X

Dövüşçü müsün, savaşçı mı: Hayatta kalmak mı, gerçekten yaşamak mı?

Cem Şen’in “Dolmuşa Binme ve Dolmuştan İnme Sanatında Zen” adlı kitabındaki bir benzetmeden esinlenerek “Dövüşçü müsün, savaşçı mı?” sorusunu sana soruyorum.

Amacın sadece hayatta kalmak, anı kurtarmak mı, yoksa gerçekten yaşamak mı?

Amacın karşılaştığın sorunları sadece yok etmek, ölüm ya da yaşam için tabiri caizse dövüşmek mi, yoksa sana ait olan beden, duygu, düşünce sisteminin stratejilerini belirleyerek sezgili bir savaşçı gibi hayatını dönüştürmek mi?

Aşağıda dövüşçü ve savaşçı kavramlarının ayrıntılarını bulacaksın.

Kötümser dövüşçüler

Herhangi bir tehdit karşısında gelişine yumruk atan, dikkatini, reflekslerini, vücudunu duruma hazırlamamış birisinin dövüşmek için ringe çıktığını düşünün. Amacı sadece kavga etmek ya da yenmek. Şansı yaver giderse ya kazanacak ya da kaybedecek.

Bir de dikkatini, reflekslerini, vücudunu disipline etmiş, stratejilerini belirlemiş, kendini pratiğini günden güne geliştiren bir kişi düşünün. O da ringe çıkıyor. Amacı sadece dövüşmek değil. Yaptığı eylemin içinde gelişmek, hatta dönüşmek. Böyle boksörler ya da savaş sanatında ustalaşmış kişiler tanıyoruz değil mi?

Yani ilki anı kurtaran bir dövüşçü, ikincisi ise eylemini anlamla buluşturarak kendini eğitmiş bir savaşçı.

Hayat da böyle değil mi?

Pesimist bir dövüşçüyseniz hayat ringinde karşılaştığınız problemleri tehdit olarak algılıyorsunuz. Durumları, olayları, kişileri tehdit olarak algıladığınızda beyninizin problem çözme, strateji geliştirmeyle ilişkili olan ön lobu baskılanarak, aktifliğini kaybediyor. Artık dinozor beyni dediğimiz limbik sisteminiz aktif. Ya savaşacaksınız ya da kaçacaksınız.

Sürekli savaş ya da kaç modunda çalışan bir beyin artık sizi sadece fizyolojik olarak değil, psikolojik olarak da etkilemeye başlayacak. Artık pesimist bir dövüşçü olarak kontrol edebildiklerinizden çok, kontrol edemediklerinize odaklanacaksınız. Olumsuz içsel atıflar başlayacak. (“Patronum tarafından sevilmiyorum, başarısızım demek ki, sevgilim beni terk etti, çünkü güzel değilim” gibi.)

Kontrol edemediğiniz şeylere odaklanıp, üstelik sebeplerini kendinize bağladığınızda, düşünce sisteminiz şöyle işler: Artık yapabilceğim bir şey yok!

Yapabileceğiniz bir şey yoksa yaşam anlamlı gelir mi? Anlamlı olmayan bir yaşamın diğer adı depresyondur. Bu kötümser düşünme sistemini değiştirme seçimini yapmak senin elinde!

İyimser savaşçılar

İyimser savaşçılar karşılaştıkları problemleri bir tehdit olarak değil, bir düello olarak görürler. The Queen’s Gambit dizisindeki kızı hatırlayın.

  • İyimser düşünme sistemine sahip olan savaşçılar neyi kontrol edip neyi edemediklerini iyi analiz edip, duruma uygun neler yapabilceklerini iyi tespit ederler. Yani strateji geliştirirler.
  • Adımları belirlemekle kalmayıp, uygulamaya geçerler.
  • Enerjilerini doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda kullanırlar. Yani enerjilerini sadece hayatta kalmak için değil, doğru yaşamak için kullanırlar.

Bu süreç gördüğünüz gibi bir disiplin gerektiriyor. Bu yüzden savaşçı kelimesinin iyimser düşünme sistemini kullanan insanlara uygun olduğunu düşünüyorum. İyimserlik gerçekçi olmayan bir mutluluk oyunu değildir. İyimser düşünme sistemi sizi ilkel yaşam karşında hayata şekil veren bir zanaatkara dönüştürür.

Bu da bir seçim değil mi?
Sen hangisini seçmek istiyorsun?

İlginizi çekebilir: Öz-Disiplin: Hazzı erteleyebilme kapasitesi neden önemlidir?

Gülbalca Çakıroğlu: İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra beyin ve çalışma prensipleri alanında Dokuz Eylül Üniversitesi Klinik Sinirbilimleri (Neuroscience) Master programına kabul edildi. Yüksek lisansını yaparken Multidisipliner Beyin Dinamiği laboratuvarında TÜBİTAK 112S459 NO’lu 1001 proje bursiyeri olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde 2 sene Alzheimer ve Hafif Kognitif Bozukluğu olan hastalarla çalışmalarını sürdürdü. Tezini tamamladıktan sonra uzman olarak sektörde çalışmaya başladı. 6 sene özel okullarda aileler ve çocuklarla çalıştı. Pandemi döneminde ikinci yüksek lisansı olan Klinik Psikoloji uzmanlığını Rumeli Üniversitesi Klinik Psikoloji programından aldı. Aynı üniversitede, Nöropsikoloji alanında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Alp Karaosmanoğlu’ndan Şema Terapi, Emre Konuk’tan EMDR (göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme modeli) 1. Düzey eğitimlerini tamamladı. İstanbul Psikodrama Enstitüsünde Psikodrama Temel Eğitimini aldı. Halen Yetişkinlerle bilişsel ve yaşantısal teknikler ile çalışmaktadır. Mezun olduğu üniversitede, 3 kuşak usta-çırak projesinde gönüllü olarak psikoloji öğrencilerine destek vermektedir. Çeşitli platformlarda Bağlanma ve Psikolojik Sağlamlılık ile ilgili eğitimler düzenlemektedir. Alanıyla ilgili çeşitli yazıları Psikeart Dergisi ve uplifers.com sitesinde yayınlanmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale