Dünyanın en eski kültürlerinden özgüvenli çocuklar yetiştirmek için 3 ipucu
Tüm ebeveynlerin ortak bir arzusu vardır: Özgüveni yüksek çocuklar yetiştirmek. Şüphesiz ki bu zorlu ve uzun bir yolculuktur, ancak doğru adımlarla ve en işlevsel yaklaşımla başarılabilir. Ebeveynlik uzmanı ve New York Times’ın çok satan “Hunt, Gather, Parent” kitabının yazarı Michaeleen Doucleff 3 yaşındaki kızıyla dünyayı gezdikten sonra bu konuda harika ipuçları paylaşıyor.
Dünyanın en eski kültürlerinden olan ailelerle ebeveynlik tarzları üzerine görüştükten sonra özgüvenli çocuk yetiştirmenin adeta sırlarını keşfeden Doucleff, tüm ebeveynlere yol gösterebilecek şu 3 yöntemin altını çiziyor:
Çocukları ev işlerinden uzaklaştırmayın
Neredeyse tüm çocuklar, evde olup biten her şeye ekstra ilgi gösterir, anne-babalarının yaptığı her şeye meraklı gözlerle dahil olmak isterler. Özellikle de günlük ev işlerine… Ancak bazen birtakım endişelerden, “aman bir şey olmasın” korkusundan ya da zaman sıkıntısından anne babalar çocuklarını pek fazla bu işlere dahil etmezler. Oysa ki özgüven duygusunun temelleri o küçük ve belki de önemsiz görünen işlerde yatar, çünkü her şey ailede başlar.
Doucleff, “Anahtar noktalardan biri, çocuğun ev işlerine ilgi gösterdiği bir durumda onları asla uzaklaştırmamaktır.” diyor. Çamaşır asmak, masayı kurmak veya etrafı toplamak isteyen çocuklara destek olmanın önemini vurgulayan ünlü yazar, bu isteğin kıymetini bilmenin de önemli olduğunu söylüyor. Çünkü, yardım etme ve bir takımın parçası olma isteği genellikle 6 veya 7 yaşına kadar sürer diye ekliyor.
Bu nedenle yaşları kaç olursa olsun çocuklarınızın ev işlerine katkıda bulunmasına izin verin. Dahası, ev işlerini adeta bir sosyal aktiviteye dönüştürün. Temizlik yaparken sohbet edin, çorapları katlamasına izin verin, salatalıkları kesmesini isteyin. Tüm bunlar onları hem motive edecek hem de kendilerine olan güvenin artmasına yardımcı olacak.
Araştırmalar, çocukların yardım etme konusunda içsel bir motivasyona sahip olduğunu gösteriyor ve bu içsel motivasyonun dışsal ödüllerden daha güçlü olduğunun altını çiziyor. Yapılan bir çalışma, 20 aylık çocukların bir oyuncak verildiğinde ikinci kez yardım etme olasılığının daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, ödüller yerine çocuklara sadece katkıda bulunabilecekleri alanlar sağlamak çok daha etkili olabilir.
Çocukları kendi dünyanıza dahil edin
Hafta sonları sadece çocuğunuza özgü planlar mı yapıyorsunuz, çocuklarınızı sık sık doğum günü partilerine, yalnızca çocuklara ait alanlara, etkinliklere mi götürüyorsunuz? Elbette ki tüm bunları onların mutluluğu için yapıyorsunuz ama aslında pek de gerek yok. Çünkü ebeveynlik pratiklerinde başarılı olan kültürlerde “yetişkin dünyası” ile “çocuk dünyası” bir.
Doucleff, “Seyahatlerimde ebeveynlerin hafta sonları çocuklar için özel bir şeyler yapmadığını fark ettim.” Diyor ve ekliyor; “Aktiviteler yok, doğum günü partileri yok, belirlenmiş oyun buluşmaları yok, sadece ev işlerine dahil oluyorlar, diğer çocuklarla oynuyorlar, köyde kendi başlarına koşturuyorlar.” Doucleff, insanların genellikle çocukları için çocuk odaklı etkinliklerle bir dünya yarattığını söylüyor. Oysa, eğer bir çocuğu kendi dünyanıza davet ederseniz, onlar sizin takımınızın bir parçası olmak isteyecekler ve bunu ailenin içinde rol almak olarak göreceklerdir. Aile içinde kendilerine ait bir yer olduğunu, onlar için bir rol biçildiğini gördüklerinde de özgüvenleri artacak.
Çocukların düşünmelerini sağlayın
Çocuğunuzla konuşurken, ne sıklıkla emirler veriyorsunuz? Şu ağaca tırmanma. Kardeşine vurma. Yemeğinle oynama… Tabii ki onların iyiliği, güvenliği için tüm bu söylemler, ancak uzmanlara göre çocukları doğru bir şeyi yapmaya ikna etmenin yolu bunlar değil. Doucleff’e ve dünya genelinde gözlemlediği farklı ebeveynlik tarzlarına göre, çocukları durup düşünmeye yönlendirmek gerekiyor.
Örneğin; “Eğer o ağaca tırmanırsan ne olacağını düşünüyorsun ya da kardeşine vurduğunda onun canının acıyacağını biliyor musun…” gibi sorularla çocuğun düşünmesini sağlamak ve doğru kararı kendisinin vermesi için destek olmak onun özgüvenini artmasına yardımcı olabilir. Çünkü, böylesi bir yaklaşım, çocuğun kendi iradesine sahip olduğunu fark etmesini sağlar.
Sonuç olarak bu üç ebeveynlik pratiğinin de söylediği ortak şey; çocuklara güvenmek ve onları dahil etmek. Evet, çocuklar ‘küçük insanlar’ olabilir, henüz tüm becerileri gelişmemiş, duygusal, sosyal gelişimlerini tamamlamamış olabilirler, ancak bu onların düşünceleri, iradeleri olmadığı anlamına gelmez. Özgüvenli çocuklar yetiştirmek istiyorsanız, önce ebeveynliğinize sonra çocuğunuza güvenmeniz gerekir.
İlginizi çekebilir: Özgüveni yüksek çocuklar yetiştirebilmek için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktalar