Dövüş sporlarında kadınlar ve “World Muay Thai Angels”

Fotoğraf: muayfarang

Etrafımda, çeşitli yerlerde ve zamanlarda tanışma fırsatı bulduğum ve saygıyla beraber gıpta ettiğim kadın dövüşçüler var. Bunlardan bir tanesi, yüksek lisansımı yaparken Londra’da Gymbox adlı, “havalı”, gym’in Muay Thai takımının derslerinde devam ettiğim sırada tanıştığım, yarı ingiliz yarı fransız Laurene Tué veya şu anki dövüş adıyla Laurene Pumphanmuang (Tayland’da dövüşçülerin bağlı oldukları gym’in veya hocanın soyadını taşımaları adettendir).

Dövüş Sahalarındaki Kadınlar
Dövüş Sahalarındaki Kadınlar

Laurene güler yüzlü, çekici, yetenekli ve belki de en önemlisi özgüvenli, ne istediğini bilen, genç bir kadın. Bir seneden daha uzun bir zaman önce tek başına Tayland’a taşınıp full-time dövüşçü olmaya karar verdi ve o zamandan beri, Tayland’ın çeşitli şehirleri kadar, Avrupa’da, Çin ve Hong Kong’da birçok profesyonel maça çıktı. Son olarak ilk defa organize edilen “World Muay Thai Angels” thai televizyon programı ve turnuvası için seçildi ve ilk maçına çıktı. Dünyadaki en yetkin Muay Thai kurumlarından olan World Muay Thai Council’in girişimiyle Bangkok’ta düzenlenen turnuvada, 15 farklı ülkeden toplam 16 genç kadın yer almakta.

Bu program/turnuvaya katılan bir diğer tanıdığım dövüşçü ise Phuket’te yaşayan İsveç’li Teresa Wintermyr. Onunla 2011’de Phuket’te 2 ay boyunca antrenman yaptığım Rawai Muay Thai’de tanıştım. Ben İstanbul’a döndükten kısa bir süre sonra Phuket’teki başka bir gym olan Sinbi Muay Thai’ye  geçmiş ve halen orası adına dövüşmekte. Yaşça daha büyük olmasıyla beraber Teresa da Laurene gibi güzel ve yetenekli bir dövüşçü (ve her ikisi de ilk maçlarını kazanarak çeyrek finale yükseldiler).

Dövüş Sahalarındaki Kadınlar
Dövüş Sahalarındaki Kadınlar

Teresa’nın maçını izlemek isterseniz:

Burada ufak bir parantez açarak, Tayland’da birçok çocuk ve yetişkin kadın dövüşçü olduğu kadar, halen ülkenin Lumpinee ve Rajadamnern gibi en önemli stadyumlarında kötü şans getirdiği yönündeki inançtan dolayı kadınların ringe dokunmaları bile yasak. Ayrıca dövüşmelerine izin verildiği yerlerde bile, kadınların ringe erkekler gibi iplerin üzerinden atlayarak değil, iplerin en altından geçmeleri gerekmekte (izlediğim kadarıyla World Muay Thai Angels’in bu konuda bir istisna olmadığını da söylemek gerek).

“Thai geleneklerine göre kadınların ringe dokunması yasaktır”

Konumuza geri dönersek, pembe ve güzel “melekler”, pembeli kurumsal kimlik, pembe ring, pembe ipler… Bir yandan kadınsılıkla bağdaştırılan son derece klişe imgeler, diğer yandan 2. planda kaldıkları bir sporda görünürlüklerini artırmak için (ringin içinde olduğu kadar dışında da) mücadele eden kadınlara sunulan yeni (ve ender) bir fırsat.

Başlarda turnuvaya katılan dövüşçülerin ne kadar görünüşe, ne kadar yeteneğe göre seçildikleri kuşku yaratmakla beraber, bu çelişkili durumun yarattığı olumsuz eleştirileri organizasyon kendi lehine çevirmekte başarılı gibi gözüküyor.

Dünyadaki önemli Muay Thai federasyonlarından biri olan IFMA (International Federation of Muay Thai Amateurs)’nın kadın sporcular komitesinin başındaki Sue Lata, önyargıları bir nebze kırmaya çalışarak bunun dünya şampiyonluk unvanı elde edilen bir turnuvadan ziyade bu sporun popülaritesini ve görünürlüğünü artıran ödüllü bir tv programı / turnuvası olduğunun altını çiziyor. Ayrıca Lonely Planet Tayland’ın yazarlarından Joe Cummings’in açılış programına gittikten sonra sayfasında aktardığına göre, ilk başta kuşkulu olmasına rağmen, izleyicilerin büyük çoğunluğunun Tayland’lı ve önemli bir kısmının kadın olmalarından dolayı kadın dövüşçüleri kabullenmekte zorlanan bir kitleye ulaşmayı başardığını düşünüyor.

Kim bilir, belki ilerleyen senelerde Tayland’da kadınlar da iplerinin üzerinden atlayarak ringe girebilecek ve en az erkek sporcular kadar buna hayatını adamış, çalışkan ve azimli küçük kız ve yetişkin kadın sporcular da Lumpinee ve Rajadamnern’de ringe çıkabilecekler.

Fakat tüm bu olumlu düşüncelere rağmen bir soru daha takılıyor aklıma: Peki ya günümüzde toplumsal olarak kabul gören standartlara göre güzel bir dövüşçü değilseniz veya kısa boylu bir ağır sikletseniz ne olacak?

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gözde Mimiko Türkkan Sanatçı & Sporcu
Gözde Mimiko Türkkan, fotoğraf, sanatçı kitabı, video gibi çeşitli medyumları kullanarak toplumsal olarak inşa edilmiş kimlikler ve cinsiyet rolleri üzerine çalışmalar üretir. Eserleri, 2010’da ... Devam