“Doğaya kaçmak” yerine “doğayı getirmek” söylemi, daha fazla yeşille buluşmak isteyen birçok şehri çoktan harekete geçirdi. Şehirlerin içinde çiftlikler kurmak, doğal ve organik tarıma yönelmek, ekoköyler inşa etmek, binaları, okulları yeşilliklerle buluşturmak, yenilenebilir enerji kaynakları ve dikey tarım için uygun teknolojiler geliştirmek ve bunlara benzer doğayla bütünleşmek için atılan her adım, iklim krizinin dünyanın dört bir yanını sarmış etkileriyle başa çıkarken en çok ihtiyaç duyduğumuz çalışmaları içeriyor. Bu nedenle, giderek popülerliği, ihtiyacı ve etkisi dünya genelinde artan “yeşil şehircilik”; sürdürülebilirliğe, yenilenebilir enerji kaynaklarına, organik tarıma, biyoçeşitliliğe, doğal alanların korunmasına ve her canlı için daha yeşil, daha yaşanılabilir alanlar sunmaya odaklanıyor.
Şehirler doğallaşıyor; binalar yeşilleniyor, çocuklar doğa ile buluşuyor, enerji kaynakları yenileniyor ve doğal olan korunuyor ise gelecek için umut var diyebiliriz. Okulların doğayla buluşmasından, çatıların yeşillenmesine; dikey tarımdan, ekoköylere başarılı yeşil şehircilik örnekleri için yazımızın devamını inceleyebilirsiniz.
Belentepe Permakültür Çiftliği, Bursa / Türkiye
Bursa Uludağ’da yer alan Belentepe Permakültür Çifliği, örnek bir sürdürülebilir yaşam alanı olarak ilham veriyor. Burada insanlar, elektrik enerjisini ve gıdalarını kendileri üretiyorlar, birlik içinde çiftliği geliştirmeye devam ediyorlar ve kendilerini “Daha anlamlı ve keyifli bir yaşam arayışı ve bir dönüşüm hikayesi.” olarak tanımlıyorlar. Belentepe’de aynı zamanda sürdürülebilirlik ile ilgili çeşitli eğitimler ve etkinlikler de düzenleniyor. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.
Fotoğraf: belentepe.org
Plant Factory’nin topraksız tarım uygulaması
İstanbul Dragos’ta kapalı alanda topraksız tarım yapan Plant Factory, dikey tarım uygulaması için başarılı bir örnek oluşturuyor. Şehir içerisinde tarımı geliştirmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen Plant Factory, geliştirdikleri topraksız tarım teknolojisi sayesinde mevsime bağlı olmadan yılın her günü üretim yapıyor. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.
Fotoğraf: webrazzi
Yeşil alanlar Morra Park’ta bir arada
Adeta bir sanat eseri, elle çizilmiş bir doğa tablosu gibi duran Morra Park, Drachten’de yer alan bir ekoköy. Burası, yenilenebilir enerji kaynaklarını içeren, görüp görebileceğiniz en yeşil alanları bir arada bulunduran, huzurlu ve doğanın içinde kendinizi keşfedebileceğiniz harika bir yerleşim alanı olarak ilham veriyor.
Fotoğraf: morrapark
Het Groene Dak’ta yeşil çatılar
Havayı temizleyen, morötesi ışınlardan koruyan, kuşlara, kelebeklere yuva olan, evleri yazın serin, kışın sıcak tutan çeşitli çimen ve ağaç türleri ile kaplı “yeşil çatılar” dünyanın farklı bölgelerinde yaygınlaşmaya başlamış olsa da en güzel örneklerinden bir tanesini Hollanda’da yer alan Het Groene Dak oluşturuyor. Het Groene Dak, yeşil çatılarının yanı sıra yenilebilir enerji kaynakları ve yeşillendirme çalışmaları ile de ön plana çıkan doğaya saygılı örnek bir yaşam alanı olarak değerlendiriliyor.
Fotoğraf: rotterdamsweerwoord
Delft’in ekolojik çatı planı
Yeşillik alanları ve bisiklet yolları ile ön plana çıkan Hollanda’nın en sevilen şehirlerinden biri olan Delft’te de bütün semtler ve ana merkezler bisiklet ve yürüme yolları ağıyla birbirine bağlanıyor. Aynı zamanda, burada iki kilometrelik bir karayolu parçasını yaya, bisiklet ve yaban hayatı bağlantıları için ekolojik bir çatıyla örtme planını da hayata geçirmek için çalışmalar sürüyor.
Fotoğraf: holland
Solheimar’da organik hayat
Dünyanın en eski ekoköyü olarak bilinen Solheimer, İzlanda’da bulunuyor ve toplumla doğayı bütünleştiriyor. Vikipedi’nin verilerine göre şu anki nüfusu 100 kişiden oluşan Solheimar, yaşayanların sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabileceği; organik sebzeler, plastiksiz bakım ürünleri, çeşitli kültür-sanat etkinleri, spor aktivitileri ve doğaya saygılı, insana iyi gelen ne varsa hepsini bulabileceğiniz bir ortama sahip. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.
Fotoğraf: ecovillage
İsveç’in doğa şehri Göteborg
Göteborg Belediyesi, şehrin eteklerinde 60 çiftliğe sahip. Bu çiftliklerden bazıları halka açık ve insanlar kendi meyve-sebzelerini toplayabiliyor, çocukları ile ziyaret edebiliyor, hayvanları gözlemleme fırsatı bulabiliyorlar. Örnek bir doğa şehri olan Göteborg, her yönüyle insanı kendine çekmeyi başarıyor.
Fotoğraf: visitsweden
Zurich’in doğayla bütünleşen okulları
Zurich Belediyesi, okullarını dönüştürme konusunda da başarılı adımlar atıyor. Okulları yeniden tasarlayarak binaların çevresindeki beton zeminleri kırıyor; yerlerine ağaçlar dikiyor, bitkiler ekiyor. Okulda öğrenciler aynalar sistemi ile güneş enerjisinin elektrik üretimi için nasıl kullanıldığını gözlemleyebiliyor, toprakla bütünleşip bitkiler hakkında bilgi sahibi olabiliyorlar. Zurich International Schools, bu uygulama için örnek oluştursa da Zurich tüm okulları dönüştürme çalışmalarını sürdürüyor.
Fotoğraf: zurichinternationalschools
Yeşil patikalar Oregon’da
Yeşil mimarinin başarılı bir örneği olan Loop (Döngü), Oregon’un Portland metro alanını çevreleyen ünlü patikalar sistemi. 225 kilometre olan ve büyümeye devam eden döngü, parkları, açık alanları, sistemleri birbirine bağlıyor. Ağaçlandırılmış yolları ile Loop, her yaştan insanın güvenle ve doğayla bütünleşerek yürüyebileceği, bisiklete binebileceği, işe gitmek için kullanabileceği veya arkadaşlarıyla zaman geçirebileceği eğlenceli yeşil yolları bir araya getiriyor.
Fotoğraf: portland.gov
Amerika’nın çatı bahçesi Şikago’da
Elektrik ihtiyacının yüzde 20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı hedefleyen beş yıllık plan geliştiren ABD’nin Chicago Belediyesi, yeşil şehirciliğin Amerika’daki başarılı örneklerinden bir tanesi ve gelecek için umut vadediyor. Eski Belediye Başkanı Richard Daley, belediye binasının çatısında fazla yağışları emerek kanalizasyon taşmalarını önleyecek bir sistem kullanarak, dev bir hava filtresi işlevi görecek çatı bahçesi tasarladı.
Fotoğraf: urbanmatter
Bali’nin en yeşil okulu The Green School
“Genç Yeşil Liderler” sloganı ile yaşama geçirilmiş dünyaca ünlü eko-okullardan biri olan The Green School, Bali’de doğayla iç içe eğitim fırsatı sunuyor. Sürdürülebilirlik ilkesini benimsemiş, doğaya saygılı nesiller yetiştirmeyi umut eden, fotoğraflarına bakınca bile “İşte tam bir doğa okulu” dedirten başarılı bir örnek. Detaylı bilgi için tıklayabilirsiniz.
Fotoğraf: ecofriend
Güney Kore’nin konteynerdan sanat okulu
Güney Kore’de bulunan APAP School, tasarımı ile ilk bakışta ilginizi çekmeyi başarıyor. Yaratıcı bir sanat okulu olan APAP, konteynerların dönüştürülüp birleştirilmesinden oluşan özgün bir tasarıma sahip. Doğayla iç içe ve yerden sadece 3 metre yüksekliğinde olan okul, öğrencilerin içerideyken de doğayla bağlantısını koparmıyor.
Fotoğraf: ecofriend
Tüm örnekler kendi içlerinde farklı uygulamaları içerse de ortak bir amaç doğrultusunda bütünleşiyor: Daha yeşil bir dünya ve doğayla bütünleşmiş bir yaşam. Dikey tarım, permakültüre uygun tasarımlar, yeşil çatılar, orman okulları, sürdürülebilir enerji kaynakları, organik gıdalara erişim, karbon ayak izini azaltma çabaları ve benzeri birçok girişim dünyada olduğu gibi ülkemizde de geliştirilmeye devam ediyor. Umut ediyoruz ki kısa zaman içerisinde doğanın kayıplarını yerine koyarak tüm canlılara daha yeşil yaşam alanları sunacağız, çünkü hepimiz “Başka bir Dünya’nın olmadığının farkındayız.”
İlginizi çekebilir: Şehir yaşamında doğayla yeniden karşılıklı bağ kurabilmenin yolları
Kaynaklar: Doğadaki Son Çocuk / Richard Louv, Çocukların Katılımı / Roger A. Hart, ecofriend, ecovillage