X

Dr. Joanne Armstrong’un kadın sağlığını dönüştürmeye yardımcı çalışmaları

Son yıllarda dünya genelinde kadın sağlığına yönelik yapılan çalışmalar ve uygulamalar bir hayli artış gösterdi, hala da göstermeye devam ediyor. Bu noktada FemTech yani kadın sağlığına yönelik teknolojik girişimler de büyük önem kazandı. Toplumsal bilinç de tüm bunlara paralel olarak gelişmeye başladı ve bugün pek çok kadın, kendi sağlığının kontrolünü ele almak konusunda oldukça istekli ve ilgili.

Bu bağlamda, kadın sağlığı sektöründeki yenilikçi liderlerden biri olan Dr. Joanne Armstrong, bilim ve akademi dünyasına yaptığı katkıları ve önemli tavsiyeleri ile akla gelen ilk isimlerden biri. Genetik bilimlerini kadın sağlığına uygulama konusunda öncü çalışmalar yürüten Dr. Armstrong’u yakından tanımak ve tavsiyelerine kulak vermek için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.

Dr. Joanne Armstrong kim, hangi konularda çalışmalar yürütüyor?

Görsel: thedoctorweighsin

Dr. Joanne Armstrong, üniversiteden mezun olduktan sonra tıp doktoru olarak devam ettiği kariyerini, kadın sağlığı ve genetik bilimleri üzerine yaptığı çalışmalarla şekillendirmiş ve bu alanlara önemli katkılar sunmuş bir isim. “Kadın sağlığı, her zaman benim tutkum olmuştu” diyen Dr. Armstrong, yalnızca sağlığı sektörü için değil, sağlığına önem veren, özen göstermek isteyen tüm kadınlar için de büyük bir ilham kaynağı.

Şu anda CVS Health’de Kadın Sağlığı ve Genomik alanında baş hekim olarak görev yapan Dr. Joanne’nin çalışmaları, kadınların kendi sağlıkları konusunda daha bilinçli olmaları için önemli bir aracı rolünde. Özellikle meme kanseri, rahim kanseri gibi hastalıkların daha iyi anlaşılmasına ve bu rahatsızlıkların önlenmesi için özel yöntemlerin geliştirilmesine ön ayak olan ünlü doktor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, regl yoksulluğuna da dikkat çeken önemli isimler arasında.

Genç kızların, kadınların, menstrüasyon döngüsü hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığına, kendi bedenlerini yeterince iyi tanımadıklarına, hijyen ürünlerine erişimin çok kısıtlı olduğuna ve bu konuda eğitim kurumlarına, hükümetlere büyük roller düştüğüne vurgu yapıyor ve şunları söylüyor:

  • Yetişkinler, çocuklarıyla, arkadaşlarıyla, öğrencileriyle bu konuları konuşmalı, tartışmalı. ‘Rahatsız edici’ gibi gelse bile bu doğal süreçlerden uzak durulmamalı, adet görmeyen kişiler, adet gören kişilerin neler yaşadığı konusunda bilgi sahibi olmalı.
  • Politikacılar, uygun fiyatlı, erişilebilir menstrüel sağlık hizmetlerini, hijyen ürünlerini desteklemeli, bunun için değişimi teşvik etmeli.
  • Sağlık sistemi, sağlık çalışanlarını adet döngüsü, adet bozuklukları, menstrüasyon dönemi gibi konularda ileriye dönük rehberlik etme ve eğitim verme konusunda donatmalı.
  • Adet dönemine ilişkin hijyen ürünleri satan tüm şirketler, hizmetlerini, ürünlerini daha ulaşılabilir hale getirmenin sorumluluğunu artmalı, hükümetlerle iş birliği yapmalı, bu deneyimi ‘normalleştirerek’ kadınların sağlık ihtiyaçlarını desteklemeyi önceliklendirmeli, bu konudaki ‘damgalanmayı’ azaltmayı hedeflemeli.

Bu görüş ve önerilerin yanı sıra Dr. Armstrong’un kendisi de bu konuda farkındalık yaratmak ve toplumsal bilinci desteklemek adına çeşitli iş birlikleri yapıyor, hükümetlerle, şirketlerle, eğitim ve sağlık kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürütüyor.

Ayrıca, çeşitli kadın hastalıklarını teşhis eden testlerin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda da derinlemesine çalışmalar yürütüyor ve genetik bilimlerinin kadın sağlığını nasıl dönüştürebileceğini anlatıyor. Meme ve yumurtalık kanseri yatkınlığını belirleyen testler üzerinde çalışıyor ve bu testlerin kadınların sağlığını korumada ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Piyasada etkili sonuçlar verebilen bu tür testlerin yetersiz olduğuna da vurgu yapıyor ve bu alanda daha çok çalışma yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

“Genetik testler, tıbbi bakımı temelden değiştirecek ve hastaların kişisel farklılıklarını anlamamıza yardımcı olacak potansiyele sahip. Bu kişiselleştirilmiş tedaviler daha etkili ve güvenli hale gelebilir, aynı zamanda maliyet açısından da daha etkin olabilir. Bu, genetik testlerin vaadidir ancak halen bu testler hakkında daha fazla çalışma yapmak gerekmektedir.”

Ünlü doktorun üzerinde durduğu en önemli konulardan biri olan genetik ve sağlık ilişkisi, tüm kadınlara genetik danışmanlık alarak ailevi risklerini değerlendirmeleri gerektiğini öğütlüyor. Ayrıca, düzenli olarak kadınların jinekolojik muayenelerini yaptırmalarının da çoğu hastalığın erken teşhisinde ve önlenmesinde önemli olduğuna vurgu yapıyor.

Dengeli beslenme ve düzenli egzersizin de çok önemli olduğuna dikkat çekiyor, ayrıca kadınların sağlıklarını koruyabilmek için stres yönetimini de başarılı bir şekilde yapmayı öğrenmeleri gerektiğini belirtiyor.

Siz de sağlığınızın kontrolünü elinize almak, daha mutlu bir yaşam sürmek ve olası rahatsızlıklara karşı önlem almak istiyorsanız, Dr. Armstrong’un söylemlerine kulak vermeli, genetik testlerinizi yaptırmalı, düzenli kontrollere gitmeli, sağlıklı beslenmeli ve hareket etmeye özen göstermelisiniz.

Kadın sağlığı hakkında daha fazla bilgi edinmek ve ilham almak için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Kaynak: cvshealth, fortune, getbetterhealth

İlginizi çekebilir: 2024 FemTech trendleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale