X

Uplifers ekibinin Eğitmen Doruk Taraktaş ile Wim Hof Metodu deneyimi

Bildiğiniz gibi 10 yılı aşkın süredir Uplifers ekibi olarak siz değerli okuyucularımızı birbirinden farklı wellness içerikleriyle buluşturmak için çalışıyoruz. Ancak wellness dünyasına olan ilgimiz sadece işimizden kaynaklanmıyor. Bizler beden-zihin-ruh bütünlüğü vadeden ve bize bütünsel bir iyilik hali sunan tüm uygulamaları yakından takip eden ve onları olabildiğince deneyimleme peşinde koşan bir ekibiz. İşte Wim Hof Metod Eğitmeni Doruk Taraktaş ile tanışmamız da tam olarak böyle oldu.

Çoğu insan gibi biz de Wim Hof’u zaten biliyor, bilim dünyasının onun üzerinde yaptığı çalışmaları yakından takip ediyorduk. Bilmeyenler için kısacık hatırlatalım: Şimdilerde soğuğun iyileştirici etkisinden haberdarsak muhtemelen bunun bir kısmı Hollandalı maceraperest Wim Hof’la ilgili. Soğuk terapinin fiziksel faydaları üzerine yapılmış birçok bilimsel çalışma olsa da Wim Hof Metodu soğuğa maruz kalmayı, özellikle nefes çalışması ve meditasyonla birleştiriyor. Kendisinin Kilimanjaro Dağı’na şortla tırmanması, Kuzey Kutup Dairesi üzerinde çıplak ayakla yarım maraton koşması ve buz küpleriyle kaplı bir küvette durmak dahil olmak üzere soğuğa maruz kalmaya dair bir dizi rekoru kırmasının nedeni de tam olarak bu. Konuyla ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak için ilgili yazılarımızı ayrıca okuyabilirsiniz:

Soğuk size ne hissettiriyor ve sizin soğukla ilişkiniz ne boyutta bilemeyiz ama bizim ekipte bazılarımızın soğukla arası hiç iyi değil. Tek ortak noktamız kendimize meydan okuma konusunda çok istekli olmamız! Bu yüzden acaba Türkiye’de Wim Hof Metodu’nu deneyimlemenin bir yolu var mı diye araştırdık ve Instagram’da Doruk Taraktaş ile karşılaştık!

Öncelikle kendisinin yaptığı bu harika eğitimden herkesin haberi olmalı diyerek ve tabii onu daha yakından tanımak için birlikte çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik: Nefes, soğuk, irade: Wim Hof Metod eğitmeni Doruk Taraktaş ile keyifli bir röportaj

Doruk Hoca kendisini ve Wim Hof Metodu’nun amacını bizlere öyle güzel aktardı ki, soğuk korkumuza rağmen hep birlikte İstanbul eğitimine katılmak için gün saydık… Ve tarihler 3 Haziran’ı gösterdiğinde, kendimizi biraz endişeli; daha çok meraklı gözlerle Zekeriyaköy’de eğitimin gerçekleşeceği Aletya Studio’da bulduk!

Doruk Hoca ve eşi Zehra Hanım’ın nazik karşılamasının ardından hızlıca teori eğitimine başladık. Tıpkı bizler gibi farklı niyetlerle orada olan; kendilerine meydan okumak konusunda çok istekli, çok tatlı “kabilemiz”le tanıştık (Doruk Hoca böyle söylüyor ). Bazılarımız stresle başa çıkmayı daha iyi öğrenmek, bazılarımız soğukla olan mesafeli ilişkisini değiştirmek, bazılarımız kronik rahatsızlıklarının semptomlarını hafifletmek amacıyla oradaydık. Her birimiz niyetlerimizi tek tek ifade ederken aslında ne kadar doğru bir yerde olduğumuzu çoktan anlamıştık.

Doruk Hoca teori kısmında bizlere Wim Hof’u ve onun metodunun çıkış noktasını detaylı bir şekilde anlattı. Gerçekleştirirken üzerine dahi düşünmediğimiz bu kadar sıradan bir eylemin; yani nefes almanın vücudumuza yaptıkları, yapabilecekleri gerçekten inanılmaz! Wim Hof metodu, sanılanın aksine sadece soğuk duşlarla ilgili değil. Onu özel kılan şey, bu nefes egzersizlerinin irade ve soğukla birleşiminin yaratabileceği mucizeler. Yani nefes veya irade olmanın yapılan soğuk duşların pek de bir anlamı yok diyebiliriz.

Eğitimin en büyüleyici kısımlarından biri teorik bilgilerin ardından Doruk Hoca’nın yaptırdığı nefes çalışmasıydı. Yerlerimize uzandık ve Doruk Hoca’nın yönlendirmesiyle 3 set Wim Hof Metodu nefes egzersizi yaptık. Herkesin deneyimi kendine özel olsa da topluluğun enerjisini hissetmemek imkansızdı. Bu deneyimin ardından yaşadığımız hisleri paylaştık ve geldiiiiiiiiiiiik herkes için en korkutucu ana! 🙂

Hocamız ufak bir molanın ardından mayolarımızı giyip bahçede buluşmamızı söyledi. Aslında eğitimin ilk kısmında öğrendiklerimiz, bizi kesinlikle bu zorlu kısma hazırlamıştı. Geldiğimiz andaki gibi hissetmiyorduk. Endişe, yerini daha çok heyecana ve meraka bırakmıştı. Yine de söylemekte fayda var; o varilde gördüğünüz buzlar; evdeki buzlukta durduğu gibi durmuyor içine girince. 🙂

Bahçede hep beraber bir çember oluşturduk ve Wim Hof Metodu’nun da bir parçası olan horse stance ile ısınarak kendimizi soğuk antrenmanına hazırladık. Sonra da Doruk Hoca’nın eşliğinde, ikişerli gruplar olarak kendimizi ÇOK ÇOK serin sulara bıraktık!

Kimilerimiz için göründüğü kadar zor değil; kimilerimiz için beklediğinden daha zordu soğukla ilk temas. Sonuç olarak orada yapılan şey sadece vücudumuzun alışık olmadığı bir sıcaklığa maruz kalmak değildi. Oraya kadar getirdiğimiz ve son derece sağlam kökleri olan inançlarımızı kırmaktı. Zor olan da aslında tam olarak buydu.

Peki, bilin bakalım ne oldu? Başardık! Hem de hepimiz. Niyetimiz kendimize meydan okumak olduğu için o stüdyoya adım attığımız an, zaten çoktan başarmıştık. Sarsıcı soğuğun içerisinde hızlanan kalp atışlarına “Her şey normal, her şey benim kontrolümde” diyebildiğinde anlıyor insan bir şeyleri başardığını. 🙂

Uzun lafın kısası, o sabah o kapıdan Eda, Merve, Dilek ve Ecem olarak girdiysek de aynı insanlar olarak çıkmadığımızı biliyoruz. Ve tabii deneyimi paylaştığımız arkadaşlarımızın da böyle düşündüğüne eminiz. Wim Hof Metodu’nu deneyimlemek tek kelimeyle müthişti. Elbette yaptık, bitti gibi bir durum söz konusu değil. Bahsi geçen faydaları görebilmek için “irade” çok önemli bir unsur. Bu yüzden metodu, Doruk Hoca’nın verdiği ödevlerle, günlük pratiklerle uygulamaya devam ediyor, arkadaşlarımızla günbegün paylaşarak birbirimizi motive ediyoruz. ❤

Bize önce kalbini açan, sonra eğitimine davet eden Doruk Hoca’ya bir kez de buradan teşekkür etmek isteriz. ❤ Anlattıklarımız ilginizi çektiyse, sakın kaçırdığınıza üzülmeyin. Çünkü Doruk Hoca, bu sezon da şehir şehir gezerek meraklılarıyla Wim Hof Metodu’nu buluşturacak! Eğitimleri yakından takip etmek için kendisinin Instagram hesabını buraya bırakıyoruz: @doruk_taraktas

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale