X

Dünyayı bir uçtan diğerine keşfeden iki gezgin Onur ve Oylum’un “Baya İyi” dedikleri her şey

Dünyayı dolaşmak, yeni yerler görmek, yeni insanlarla tanışmak… Tüm bunlar hepimizin hayal kurduğu şeyler olsa da zaman zaman vakit ayırmakta, gerçekleştirmekte zorlanıyoruz. Ancak gidemesek de takip edebilmek mümkün. Bunu en iyi şekilde gerçekleştiren, paylaşımlarıyla bizleri uzaklara götüren hesaplardan biri de Baya İyi. 

   

Baya İyi‘nin kurucuları Onur ve Oylum gittikleri her yeri ve en güzel deneyimlerini internet siteleri Bayaiyi.comBaya İyi‘ ve Instagram hesapları baya_iyi, loylum ve onuryukselbaya_iyi, loylum ‘den paylaşıyorlar. Çektikleri ilham verici fotoğrafları, yazdıkları yazıları ve tavsiyeleri dışında onları birazcık daha yakından tanımak istedik ve iki gezgine birkaç soru sorduk. İşte Onur ve Oylum’la gerçekleştirdiğimiz keyifli ve samimi sohbet ve onların eğlenceli cevapları:

Önce sizi biraz tanıyalım: Oylum ve Onur Yüksel kimdir?

Onur: Arkeoloji ve fotoğraf meraklısıyım. 2004 yılında blog yazmaya başladım. O günden beri de aralıksız yazmaya devam ediyorum. Zamanla insanın ilgi alanları değişiyor, yazdıklarım da değişti. Ama yazdıkça bu değişimi daha iyi hissediyorum. Konular farklı olsa da insan istemeden hayata dair günlüğünü tutuyor. 2010 yılında Oylum’la tanışıp hayatımın en güzel periyoduna başladım. Seyahat etmenin sevdiğin biri ile birlikte olduğunda ne kadar farklı olduğunu anladım.

Oylum: Gazetecilik mezunuyum, Sanat Tarihi okumuş olmayı dilerdim. 2006’da ilk DSLR fotoğraf makinemi aldım ve fotoğraf çekmek için seyahat etmeye başladım. 2007’de seyahat blogumu açtım, 2011’de hayranı olduğum resimler ve ressamlar hakkında blog yazmaya başladım.

Ortak: Kasım 2010’da Kenya’da evlendik, evlendiğimiz gün kendi işimizi kurmaya karar verdik. Nisan 2011’de dükkanımız değil evimiz dediğimiz bywonderland.com‘u açtık. 2013’te ayrı ayrı 6-7 blog yazdığımızı fark ettik, neden bloglarımızı birleştirmiyoruz dedik ve sadece her ikimizin de “baya iyi” dediklerine yer verdiğimiz bayaiyi.combywonderland.com‘‘u açtık.

Sana en çok ilham veren kişiler kimler?

Onur: Fotoğrafçı Platon Antoniou, Art Wolfe ve Jimmy Nelson. Arkeoloji’de Osman Hamdi, Nevzat Çelik, Halet Çambel, Klaus Schmidt. Tarihçi ve yazar Muazzez İlmiye Çığ, İlber Ortaylı ve Halil İnalcık.

Oylum: Kişilerden daha çok mutluluk, başarı ve yaşama sevinci gibi duygulardan ilham alıyorum. Mesela orkestra şefi Nadir Abbasi’nin, alkışları yöneterek seyircileri orkestranın bir parçası yaptığı video. 1989’da Prekazi’nin Monaco’ya 37 metreden attığı gol ve sonrasındaki sevinci. Dünyanın herhangi bir yerinden, herhangi bir meslekte başarıya ulaşmış insanların yaşama sevinci bana ilham veriyor. O mutlulukla besleniyorum.

Gün içerisinde en büyük motivasyon kaynağın nedir?

Onur: Okumak; öğrendiğim her şey günüme farklı bir heyecan katıyor. Bu bazen araştırırken gördüğüm bir yer oluyor ve yeni bir seyahat planını ortaya çıkarıyor. Bazen fotoğraf konusunda öğrendiğim bir teknik oluyor onun denemeleri için ilham kaynağı oluyor.

Halong Bay / Baya İyi / Instagram

Oylum: Benim için her gün 22 saat + 1 film. Film yerine 2 bölüm kuzey polisiyesi ya da BBC belgeseli de olabilir. 5000’den fazla film izledim. Beğenmediğim filmleri hafızamdan hemen siliyorum, yeni hikayelere yer açmaya çalışıyorum. O gün izleyecek yeni bir film yoksa, çok sevdiğim filmlerden birini tekrar izlerim.

Hafta sonları en çok ne yapmaktan keyif alıyorsun?

Onur: Yola çıkmak.

Oylum: İstanbul’daysak İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde başlayan, molası Sirkeci Şehzade Cag Kebap’ta verilen bir gün ya da Beyoğlu’ndaki galerilerde yeni sergileri gezdiğimiz, molası İnci Profiterol’de verilen bir gün nefis bir gündür. 3 ayda bir tekrar ederiz bu günleri.

İstanbul’da, Türkiye’de ve dünyada vakit geçirmekten en çok keyif aldığın yerler nereler? “Bence herkesin mutlaka görmesi gerekir” dediğin bir yer var mı, varsa neresi?

Onur: İstanbul’da Balat ve Sultanahmet. İtalya, Roma. Kamboçya, mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Oylum: Bir insanın yurt dışında tek bir şehir görme şansı olsa Venedik’ten yana kullanmasını tavsiye ederim. Şehircilik anlamında yaşadığımızın tam tersi Venedik. Orada olmadan hayal etmesi imkansız bir şehir. Venedik’te korna sesi duymuyor olmak ya da yürürken araba kollamamak bile zihin olarak müthiş bir rahatlama yaşatıyor insana. Bana kendimi en iyi hissettiren şehir ise Roma. Resim sanatına düşkün olanlar Vatikan, Roma, Paris, Londra, Barselona, Amsterdam ve New York’a mutlaka gitmeli. Tasarım anlamında yenilik arayanlar Bangkok’ta sokak keşfine çıkmalı. Türkiye’de yaşayan, doğa ve tarih seven herkes ise mutlaka arabayla bir Likya turuna çıkmalı. 

Alaçatı / Baya İyi / Instagram

Çantanın olmazsa olmazları neler?

Onur: Fotoğraf makinesi ve kahve.

Oylum: Fotoğraf makinesi ve alerji ilaçlarım.

Hangi mevsim seni daha çok mutlu ediyor?

Onur: Her mevsimden keyif alıyorum.

Oylum: İlkbaharın ısısını ve yaşattığı yeniden doğuş hissini çok seviyorum. Fotoğraf açısından ise sonbaharın renklerine bayılıyorum.

Hint Okyanusu / Baya İyi / Instagram

Okumaktan en çok keyif aldığın yazarlar kimler? / En son hangi kitabı okudun?

Onur: John Fowles. Likya / Nevzat Çelik Likya Kitabı

Oylum: Mario Puzo ve Dan Brown romanlarını okurken yaşadığım heyecanı çok seviyorum. En son Hasan Barışcan’ın Likya Efsaneleri kitabını okudum.

Dinlemeyi en çok sevdiğin müzik türü nedir? / En son hangi konsere gittin?

Onur: Indie pop/rock. Kaan Tangöze’nin Cappadox konseri.

Oylum: Bizde müzikler Onur’dan sorulur. Her gün yeni birini keşfediyorum sayesinde. Beni bıraksa hala Bon Jovi dinliyor olurdum. Kaan Tangöze gittiğimiz son konser ama benim aklıma konser deyince ilk sıradan her şarkısını ezbere söyleyerek eşlik ettiğim Antony and the Johnsons geliyor, keşke yeniden canlı izleyebilsek.

Hiçbir şey yapmak zorunda olmadığın, tüm vaktini kendine ayırabileceğin bir günün olsa nasıl değerlendirirdin?

Onur: Antik kent ya da arkeoloji müzesi gezerek.

Oylum: Resim müzesi ya da doğa parkı gezerek.

En sevdiğin spor / egzersiz nedir?

Onur: Yürüyüş.

Oylum: Sahilde hızlı tempo yürüyüş. Yeniköy’de yaşarken Boğaz’da yürüyüş yapıyorduk. Balat’a taşındığımızdan beri Haliç Sahili’nde yürüyoruz. Haliç de en az Boğaz kadar iyi hissettiriyor.

Çocukluğunla ilgili en çok özlediğin şey nedir?

Onur: Daha az bina, daha az beton, şehirlerin daha yeşil sokakları.

Oylum: Annem, babam ve kardeşimle çıktığımız yolculuklar. Her hafta sonu mutlaka İstanbul’da bir keşfe çıkardık. Her yaz karne aldığımız gün ise en az 2 haftalık bir seyahate çıkardık, Ege ve Akdeniz’deki tüm antik kentleri, köyleri ve koyları birlikte gezmek harikaydı.

Son zamanlarda seni en çok heyecanlandıran şey neydi?

Onur: Farklı bir konsepte açacağımız kahve dükkanı

Oylum: Kesinlikle, Balat Coffee & Guide en büyük heyecanımız.

Sence başardığın en zor şey neydi?

Es Vedra / Ibiza / Baya İyi / Instagram

Onur: Başardıktan sonra aslında düşündüğün kadar zor olmadığını anlamak.

Oylum: Hayatımda henüz hiçbir şey başardığımı hissetmiyorum. En büyük şansımı ve mutluluğumu sorarsanız, hayatımın anlamı Onur’la tanışmam ve evlenmem.

Seyahat ederken yanından asla ayırmadığın şeyler neler?

Onur: Gideceğim yer ile ilgili harita ve kitap.

Oylum: Fotoğraf makinesi, alerji ilaçlarım, güneş kremlerim ve şapkam.

Herhangi bir yere gitmeye nasıl karar veriyorsun? Nasıl plan yapıyorsun?

Onur: İzlediğim bir film ya da belgesel, okuduğum bir kitaptan ya da dergiden, ya da gördüğümüz bir fotoğraf.

Oylum: Dünya haritasını 9 yaşımda ezberledim, aslında daha çocukken görmek istediğim yerlerin listesi kafamda hazırdı. Doğa, sanat ya da tarih. Bir yere gitmemiz için bu 3’ünden birinin bizi çağırıyor olması yeterli. Bu seyahatlere ayırabilecek zaman ve para oldukça Onur’la planlayıp gitmeye çalışıyoruz. Onun dışında yeni bir yer görmektense, özlediğim şehirlere belli aralıklarla gitmek de karşı koyamadığım bir şey. New York, Roma, Paris, Amsterdam, Barselona, Londra defalarca gittiğim, her fırsatta yeniden gitmek isteyeceğim şehirler.

Onur ve Oylum / New York

İlk kez gittiğin bir şehirde kısıtlı zamanın varsa önce nereleri gezersin?

Onur: Arkeoloji Müzesi.

Oylum: Resim Müzesi.

Alışveriş, kültür-sanat ve eğlence için favori ülke ve şehirlerin nereler?

Onur: İtalya, İsveç, Kamboçya. Roma, New York, Siem Reap, İstanbul.

Balat / İstanbul / Baya İyi / Instagram

Oylum: Bangkok tasarım ürünler, yeni trendler ve alışveriş konusunda şaşırtıcıydı. Bangkok’taki tasarım mağazaları gezdikten sonra Avrupa ve Amerika’nın Bangkok’u 1-2 yıl geriden kopyaladığını anladım. Sanat konusunda New York ve Londra daima yeni bir şeyler sunuyor. Vietnam ise kuzeyde Halong Bay’den güneyde Mekong Deltası’na inanılmaz coğrafyalarla büyülüyor. Eğlence konusunda Stockholm’deki Gröna Lund, Florida ve Los Angeles’taki Universal Park’lar olağanüstü eğlenceli deneyimlerdi.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale