X

Düğün günü modunu yüksek tutmak isteyen gelinler için ipuçları

Şüphesiz ki düğün günü, bir insanın hayatındaki en özel ve unutulmaz anlardan biri. Ancak, kabul edelim bu büyük gün gelip çattığında heyecan ve mutluluğa, stres ve kaygı da eşlik edebiliyor. Dolayısıyla özellikle gelinlerin olası birtakım aksaklıklar karşısında enerji seviyelerini yüksek tutmak için biraz çaba harcaması gerekebiliyor. Gelinlik, saç, makyaj, davetliler, masa düzeni ve daha pek çok detay, küçük-büyük pek çok aksilikle birlikte var olabiliyor. Neyse ki birtakım ipuçları ile bu aksiliklere gülüp geçmek ve düğün gününü en yüksek modda tamamlamak mümkün. İşte düğün günü modunu yüksek tutmak isteyen gelinler için ipuçları:

Güne rahatlayarak başlayın

Mümkünse, bir masaj seansı veya kısa da olsa SPA deneyimi ile güne başlamak, hem rahatlamanıza hem de modunuz yüksek bir şekilde hazırlanmanıza yardımcı olabilir. Düğününüz bir otelde gerçekleşecek ise bu adımı uygulamak sizin için çok daha kolay olabilir.

Hem bedeninizi hem de zihninizi rahatlatarak düğün gününüzde çok daha dinç, motive ve mutlu kalabilir, gün boyu ihtiyacınız olan enerjiyi sabahın erken saatlerinde depolayabilirsiniz. Eğer bir gündüz düğünü planlıyorsanız, bu adımı bir gece öncesine de taşıyabilirsiniz.

Partnerinizle iletişim halinde kalın

Düğün demek hiç şüphesiz ki kalabalık demek. Etrafınızda düğün gününüzde pek çok insan olacak, ancak kabul edelim hepsi sizin için çok kıymetli olsa ve bu özel gününüzü onlarla geçirmeyi istiyor olsanız da her an bir paylaşımda bulunmayı tercih etmeyebilirsiniz, hele ki aranızda en az bir kuşak varsa Şaka bir yana, düğün gününüzde kalabalıklar biraz bunaltıcı olabilir, dolayısıyla zaman zaman uzaklaşmak, mümkün olduğunda yalnız kalmak iyi bir fikir olabilir.

Ancak en iyisi sevdiğiniz kişiyle baş başa zaman geçirmek olacaktır. Bu özel gününüzde pek çok şey duyabilir, istediğiniz/istemediğiniz türlü türlü konular işitebilir veya talep etmediğiniz halde birtakım öğütlere, uyarılara maruz kalabilirsiniz ama partnerinizle yan yana geldiğinizde tüm bunların üstesinden kolayca gelebilirsiniz. Bu yüzden mümkün olduğunca partnerinizle iletişimde kalmayı deneyin.

Bol su içmeyi unutmayın

Çok hareketli ve koşturmalı bir gün olacağı aşikar düğün gününüzün, dolayısıyla sıkça terleyebilir ve sıvı kaybedebilirsiniz -hele ki yaz mevsiminde düğün yapıyorsanız- ve yaşadığınız bu dehidrasyon da baş ağrısı, odaklanma güçlüğü, ruh hali düşüklüğü gibi olumsuz durumlara neden olabilir.

Bunun önüne geçmek için bol bol su içmeyi unutmayın. Eğer unutacağınızı düşünüyorsanız yakın bir arkadaşınızı veya ailenizden birini size su içmenizi hatırlatması için görevlendirebilirsiniz.

Aç kalmayın

Susuzluk gibi açlık da fiziksel ve zihinsel olumsuzluklara neden olabilir, bu yüzden aç kalmamaya özen gösterin. Saç/makyaj/gelinlik derken yemek yemeyi unutabilir veya bilinçli olarak geçiştirmeye çalışabilirsiniz ancak gün uzun, gece daha da uzun, enerjinizi, motivasyonunuzu, ruh halinizi korumak istiyorsanız bir şeyler atıştırmanızda fayda var.

Hatta kendinize bir gün önceden en sevdiğiniz atıştırmalıklardan oluşan küçük bir çanta hazırlarsanız, düğün gününüzü çok daha rahat geçirebilirsiniz.

Küçük aksiliklere gülüp geçmeyi öğrenin

Siz ne kadar ince planlar yapmış olursanız olun, hayatın sürprizlerle dolu olduğunu unutmayın, bazen iyi bazense kötü… İşler her zaman planladığınız gibi gitmeyebilir, dolayısıyla planlarınızı biraz esnetmenizde ve küçük aksaklıklara gülüp geçmeyi öğrenmenizde fayda var. Aksiliklerin canınızı sıkmasına izin verip de en özel günlerinizden birinin büyüsünü kaçırmasına müsaade etmeyin.

Kendinize özel bir playlist hazırlayın

Hem canınızın sıkıldığı anlarda dinlemek için hem de gün boyunca sizi motive etmesi için sevdiğiniz, hareketli ve neşeli şarkılardan oluşan bir playlist hazırlayın. Özellikle modunuzun düştüğünü hissettiğiniz anlarda listenizden birkaç şarkının çalmaya başlaması neşenizi yerine getirmeye yardımcı olabilir.

Acil durum kitini yakınlarda bulundurun

Yara bandı, makyaj temizleyici, pamuk, ağrı kesici, el kremi, parfüm, ruj, tel toka ve daha nice ihtiyaç, düğün günlerinde çok kritik eşyalara dönüşebilir. Tüm bunları ve lazım olacağını düşündüğünüz diğer gereksinimleri bir araya getirip kendinize bir acil durum kiti oluşturun. Minik bir çanta veya kolay taşıyabileceğiniz bir kutu olabilir, ancak bu kiti hazırlamayı son güne bırakmamanızda fayda var, aksi halde gereksiz yere ekstra strese girebilirsiniz.

Birkaç gün önceden hazırlayıp düğün gününüzde hazırlanırken yakınınızda tutabilirsiniz. Ya da yakın bir arkadaşınızdan size böyle bir acil durum kiti hazırlayıp getirmesini isteyebilirsiniz. Emin olun hem sizin hem de başkalarının çok işine yarayacaktır.

En yakın arkadaşlarınızdan destek alın

Makyajınız aktığında, susadığınızda, moraliniz bir şeye bozulduğunda, aradığınız bir eşyayı bulamadığınızda veya sahnede dans ederken size eşlik edecek birilerini aradığınızda; işte karşınızda en iyi arkadaşlarınız!

Düğünler, hem fiziksel hem de duygusal olarak zaman zaman zorlayıcı olabilir, dolayısıyla size her anınızda destek olacak, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak, ihtiyaçlarınızı daha siz dile getirmeden fark edecek ve enerjinizi, motivasyonunuzu korumanıza yardımcı olacak bir dost, düğün gününüzde sahip olacağınız en büyük hazine olabilir. (Küçük bir not; konuşamayacağınız anlar için önceden aranızda birkaç işaret belirleyebilir, birbirinizi beden dilinizden anlayabilirsiniz, ki en yakın arkadaşların zaten kendi aralarında böyle dilleri vardır, yine de hatırlatalım.)

Eğlenmeye odaklanın

Tüm önlemleri aldınız, ince ince planlar yaptınız, partneriniz, en yakın arkadaşlarınız, aileniz yanınızda, her şey mükemmel görünüyor, tek kelime ile tüm detaylar kusursuz… Evet, bu çok olası bir senaryo, ancak en az bunun kadar olası bir senaryo daha var ki o da birtakım aksiliklerin olması. Olsun. Elbette ki her şeyin kusursuz olmasını istemek kadar doğal bir arzu yok ancak tüm koşulları kontrol edebilmek imkansız. Dolayısıyla aksaklıklara odaklanmak yerine tüm odağınızı eğlenmek ve keyifli vakit geçirmek üzerine aktarın. Sevdiklerinizle doyasıya coşun, sevdiğiniz kişiyle hayatınızı birleştirdiğinizi kendinize sık sık hatırlatın ve unutmayın düğün bir gün; sonrasında birlikte geçireceğiniz günleriniz çok daha fazla…

İlginizi çekebilir: İstanbul’un tarihi düğün mekanlarıİstanbul’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.



5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale