X

Dünyayı değiştiremiyorsan Life Style Medicine ile kendi dünyanı değiştir

“Eğer dünyayı değiştiremiyorsan, kendi dünyanı değiştir.”

Herkese selamlar. Evet, artık Life Style Medicine’den bahsetmeye başlayabilirim. Öncelikle belirtmeliyim ki ben bir doktor değilim, bu önemli bir nokta. Yurtdışında Life Style Medicine kliniklerde uygulanıyor. Ben sizlere medical exercise trainer ve yoga eğitimcisi olarak, fitness, yoga ve mindfulness tarafından bilgilerimi aktaracağım. Eğer psikolojik ve fizyolojik bir sağlık sıkıntısı yaşıyorsanız lütfen ve lütfen önce doktorunuza başvurun!

Life Style Medicine bir çeşit önleyici sağlık ve kişisel bakım ilacıdır. Hastalıklara neden olan beslenme, fiziksel aktivite, kronik stres ve kötü alışkanlıkları içeren (sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı gibi) hayat tarzı faktörlerini araştırıp önlemek ve tedavi etmek amaçlı ortaya çıkmış. Bunun yanında danışanlarının alışkanlık ve davranışlarını değiştirmek için motive etmek, eğitmek ve hayat kalitelerini yükseltmeyi amaçlar. Beslenme, sebze temelli bir diyet, düzenli fiziksel aktivite, uyku düzeni, stres kontrolü, sigara ve alkol kullanımını azaltma, sosyal ilişkiler konularına odaklanır.

Yapılan araştırmalara göre hastalıklara neden olan faktörler temizlendiği zaman vücut kendisini iyileştiriyor. Life Style Medicine içerisinde bununla ilgili kullanılan birçok teknik var ama en çok kullanılanı Transtherotical Model, yani davranış değişimi. Bu çalışma altı aşamada gerçekleşiyor: Precontemplation, contemplation, preperation, action, maintenance, termination. İlk aşamada ya farkında olmuyor kişi ya da hazır olmuyor. İkinci aşamada değişime hazır olmaya başlıyor, hazır oluyor, harekete geçiyor, beşinci aşamada kişiler en azından altı ay boyunca değişimi yaşamaya ve değişime alışmaya devam ediyor, son aşamada ise artık değişim gerçekleşmiş oluyor ve kişiler eski kötü alışkanlıklarına dönmek istemiyorlar.

Bu yazıya biraz terimsel başlamak istedim ki biraz daha net otursun. Birebir bu aşamaları yaşamış biri olarak insan eski hayatına dönmek istemiyor aşamasına 100% kefilim. Geçen gün bir arkadaşım geldi ve buzdolabının üzerindeki fotoğrafımı gördü, “Bu kim?” diye sordu. Ben de “Benim” dedim. O da “Eskiden daha yaşlı gözüküyormuşsun!” dedi ve inanamadı o fotoğraftaki kişinin ben olduğuma.

Ara ara bana da ütopik geliyor evet, eski halim daha kırışık, sağlıksız ve çökük görünüyor. Her zaman spor yapan biri olmama rağmen biraz fazla alkol ve sigara kullanımımdan ve düzensiz hayat tarzımdan dolayı daha sık hasta olurdum ve iyileşmem uzun sürerdi. Şimdi bir sıkıntı yaşadığım zaman çok daha hızlı geçiyor çünkü. Uzaktan bakınca o zamanlar çok eğlenirdim. İki günde bir partilere gitmek sürekli içmek, sabah altıda poker masasından kalkmak beni çok mutlu ediyordu. Bir gün panik atakla, elimde viski bardağıyla “Allah ne oluyor?!” dediğim gün aslında alkolle sorunlarımı bastırdığımı, eğlenceyle yüzleşmek istemediklerimi kapatmaya çalıştığımı fark ettim ve değişmek istediğime o anda karar verdim. İlk zamanlar alışkın olduğum çevreden, aşık olduğum adamdan ve alışkanlıklardan kopmak çok kolay olmadı. En zoru da aslında çevreden kopmanın zorluğu oldu çünkü ortamlarda genel olarak birbirini gaza getirmek vardır ve orada iradeyi sağlamak biraz daha zor olur ama bir kere değişince bütün hayatın ve çevren değişir.


2 yaz önce


3 ay önce – Çene, alın, kaz ayakları, cilt tonuna özellikle bakın

Şimdi bence çok çok çok önemli bir konu bu paragraf: Life Style Medicine Amerika’dan ve oradaki hayat paternlerinden yola çıkılarak ortaya çıkmış, ortak noktalar çok olsa da Türkiye’de yaşadığımız için çok daha farklı hayat tarzı sorunlarımız da var. Bunları da ara ara tartışmak lazım ki amaçlar yerini bulsun. Bizim toplumumuzda mesela egzersiz ön yargıları, mutfak tercihleri, kültürel tabular, mahalle baskısı, kabul görmeme ve yalnız kalma korkusu, kim ne der kaygısı güçlü ve aşılması zor paternler.

Farkında olmayarak hepimiz yapıyoruz ve fazla fazla maruz kalıyoruz. Hem öğrencilerimde hem de kendi deneyimlerimde çokça karşılaştığım için değinmek istedim, bireylere laf söylemek veya eleştirmek gibi bir niyetim yok, bu konuda çok hassasım ve her yazımda da değiniyorum, o benim haddime değil zaten. Bazen alınıp küsenler çıkıyor benim konumum analiz etmek ve çözüm konusunda yardımcı olmak sevgili arkadaşlar. Eğer okuduğunuza alınıyorsanız orada kişisel bir direnç oluşturduğunuzu bilmeniz ve oraya bir bakmanız gerekir. Aradan Toplumsal Mindfulness ve Mindfulness’a da değinmek güzel oldu çünkü değişim ve değişimden korkmamak için farkındalık çok önemli.

Haydi yine yazımızı uygulamayla bitirelim sevgili arkadaşlar, şimdi güzel bir mum yakın, gözlerinizi kapatın, derin derin nefesler alın ve iyice sakinlediğiniz zaman kendinize şu soruları sorun ve cevaplarını yazın:

Nasıl bir hayat yaşıyorum?
Yaşadığım bu hayattan memnun muyum?
Daha kaliteli bir hayata sahip olmak için neleri yapmıyorum?
Nereden ve nasıl başlamalıyım?

Cevaplarınız sizi yönlendirecektir, ben de her zaman yanınızdayım bu süreçte, eski yazılarıma da bir göz atabilirsiniz, nereden başlayacağınız ve neler yapabileceğiniz konusunda referans olacaktır. Ayrıca çok değerli öğrencim Duygu’yu da size örnek vermek istiyorum. Instagram sayfasından muhteşem yemek tariflerine ve nasıl değiştiğine bir bakabilirsiniz. 

Haftaya görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın.

İlginizi çekebilir: Life Style Medicine ve motivasyon: Motivasyona kimin ihtiyacı var?

Bahar Çolak: Merhabalar ben Bahar. Yeditepe Üniversitesi, Sanat Yönetimi Bölümü mezunuyum. Okul sonrası Demir Demirkan’ın asistanın olduktan sonra müzik yapımcılığına başladım, Berklee Collage of Music’ten Dijital Müzik Pazarlaması ve Lisanslama eğitimi aldım. 2017 yılında yoga eğitimimi tamamladım. Daha sonra, Leiden Üniversitesi'nden Mindfulness eğitimi aldım. 2020 yılında İskandinavların mutluluk felsefesi Hygge'yi, Yoga ve Mindfulness çalışmalarıyla birleştirerek yepyeni deneyimsel bir akım yarattım. Soho House, Kalamış’taki Home Studio’m ve kurumsal firmalarda yoga dersleri veriyorum ve workshoplar yapıyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale