinlerin bitkisel ya da hayvansal olmasından elektrik tüketimimize, kullandığımız seyahat araçlarından evimizi hangi kaynaklarla ısıttığımıza günlük yaşamımızda attığımız her adım, hatta aldığımız her nefes belirli bir miktar karbondioksit salınımına neden oluyor. Öncelikli olarak karbon ayak izinizin büyüklüğünü öğrenmek için, bu linki kullanarak karbon ayak izi hesaplaması yapabilirsiniz.

Karbon ayak izinizi azaltmak için yapabileceklerinizse şöyle: Araba kullanmak yerine otobüs veya tren gibi toplu taşıma araçlarını kullanmak, aydınlatmada tasarruflu ampuller kullanmak, evinizin ısı yalıtımını güçlendirmek, mümkünse yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak, sera gazı salınımında etkili hayvansal gıdalara olan talebi ve dolayısıyla üretimi azaltmak adına hayvansal besin tüketiminizi sınırlandırmak ve karbondioksiti emerek oksijene çeviren ağaçlarla tüm dünyayı yeşillendirmek.

İlginizi çekebilir: Dünyanın dengesini korumak ve iklim değişikliğini önlemek için: Karbon ayak izimizi nasıl azaltırız?

Dünyayı güzelleştirirken kendinizi de iyileştirmek için…

Mevsimsel beslenin

Mevsimsel beslenmek, sofranıza gelen tüm besinlerin üretiminde doğal ve sürdürülebilir kaynakların kullanılması anlamına geliyor. Üstelik araştırmalar doğal olarak olgunlaşan, zamanında hasat edilen ve mevsiminde tüketilen meyve ve sebzelerin; henüz olgunluğa ulaşmadan ya da kimyasal olgunlaştırıcılarla, hormon ilaçlarıyla yapay koşullarda yetiştirilip soframıza gelen yiyeceklere kıyasla besin değerlerinin çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Mevsimsel olarak yetişen besinleri tüketmek, mevsimin şartlarına uygun koşullarda ekstra bir enerji ya da doğal kaynak harcanmasına gerek olmaksızın büyüyebildiklerinden dolayı hem çevre için hem de sağlığınız için en iyi beslenme alışkanlıklarının başında geliyor. Dolayısıyla mevsim meyve ve sebzelerinin neler olduğunu öğrenip beslenme düzeninizde mevsimsel besinlere yer vererek hem kendi sağlığınıza hem de doğaya büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. 

İlginizi çekebilir: Bağışıklık sistemini güçlendirmek için mevsimsel beslenme: Güçlü bir bağışıklık sistemi için mevsiminde sebze meyve tüketmenin önemi

Modada sürdürülebilir seçeneklere yönelin

Moda sektörünün, doğaya verdiği zarar bakımından petrol sektöründen hemen sonra geldiğini biliyor muydunuz? Toksik ve mikro plastikler içeren kumaş boyaları, pamuk tarlaları ve yün kaynağı olan koyunlar için harcanan su miktarı, nakliye sırasında taşıtların atmosfere saldığı zehirli gazlar üretim aşamasında bile doğaya zarar veriyor. Dayanıklı malzemelerden yapılmayan bu kıyafetler, hem çok ucuz oldukları için kolayca gözden çıkarılarak hem de tekrar kullanılamayacak hale gelerek en fazla birkaç yıl kullandıktan sonra gittikçe büyüyen atık denizinin bir parçası oluyor. Hem çevreyi hem de sağlığınızı koruyabilmek adına, satın aldığınız kıyafetlerin uzun süre dayanabilecek, doğa dostu malzemelerden yapılmış olmalarının yanı sıra her zaman giyebileceğiniz zamansız parçalardan oluşmasına da dikkat edin.

İlginizi çekebilir: Doğaya saygılı ve sürdürülebilir bir gardırop sahibi olmanın yolları

İkinci el eşyalara bir şans verin

Moda ve dekorasyon konusunda ikinci el seçenekler bulabilmek artık çok daha kolay hale geldi. Dolap, Moda Cruz, LetGo gibi pek çok mobil uygulamada az kullanılmış ya da hiç kullanılmamış eşyalara kısa sürede ulaşabilmeniz mümkün. Herhangi bir şeyi satın almadan önce ikinci el seçeneklere yönelmek, hem çok daha ekonomik hem de çevreye çok daha dost bir seçenek.

İlginizi çekebilir: Hurdadan sanat eserine: İkinci el materyalleri yeniden yorumlayan sanatçı Dan Rawlings

Bitki bakımını öğrenerek doğayı daha yakından tanıyın

Bitkileri tanımak, ihtiyaçlarını anlamak, bahçenizde ya da saksınızda meyve ya da sebze yetiştirmek… Özellikle şehir yaşamında dilediğimiz her an doğayla iç içe olamasak da, doğayı yaşam alanımıza taşımanın en kolay yolu bitki bakımını öğrenerek mümkün olabildiğince evlerimizde yeşile ve bitkilere yer açmak. Kendi yetiştirdiğiniz bir domatesi dalından koparmanın, kendi suladığınız bir fidandan yıllar sonra meyve yemenin ya da saksıdaki bir çiçeğin yeni verdiği filizin günden güne nasıl büyüdüğünü izlemenin verdiği mutluluk hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Yediğiniz meyve ve sebzelerin çekirdeklerini biriktirip doğaya geri kazandırmak, bahçenize ya da boş alanlara ağaç fidanları dikmek, ormanların korunmasına az da olsa destek olabilmek sadece kendimiz ve gelecek için güzel bir dünya yaratmanın değil aynı zamanda yaşam alanları ormanlar ve doğa olan kuşlara, arılara ve tüm hayvanlara alan açmanın da bir yolu.

İlginizi çekebilir: Ve insan doğaya döner: Doğayı korumaya nereden başlayabiliriz?

Hayvan sahiplenin

Karşılıksız sevginin ve sınırsız mutluluğun ete kemiğe bürünmüş hali olan evcil hayvanlar, yılbaşında hem kendinize hem de yaşadığınız dünyaya sunacağınız harika bir armağan olabilir. Ticari amaçlı üretilerek bilinçsiz ve sorumsuz sahipleri tarafından sokağa bırakılmış, bakıma ve sevgiye muhtaç bir sokak hayvanını sahiplenerek patili bir dost kazanmaya ne dersiniz? Evcil hayvan sahiplenme fikri sizi düşündürüyorsa, o minik canların size muhtaç olduğu kadar sizin de aslında onlara ihtiyaç duyduğunuzu bilmelisiniz. Sorumluluk duygunuzu güçlendirecek, empati ve gözlem becerilerinizi geliştirecek, stres seviyenizi hiç olmadığı kadar azaltacak, çok daha aktif bir yaşam sürmenize yardımcı olacak ve her şeyden önemlisi sizi koşulsuzca sevecek bir evcil hayvan sahiplenmek bu yıl hem kendinize hem de ona vereceğiniz en güzel hediye olacaktır. 

Şiddet, ayrımcılık, ötekileştirme ve haksızlık karşısında sesinizi yükseltin

Sosyal medyanın birleştirici gücü sayesinde bu yıl kadına şiddet, homofobi ve ırkçılık nedeniyle meydana gelen talihsiz pek çok olaya yakından şahit olup, tekrarlarının yaşanmaması için farkındalığı artırıcı ve yaptırımları güçlendirici adımlar atmak üzere bir araya geldik. Sesini yükseltemeyenlerin sesi olmanın, tüm gücümüzle haksızlığa uğrayanların yanında olabileceğimizi göstermenin farklı yollarını keşfettik. Yeni yılda hem kendiniz hem de başkaları için daha fazla iyilik hareketine katılmayı, haksızlıklar karşısında elinizdeki maddi ve manevi tüm imkanlarla destek olmayı deneyebilirsiniz. Mor çatı, World Human Relief, Unicef, Unesco gibi platformlarda gönüllü aktivitelere katılarak; maddi bağışta bulunarak ya da yaptıkları projelere vaktinizi ayırarak kadınların, çocukların, LGBTİ+ grupların ve göçmenler gibi azınlıkta kalan insanların haklarının korunmasını destekleyebilirsiniz.

Kan, ilik ve organ bağışçısı olun

Sağlığın yaşamdaki her şeyden öncelikli olduğunu çok daha iyi anladığımız şu günlerde, yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle yaşamı tehlike altında olan insanlara destek olmaktan daha anlamlı bir hediye olabilir mi? Kan bağışında ve organ bağışında bulunarak sağlığına kavuşmayı bekleyen binlerce insanın umudu olabilirsiniz. Eğitim ve araştırma hastanelerine, organ nakli yapan tüm kamu ve özel hastanelerin organ nakil koordinatörlerine başvurarak sadece iki dakika içinde organ bağışçısı olabilirsiniz. 

Daha şefkatli, nazik ve şükür dolu olun

Sevgi, mutluluk, nezaket ve iyiliğin bulaşıcı olduğunu biliyor muydunuz? Özellikle sosyal medyada artan nefret söylemleri, kırıcı yorumlar, kaba davranışlar son dönemlerde hızla artış gösteriyor. Daha iyi bir insan olmanın yolu yaşadığımız dünyaya katkıda bulunmak kadar, sevgi, şefkat, nezaket gibi duyguları da başkalarıyla paylaşabilmekten ve içimizdeki iyiliği tüm dünyaya yayabilmekten geçiyor. Bu nedenle hem dünyaya hem de kendinize verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri de hem başkalarına hem de kendinize karşı daha hoşgörülü, nazik, şefkatli ve dürüst olabilmek. Kendinize ve başkalarına daha fazla teşekkür ettiğiniz, sahip olduklarınız için şükredebildiğiniz, kendinize karşı dürüst olabildiğiniz ve iyi niyetle yaklaştığınız sürece önce kendinizin, sonra çevrenizdekilerin ve tüm dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olmasına katkıda bulunabilirsiniz. 

Kendiniz ve çevreyle birlikte başkalarını da mutlu etmek için…

Bağış yapın ve gönüllü aktivitelere katılın

Hediye seçenekleri arasında belki de en anlamlı olan alternatiflerden biri de gönüllü kuruluşlardan birine maddi bağış yapmak, sundukları birbirinden farklı hediye alternatifleriyle dolaylı olarak bağışta bulunmak ya da zamanınızı ayırarak mentorluk gibi gönüllü aktivitelerle faaliyetlerine destek olmak. Bu yılbaşında sevdiklerinize ya da kendinize anlamlı bir hediye vermek istiyorsanız, güvendiğiniz bir platforma bağış yapabilirsiniz. Bağış tabii ki sadece parayla olmak zorunda değil; diğer insanlara, canlılara ve doğaya vaktinizi ayırarak da katkıda bulunabilirsiniz. İhtiyacı olan çocukların eğitim gereksinimlerine katkıda bulunmak, hayvanların korunmasına destek vermek, doğanın ve çevre kirliliğinin önüne geçmek gibi amaçları olan bağış kuruluşlarına maddi bağışta bulunabileceğiniz gibi gönüllü aktivitelerde yer alarak da katkınızı sunabilirsiniz. Ayrıca evde kullanmadığınız, ihtiyacınız olmayan her şeyi ihtiyacı olanlarla paylaşabilirsiniz.

Morçatı, LÖSEV, AÇEV, Darüşşafaka, TEMA, Tohum Otizm Vakfı, WWF Market, TOÇEV, National Geographic, TEGV gibi pek çok dernek ve kuruluş peluş oyuncaklar, rengarenk defterler ve kırtasiye malzemeleri, bardaklar, sweatshirtler gibi ürünleriyle hem muhteşem tasarımlara sahip hediye seçeneklerini bizlerle buluşturuyor hem de bu satışlardan elde edilen gelirleri dünya için anlamlı adımlara dönüştürüyor. 

İlginizi çekebilir: Hediyelerinizle iyilik dağıtmaya ne dersiniz?

Sürdürülebilir ürünler sunan yerel işletmeleri tercih edin

Sürdürülebilir markaların ürünlerini tercih etmek sevdiklerinize ya da kendinize hem birbirinden güzel tasarımlara sahip hem de çevre dostu bir hediye etmenin en iyi yollarından biri. Türkiye’de bulunan markalardan Tiny, Huner, WearSisters, Restore Jeans, Satsuma, Kapbula, Reflect, Heliotropic, Away Denim gibi markaların harika ürünlerine mutlaka göz atmanızı öneriyoruz. Ayrıca, Türkiye’den sürdürülebilir ve yerel pek çok markanın bir arada bulunduğu Lokal Hareket platformunda da hem kendinizin hem de sevdiklerinizin ihtiyaçlarına uygun pek çok ürünü bulabilmeniz mümkün.

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilir hediyeler için: Sıfır atık hediye önerileri

Yılbaşında hediye almanın ve vermenin, sevdiklerimizi ya da kendimizi sevindirmekten çok daha büyük anlamlara bürünebileceğine inanıyoruz. Parçası olduğumuz bütünün tamamına katkı sağlayabilecek, çevreye dost, kendimiz ve sevdiklerimiz kadar doğanın ve başka insanların ihtiyaçlarına da duyarlı hediye seçenekleriyle bu yıl hem kendiniz, hem başkaları hem de dünya için faydalı olacak değişim hareketi için ilk adımı atabilirsiniz. Unutmayın: “Bir insan değişir, dünya değişir!”

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale