dummy

Bu dünyaya oturmaya gelmedik: Sizi oturmaktan soğutacak 13 bilimsel bilgi

Bu dünyaya oturmaya gelmedik: Sizi oturmaktan soğutacak 13 bilimsel bilgi

Bizler 2 milyon yaşındaki insanoğlunun torunlarıyız, onların taşıdığı genlerle bizim genlerimiz arasında hatırı bile sayılacak kadar fark yok. İnsanoğlu bugünlere hareket ederek, yürüyerek, koşarak gelmiş. Dinlenmek istediğinde de ya çömelmiş, ya bağdaş kurmuş ya da yatmış. Vücut ve genler de bu harekete göre evrilmiş. Ama özellikle endüstri devriminden sonra hayatımıza taşıtların ve çalışma yerlerinin girmesiyle birlikte oturmaya, daha çok oturmaya başlamışız, günümüzde ise artık neredeyse hiç kalkmıyoruz (uyku hariç).

dummydummy

Kahvaltı ederken, yolda giderken (arabada, toplu taşımada), işte, okulda, öğlen yemeğinde, TV ve ekran karşısında, akşam yemeğinde, sinemada, konserde (önemli bir kısmında) hep oturuyoruz. Oturmazsak da yürüyen bant, yürüyen merdiven ve asansör kullanıyoruz.

Oturmak birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.

Devamlı oturmak, uzun süreli oturmak, sürekli oturmak… Sağlığımız için uzun vadede zararlı, hatta öldürücü! İşte sizi oturmaktan soğutacak 13 bilimsel bilgi:

1. Şişmanlarsınız

Otururken, özellikle yarım saatten fazla oturursanız, metabolik hızınız düşer. Zamanla otura otura bacak kaslarınız da zayıflayacağı için harcadığınız enerji iyice azalır, yediğiniz içtiğiniz her şey harcanamadan yağ dokusu oluşumu için kullanılır. Oturmak ayrıca yağ dokusunun yıkılarak enerji elde edilmesini de engeller, dolayısıyla oluşan yağ dokusu büyür de büyür.

2. Şeker hastası olursunuz

Oturmak önce insülin direncine neden olur. Sonra siz şeker ve rafine karbonhidrat tüketimini azaltmadan oturmaya devam edersiniz önce gizli şeker, sonra bildiğiniz şeker hastası olursunuz

3. Kolesterol düzeyleriniz yükselir

Oturmak demek hareketsizlik demek olduğu için uzun vadede kötü kolesterol düzeyleriniz yükselir, iyi kolesterol düzeyleriniz düşer.

4. Kalp hastası olursunuz

Oturmak tüm dolaşımı yavaşlatır. Özellikle en büyük kas gruplarının bulunduğu bacaklar çok az hareket ettiği için tüm vücudun dolaşımı yavaşlar, bu kötü kolesterol düzeylerinin yükselmesiyle sizi damar sertliğine ve kalp hastalıklarına açık hale getirir.

5. Bacak damarlarınız uff olur

Oturmanın ve bacak damarlarındaki dolaşım azalmasının bacak damarlarının içini kaplayan endotel hücrelerine zarar verdiği gösterilmiş. Bu özellikle çok uzun süreli oturuyorsanız sizde bacaklarda varis hatta derin ven trombozuna (toplardamar tıkanması) neden olabilecek bir durum.

6. Kanser olma olasılığınız artar

Uzun süreli (günde 6 saat), ve çok uzun süreli (günde 8 saat) oturan kimselerin akciğer, bağırsak, meme, prostat ve rahim kanseri olma riskinin %30’dan fazla arttığı gösterilmiştir.

7. Beyniniz hasta olur
Oturmak beyni negatif etkileyerek uzun vadede Alzheimer tipi demansa yatkın yapar.

Hareketsizlik bir yandan kan dolaşımını azaltarak beyninizi yavaşlatırken, beynin büyüme ve gelişme faktörü BDNF üretimine sekte vurarak sizi hem yavaşlatır, hem de kısa vadede depresyona, uzun vadede Alzheimer tipi demansa yatkın yapar.

8. Bağırsaklarınız çalışmaz

Uzun sürelerle oturmak hem bağırsaklara giden kan akımını azaltarak bağırsaklarınız çalışmasını bozar, gaz, hazımsızlık, kabızlık, irritabl bağırsak sendromu bulguları ortaya çıkar veya kötüleşir, bir yanda da karın boşluğunda tüm organlarınızı sıkıştırarak onlara zarar verir.

9. Merkezi kaslarınız zayıflar

Uzun süreli oturmak hem sizi dik tutan sırt kaslarını hem de karın kaslarınızı zayıflatır. Etrafınız bir bakın, herkes koltuk veya sandalyelerinin içine kaçmış, kahvehanede oturan amcalar gibi kambur oturuyor!

10. Beliniz ağrır

Oturmak omurganıza, özellikle bel omurlarınıza dikey eksende, kaldırmaya programlı olmadıkları bir yük bindirir, ayrıca kasık kaslarınızı da kısalttığı için leğen kemiğinizin dengesini bozar. Özellikle son iki bel omuru L4 ve L5 omurgalarının arasındaki disk sıkışır ve çok oturduğunuz bir günün sonunda yaptığınız ters bir hareket, size fıtık olarak geri dönebilir.

11. Boynunuz ağrır

Merkezi kaslar zayıflayınca kamburlaşırız. Kamburlaşan omurga nedeniyle, baş öne gider, omuzlar içe düşer. Zaten telefon ve ekranlara bakmaktan ziyadesiyle zarar görmüş boyun, omuz ve sırt kaslarımız kasılır ve sertleşir; boyun ve sırt ağrıları hayatımızın ayrılmaz bir parçası olur.

12. Uykunuz kaçar

Hareketsiz kalan vücut serotonin ve dopamin metabolizmalarını düzenleyemez, melatonin sekresyonu bozulur; hem bir türlü uykuya dalamazsınız, hem de gece kalitesiz uyur, sabaha turşu gibi uyanırsınız.

13. Erkenden ölürsünüz

Oturma süreniz arttıkça yaşadığınız ömür de kısalıyor maalesef. Bu biraz kalp damar hastalıkları ve insülin düzeyleri ile de ilgili, ancak hiçbir risk faktörü olmayan, ancak günde 6 saatten fazla insanların bile, beklenenden en az 2 sene daha az yaşadığı gösterilmiş.

Gün içinde her yarım saatte bir en az 2-3, mümkünse 5 dakika hareket etmelisiniz.

Hasta olmamak, kanser olmamak, bunamamak ve erken ölmemek için devamlı hareket etmemiz gerekiyor. Dilimize giren yeni bir tabir var: aktif sedanter! Yani gün içi hep oturan, haftada bir iki saat spor yapan, hareket eden anlamında. Tabii ki hiç hareket etmemekten iyi ama kesinlikle yeterli değil.

Gün içinde her yarım saatte bir en az 2-3, mümkünse 5 dakika hareket etmelisiniz. Kalkıp bir raftan bir şey almak için bile olsa kalkın, esneyin, 5-10 adım atın, öyle oturun.

Ayrıca zayıflayan sırt ve karın kaslarınızı tekrar hayata kazandırmak ve vücut sağlığınıza kavuşmak için:

  1. Dik durun, dik oturun, dik yürüyün
  2. Yoga yapın
  3. Pilates dersleri alın
  4. Her gün dışarıda en az yarım saat yürüyün. Amaç her gün 10.000 adımı zorlamak.

Masa başı egzersizlerini aşağıdaki videoda sizler için gösterdim:

Oturmaktan her yeriniz tutulunca evde yapabileceğiniz hareketler için:

Sinir sistemini güçlendirici öneriler, ağrısız bir yaşam ve migrenle mücadele için Beynini Doğru Besle kitabıma bakabilir, bana www.banutascifresko.com’dan ve Instagram’da @drbanutascifresko kullanıcı adıyla ulaşabilirsiniz. 

 

İlginizi çekebilir: Hayatı kabusa çeviren migrenle beraber görülen ve migrenin şiddetini artıran 10 hastalık

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Dr. Banu Taşçı Fresko: Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp Nöroloji Uzmanı olmuştur. Birçok özel hastanede çalıştıktan sonra şimdi çalışmalarını muayenehanesinde sürdürmektedir. Uzun yıllar kronik ağrılardan mustarip olduğu için, hastalara yol gösterecek, hayatlarını kolaylaştıracak bir kılavuz yazmak istemiştir. Ekim 2017de ‘Beynini Doğru Besle’ isimli kitabı çıkmış, kitapta migren ve fibromiyalji ağrılarıyla nasıl başa çıkılacağını, beslenmenin önemini ve tüm kronik hastalıklarda yoganın iyileştirici etkisinden bahsetmiştir. 2017 senesinde Arzu Rezzan Sunam ve Yelina Tayfur’dan Temel Yoga Hocalık Eğitimi ve Banu Çadırcı’dan 100 saat yoga terapi ve yoga anatomi eğitimi almıştır. Aynı zamanda Ahmet Güllü ve Vedat Örs atölyelerinde eğitim almış, profesyonel bir ressamdır, bu güne kadar 7 kişisel sergi açmıştır. Bugünlerde bir yandan Mayıs 2018’deki sergisine hazırlanmaktadır.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp