Dünyanın kalbinin attığı yer: Times Square
Hayatımda en çok gidip görmek istediğim yerdi New York ve Times Square. O yüzden de meydanın bulunduğu metro durağına geldiğimde kalp çarpıntılarım epey bir arttı az sonra göreceklerim üzerine. Alana çıktığımızda henüz gündüzdü, asıl hengame daha başlamamıştı. Ona rağmen, ışıltılı devasa reklam panoları ve binlerce insanın bulunduğu, yüzlerce sarı taksinin peş peşe konvoy oluşturduğu bu uzun cadde ve büyük meydan oldukça göz alıcıydı.
Hava kararıncaya kadar diğer yerleri gezip meydana tekrar döndüğümüzde ise alan bambaşka bir hal almıştı. Şıkır şıkır insanlar, üzerinde renkli videoların oynadığı dev panolar, farlarıyla caddeyi sanki hiç yeterince ihtişamı yokmuşçasına aydınlatan arabalar… Tam anlamıyla büyüleyiciydi.
O zaman diyorsunuz ki kendi kendinize “Sanırım şuan gerçekten de dünyanın merkezindeyim”
İlgili yazı: Amerika’nın kalbi New York’tan nefes kesici kuş bakışı manzaralar
Her şey gösterişli olacak ya, M&M’s binasına girdik daha sonra. Yok böyle bir şekerleme çılgınlığı! Yüzlerce insan ellerinde poşet, dev şekerleme kaplarından dilediğince, rengarenk dolduruyor içlerini. Pencereden caddeye bakıyoruz, orada da her yer curcuna; renkler, insanlar, arabalar, gürültüler…
İşin ilginç yanı da, öyle cezbedici bir ambiyans ki dışarısı, kendinizi o kalabalığa bırakmak, akıntıya kapılıp gitmek istiyorsunuz bir an önce.
Times Square’de başımıza gelen eğlenceli sürpriz
İnsanların toplandığı kırmızı merdivenlerin bulunduğu alanda ise bizi bir sürpriz karşılıyor. Bir anda yanda bulunan dev ekranda içinde bulunduğumuz kalabalık beliriyor. İçinden kendimizi seçmeye çalışırken bir de yarışma başlıyor üzerinde bizi de içine davet eden. Adım başı Wireless olduğu için hemen internetlerinize yumulup Twitter’a giriyoruz, sonra da eğlenceli oyuna dahil oluyoruz bu şekilde.
Çok ilginç bir dünyaya sahip bu şehir; meydanıyla, caddeleriyle, hayat tarzıyla. Daha yazılacak o kadar çok şeyi var ki…