X

Dostluklar üzerine iletişimin önemi

‘’İnsanlar konuşa konuşa hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır’’ diye boşuna dememişler. Klişedir ama doğrudur. İletişim kurmak insanoğlunun en temel gereksinimidir. Fakat doğru iletişim kurmak çok daha önemlidir. Bazıları için ise bırakın doğru iletişim kurmayı, iletişim kurmaktan ya korkarlar ya da egolarına yenik düşüp, git gide sessizleşen bir yalnızlığa hapsederler kendilerini. Peki neden? İnsan neden iletişimsiz kalmak için çabalar? Hem de kendisine rağmen? Bugün biraz bu konudan bahsetmek istiyorum.

Hepimizin hayatında, hayatımızın bir dönemine damga vurmuş sıkı dostluklar, arkadaşlıklar, aşklar olmuştur. Bazıları belki hala hayatınızda size eşlik ederken, bazıları ise çoktan yolunu değiştirmiştir.

Fakat benim anlayamadığım nerede ve ne zaman bu döngünün kırılmasına izin veriyoruz. Hepimiz hayal kırıklığına uğruyoruz. Zaman geliyor sinirleniyoruz. Samimiyetten uzak kırgınlığımızın vermiş olduğu kendimizi koruma iç güdüsü ile kendi kabuğumuza çekilme eğilimi gösterebiliyoruz. Tabii ki bu bir yere kadar gayet doğal ve insani. Fakat bir noktadan sonra eğer gerçek bir dostluk, samimiyet yaşadıysanız, asıl normal olan, sorunun neden kaynaklandığını gurur yapmadan konuşabilmektir. İletişim kurmak ilişkiler arasında en doğru çözüm sağlama yöntemidir. Sakin, samimi ve kırmadan konuşmaya çalışmak hangi samimi duyguları tekrar açığa çıkarmaz ki? Fakat neden kaçıyoruz ve korkuyoruz bu kadar konuşmaktan? Çok istememize rağmen neden gurur yapıp kendi kendimize hapsediyoruz içimizdekileri? Aslında cevap hepimizin bildiği gibi asıl yüzleşemediğimiz sadece kendimiziz. Ego, gurur, kin, nefret sevgi ile tam zıt olan çok güçlü negatif duygulardır. Bu duyguları yok etmenin en temel yolu sadece kalbinize odaklanmakta saklıdır. Çünkü saf sevgi hiç kaybolmayan bir duygudur. Gerçek sevgi günün sonunda mutlaka iletişim kurmayı hak etmez mi? Tekrar kırılmaktan mı korkuyorsunuz? Samimi duygularınızı düşüncelerinizi ortaya dökmek sizi küçültür mü sizce? Cevap tabii ki kesinlikle hayır! Cevabı zaten içinizde bir yerlerde emin olun hissediyorsunuz. Sizi yanıltan yine sadece kendinizden başkası değil. Kendinize yenik düşmemelisiniz. Düşünceler değişir, fikirler çatışabilir ama sevginin dili hep aynıdır. Ne kadar kırgın, kızgın olursanız olun bir zamanlar yakın olduğunuz bir insana kalbinizi açmak sizi küçültmez. Gerçek sevgiler samimiyeti hak eder.

Bazen de karşılıklı samimiyet olduğunu sandığınız kişiyle ilişkinizin her ne kadar özünüz gibi sağlam olduğunu düşünseniz de belki de sandığınız kişi olmayabilir veya aranızda çok sıkı bir bağ var gibi anlam yüklediğiniz kişi sandığınız anlamı o ilişkiye vermemiş olabilir. Bu da bir olasılık tabii. Ama her ne olursa olsun iletişim kurmaya çalışmak yine de küçültmez sizi. Sonra bir bakarsınız zaman boşa geçip gitmiş. Maalesef zaman hala geriye akamıyor. Öyle bir teknoloji ne yazık ki henüz gerçekleştiremedik. Dolayısıyla yapabileceğimiz en güzel şey ego denen canavara bir tokat atıp, kenara çekilmesini söylemek

Ayrıca her ne kadar karşılıklı olarak samimi bir ilişki yaşamamış olsanız dahi sizin için gerçek ve samimi ise gerisini boş verin gitsin! Bazen yıllarca aynı sıralarda okumuş olduğunuz, her anınızın birlikte geçtiği, ilk heyecanlarınızı paylaştığınız dostluklar bile gün gelip bitebiliyor. Hayat o kadar çok değişkeni içinde barındırıyor ki, bir bakıyorsunuz yıllar geçip gitmiş ama dün gibi taptaze orada duruyor. Her ne kadar o güzel samimi duygulara gülümseyerek baksanız da bir şeyler karşılıklı değilse bir yerde kopabiliyor her şey. En güzeli, olanı olduğu gibi, olduğu şekliyle, samimiyetiyle hatırlayıp, sevgi ile kabul etmek ve yolunuza devam edebilmek.

Gerçeklerle yüzleşmekten korkmamalı insan. Bazen bazı insanlar sadece hayatınızın bir dönemine eşlik eder, size bir şeyler katar ve başka yollar seçerek yoluna devam eder. Fakat farklı yola devam edilecekse bile, devam etmeden önce insanca olanı ilk önce iletişim kurup, sağlıklı şekilde yola devam etmektir.

Bir köşeye çekilip, sessizliğe gömülerek değil. Bence iletişimsizlik hem kendinize hem de karşınızdakine uyguladığınız sessiz bir psikolojik şiddettir. Başka hiçbir şey değil…

Hayat gerçekten çok kısa ve bizi asıl biz yapan hislerimizdir. Hayat hissettiklerimizle çok güzel ve anlamlı. Zamanı boş bir sessizliğe gömülerek geçirmek yerine konuşmaktan korkmamak ve çekinmemek için inanın çok sebeplerimiz var. İletişimin ve gerçek duyguların dile geldiği hiçbir soruna çözüm bulunamayacağını sanmıyorum.

Sevgiyle dile gelin,

Sevgiyle kalın

İlginizi çekebilir: Rüzgara karşı uçarken kendi yaşam amacınızı hatırlayın

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale