X

Dünyanın altı üstüne dönerken: Bağımsızlık hikayesi yazabilir misiniz?

Bir hamuru yoğurur gibi, bir alttan bir üstten katılıyoruz içimize, içimizden dışımıza. Yaşam oyunu sonsuz bilmecelerle dolu. Her açığa çıktığında yeni bir sen, o yeni senin deneyimleri ile içe katlanıp yeni bir tefekkür…
Oyunun kuralları basit, uygulaması senin inanç ve direnç mekanizmana bağlı olarak değişiklik gösteriyor.
Bedenini ne kadar dinliyorsun?
İç sesini ne kadar dinliyorsun?
Senin olana ne kadar sahip ve sadıksın?
Kendi sözünü ne kadar dinliyorsun?

Bedenin istemediği halde sadece alışkanlığın yüzünden mi içiyorsun o sabah kahvesini ya da bedenin istemediği halde iyi olduğuna inandığın için mi yapıyorsun yoga pratiğini?
İçin sana o durumlara girmemeni söylese de “inanç”ların ve şimdiye kadar edindiğin “kimliklerin” yüzünden evet mi diyorsun? Ya da sana “koş, git” dediğinde, yine aynı sebeplerden yolda kendini durduruyor musun?
Kendi fikrine, kendi buluşuna ne kadar inanıyorsun? Onu ortaya koymak için başkalarının benzer düşlerini mi kolluyorsun, varlığını başkalarına mı emanet ediyorsun? Ya da sadece orada olmak için fikrine uymayanlara “evet” mi diyorsun? Seni korkuların mı yönlendiriyor?
Kendi kendine verdiğin sözlere ne kadar itimat ediyorsun? “Kahve içmeyeceğim bugün” dediğinde, elin senden gizli kahve makinasına uzanıyor ve sen buna karşı koymayı beceremiyor musun?
Ufak ufak egzersizler.
Her biri kendini sevme egzersizi, her biri, kendine evet deme egzersizi. Yaşam sade bir oyun. Sen bu oyunu oynamakta ne kadar gönüllüsün?

Yorulduk.
İki tarafa da dair olan dirençlerimiz bizi yordu. Hiçlikte durmayı bilmeyen hallerimiz… O başlangıç ve hiç olanın sonsuzluğunu kavrayamayan zihinlerimiz yoruldu. “Kötü” olmamaya dair direncimiz, “acı”yı kabul etmeye dair olan direncimiz bizleri güçsüz bıraktı.
Daha da enerjin var mı defans için. O kollar hep havada asılı mı duracak?
İki kolunu da yanlarına salıp, her duygunun içinden gelip geçmesine izin verebilir misin?
Ancak “hiç” olursan, yani kodlanmamış bir enerji olursan sakinlikle geçer her duygu içinden ve seni kolaylıkla dönüştürür.
Bu, herhangi bir şey olmaya çalışmamak halidir. Ne olduğunu bir sıfata sığdırmama halidir. Olana tamam demektir. Olanı izlemektir. İzlerken istediğini büyütmek, istemediğine ses etmeden geçip gitmesine izin vermektir. Bir direnç, bir duygu üretmeden. Sadece izlemek. İzlemeye çalışmadan, izlemek…

Ne kadar kaf dağının uygulanamaz kuralları gibi gelse ve yargılarımız bu halin imkansızlığına bizi inandırmaya çalışsa da, özümüz bu. Bu hale uyumlanmamız bu yüzden çok kolay. Hatırlamak burada geçerlidir! Hatırlarız. Bir hiçlik, bir başlangıç, bir sonsuzluk titreşimi olduğumuzu.
Ve bu hal, aklımızla, ruhumuzla, şekillendirilir. Bu yaratımdır. Bu saf ve özgün bir yaratımdır.
Dogmalardan, inançlardan, gizli ajandalardan bağımsız bir yaratımdır. Sana aittir ve tartışılamaz.
Ve bütün bu dünya pratiği, bu enerjide durabilmek üzerine, tüm insanlığın “tanrılığını” bu boyuta indirebilme becerisini kazanması üzerinedir.
Hatırlamak üzerine.
Ne olduğunu!

Yaşamda büyük bir hareket var, her yerinde her anında. Her bir varoluşun da kendine has bir rengi ve tınısı. Bu haslık, bizi bütüne götürecek yegane hazinemizdir. Onu ortaya koyabilmek ise tek görevimiz.
Yaşamsal görevlerimiz, zihinsel görevler gibi bir sıfata sığdırılamaz. Yaşamsal vazifeler sonuç işaret etmez, yolu işaret eder. Yolun son-(suz)-ları, senin yaratıcı ve özgün titreşimin ile şekillenir. Yani sana sonsuz iradeyi bahşeder. Bir başarıyı değil, mutlak varoluş içinde nefes almayı, tin i içeri çekip onunla tam olarak uyumlanmayı.

Hayatın, bir insan beden ömründen ibaret olduğu inancından çıkıp(çoğumuz bilgisine sahibiz ama idrakine sahip miyiz?), sonsuz bir döngü olduğu gerçeğini aklımızda tutarak, her fırsatta aslında ilahi bir varoluşun anda, yaratımında olduğumuzun bilincinde olmakta yarar var. Bu çapa, bizlerin illüzyonun içinde kaybolduğumuzda merkeze, gerçeğe dönmemize olanak sağlar.

Detaylara indiğimizde, insanlığımızın “aciz” kısıtlı dünyasında, mekanik duygu sorunlarını çözüyoruz. Buralarda gezinirken elbette, ilahi ve sonsuz olanın titreşiminden kendi duygumuzun hapsine girebiliyor, hatta her şeyi sınırlı ve bir kalıp içinde görmeye meyil edebiliyoruz. Fakat, cümlenin başında da söylediğim gibi, buralar mekanik duygu durumları. Bir mühendislik yaptığımız, düşünce yapısını değiştirdiğimiz, bakmayı yeniden şekillendirdiğimiz yerler. Burada yaptığımız değişiklikler, kendi bütünümüzde, üst katlarımızda bambaşka hislere ulaşmamıza, başka farkındalıklar yaşayıp her seferinde merkezimize daha da yakınlaşmamıza olanak sağlıyor.
En çok buralarda vazgeçiyoruz kendimizi oluşturmaktan, umudumuz en çok buralarda yitiyor. Oysa burası su altında inşaat yaptığımız yerdir. Başarısızlık hissettirmesi, zaman algımız daki yanlışlıktandır. 8 çizer gibi, aşağıya ve oradan yukarıya doğru seyahat ederiz her seferinde. Bir içeride, bir dışarıda oluruz ve bu sonsuz kere sonsuz devam eder. Eğer dikkatli bakarsak da, asla bir önceki ile aynı duygularda değilizdir.
Kendini yargılamamak bu yüzden önemlidir. Yargı, seni bir duygunun başında gardiyan yapar. Ne tutsak gidebilir, ne de gardiyan.

Bu dönem zor bir dönem, kolay bir dönem vs. demeyeceğim. Dünyanın altı üstüne, üstü altına dönüp duruyor. Hep öyleydi, şimdi de öyle. Değişen tek şey sebepleri. Oysa yüzleştiklerimiz hep tanıdık ve bildik. Bu sefer, bu senaryoda, bugün, şimdi… Başka bir şey yapmak ister misin?
Eş-yaratıcı olduğunun bilinciyle, idrak edememiş olsan bile henüz buna niyet ederek, kendini telkin ederek…
Atlatılacak bir durum yok, geçecek bir hal de! Hepsi her an olacak ve oluyor, sen bu fırtına içinde veya durgun suda, kendi şarkını söyleyebilir, sesini kendine duyurmayı seçebilir misin? Dalgaları saymayı bırakıp, sesinle hemhal olabilir misin?
Bir bağımsızlık hikayesi yazabilir misin?

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Kendinize kendinizi hatırlatın: Kalbin elinden tutup yola devam edebilmek

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale