dummy

Dr. Gabor Mate anlatıyor: Kadınların büyük çoğunluğu, otoimmün hastalıklarla mücadele ediyor

Kadınların, erkeklere göre otoimmün hastalıklara yakalanma riskinin çok daha fazla olduğunu biliyor muydunuz?

dummydummy

Dr. Gabor Maté, bu durumun kök nedeninin toplumsal roller ve stres olduğunu anlatıyor. Kadınların erkeklere oranla daha fazla stres deneyimledikleri, su götürmez bir gerçek. Çünkü toplumun kadınlara yüklediği roller ve sorumluluklar, o kadar ağır ve yoğun ki tüm bunlarla baş etmek çoğu zaman çok zor. Dolayısıyla kadınların deneyimledikleri stres seviyeleri de oldukça yüksek ve bu stres, pek çok rahatsızlığa zemin hazırlıyor, özellikle de otoimmün hastalıklara.

Dr. Maté, Mel Robbins’in programında kadınların otoimmün hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmasının bu kadar yaygın bir durum olmasının ardında yalnızca biyolojik, genetik etkenler değil; aynı zamanda toplumsal ve psikolojik faktörlerin de olduğunu anlatıyor. Dr. Maté’nin altını çizdiği bu faktörlere değinmeden önce otoimmün hastalık ne demek, gelin önce onu konuşalım.

Görsel ve kapak görseli: yesmagazine.org

Otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vücudun kendi sağlıklı dokularına saldırdığı hastalıklar olarak biliniyor. Bu durum, vücudun kendi kendine zarar vermesi anlamına geliyor ve oldukça karmaşık bir süreç. Vücudun kendi bağışıklık sisteminin başarısızlığıolarak da tanımlanıyor. Romatoid artrit, sedef hastalığı veya Hashimoto (tiroid) bu hastalıklardan sadece birkaçı… Ve ünlü doktorun da belirttiği gibi bilimsel araştırmalar, otoimmün hastalıkların %80’inin kadınlarda görüldüğüne dikkat çekiyor. Peki, neden kadınlar bu kadar yüksek bir risk altında?

Kadınlar neden daha fazla risk altında?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi Dr. Maté, kadınların otoimmün hastalıklara yatkınlığının biyolojik nedenlerin ötesine geçtiğini ve strese, toplumsal rollere dayandığını anlatıyor. Hatta dahası çocuklukta yaşanan deneyimlerin de etkili olduğunu öne sürüyor ve şunu söylüyor: “Toplum, kadınları başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koymaya teşvik ediyor.” Bu durum da ne yazık ki onların bu tür hastalıklara yakalanma ihtimalini artırıyor.

Dr. Maté’ye göre kadınlar şu 4 temel sebepten dolayı yüksek seviyelerde stres yaşıyor ve otoimmün hastalıklara daha yatkın hale geliyor:

  • Başkalarının duygusal ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının üzerinde tutma,
  • “Sağlıklı” öfkeyi bastırma,
  • Hep nazik olma zorunluluğu,
  • Diğer insanların duygularından sorumlu hissetme.

Ünlü doktor, kadınların sahip olduğu bu özellikler kronik stres yaratır ve bağışıklık sistemini baskılayarak vücudun kendi dokularına saldırmasına neden olabilir diyor. Ancak dahası da var… Kadınlar, tarihsel olarak bakım verme, destek olma ve ‘her şeyi mükemmel yapma’ rollerine sıkıştırılmış… Bu bilgi, muhtemelen kimseyi şaşırtmayacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en acı taraflarından biri de bu olabilir.

Toplumsal beklentiler, kadınların kendi ihtiyaçlarını, duygusal gereksinimlerini göz ardı etmelerine ve bitmek tükenmeyen bir stres yükü altında yaşamalarına neden olabiliyor ve onların bastırılmış ihtiyaçları, öfkeleri, bağışıklık sistemlerini doğrudan etkileyebiliyor. Maté’ye göre, bağışıklık sistemi ile duygular arasında doğrudan bir bağlantı var. Bir kişi, öfkesini ne kadar bastırırsa, o kadar bağışıklık sistemini zarara uğratabiliyor. Ve yine yazık ki kadınlar, bunu çok yapıyor, daha doğrusu yapmak zorunda kalıyor. Çünkü ‘huzur bozan’ olarak etiketlenmek istemiyorlar.

Öte yandan Dr. Gabor Maté’ye göre, otoimmün hastalıklar çocuklukta maruz kalınan stresle de yakından ilişkili. Çocuklar, duygusal ihtiyaçlarını dile getirmek ile etrafındakiler tarafından kabul görmek arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığında, çoğunlukla kendini bastırır diyor ünlü doktor. Böylelikle yetişkinlikte kendine yabancılaşma ve sürekli ‘hayır diyememe’ alışkanlığı geliştirebiliyorlar; bu da bağışıklık sistemlerine zarar veriyor ve otoimmün hastalıklara yakalanma riskini artırıyor.

İyileşmek mümkün mü?

Dr. Maté, iyileşmenin mümkün olduğunu ve bu sürecin bireyin kendisiyle yeniden bağlantı kurmasından geçtiğini savunuyor. Pek çok kadının muhtemelen gerçekleştirmek istediği ancak gerçekleştirmekte zorlandığı iyileşme önerileri ise şu şekilde:

  • Hayır demeyi öğrenmek,
  • Sağlıklı bir şekilde öfkeyi ifade etmek,
  • Sosyal bağlar kurmak ve destekleyici ilişkilere sahip olmak,
  • Kişisel ihtiyaçları önceliklendirmek.

Diğer bir deyişle otoimmün hastalıklarla ve kronik stresle başa çıkmak, yalnızca fiziksel tedavilerin ötesinde, duygusal ve sosyal dengeyi sağlamayı da gerektiriyor. Özellikle kadınların kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmesi, toplumun beklentilerine cevap vermek için kendilerinden vazgeçmemeleri ve duygularını

ğlamakla mümkündür. Dr. Gabor Maté’nin yaklaşımı, bireyin kendine duyduğu saygıyı ve farkındalığı artırarak sağlıklı sınırlar koymanın, duyguları ifade etmenin ve sosyal destek sistemleri oluşturmanın iyileşme sürecindeki önemini vurgular. Kendi ihtiyaçlarını önceliklendiren ve stres kaynaklarını yeniden değerlendiren bireyler, yalnızca bedensel sağlıklarını değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel refahlarını da güçlendirebilirler. Üstelik kadınların tüm bunları yapmayı başarabilmesi, sadece otoimmün hastalıklara yakalanma risklerini düşürmekle kalmayacak; genel yaşam kalitelerini, mutluluk ve tatminlerini de artıracak.

Programın tamamını izlemek ve Dr. Maté’nin perspektifini daha iyi anlamak için aşağıdaki linke de tıklayabilirsiniz:

İlginizi çekebilir: Feminizm, kalp sağlığınız için yararlı olabilir

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp