X

Dopamin seviyelerinizi yükselterek yorgunluk ve isteksizlikten kurtulmanın 22 yolu

Herkes yorgun, herkes isteksiz, herkes yerlerde sürünüyor… Dopaminsiz kalmış olabilir miyiz?

Dopamin bir nörotransmitter, yani beyin hücreleri arasında iletişimi sağlayan minik kimyasal bir molekül. Tüm nörotransmitterler gibi, kendi küçük, yaptığı işler büyük. Dopamin; fiziksel performansımızdan ruh sağlığımıza, kendimizi iyi hissetmemizden kafamızın düzgün çalışmasına kadar pek çok beden fonksiyonunda görev alır. Peki dopamin vücudumuzda ve beynimizde neler yapar?

Herkes yorgun, herkes isteksiz, herkes yerlerde sürünüyor… Dopaminsiz kalmış olabilir miyiz?
  1. Daha kolay öğreniriz
  2. Öğrendiklerimiz daha kalıcı olur, öğrendiklerimizi unutmayız
  3. Öğrendiklerimizden ders alıp, ileriye yönelik plan yapabiliriz
  4. Daha iyi odaklanırız
  5. Daha kolay konsantre olabiliriz
  6. Dikkatimiz dağılmaz
  7. Başladığımız işleri yarım bırakmaz, bitiririz
  8. Stresle daha iyi baş ederiz
  9. Stres karşısında soğukkanlılığımızı korur, tepkisel davranmayız
  10. Sabahları zıpkın gibi, enerji dolu uyanırız
  11. Hayattan zevk alırız

Canlı, heyecanlı, hayat dolu ve tatminkar bir hayatın anahtarı dopaminin elinde dersek, hiç de yanlış olmaz. Dopamin düzeyleri düşük olunca ise her şey tepetaklak olur, griye boyanır, durağanlaşır.

  • İsteksiz
  • Amaçsız
  • Unutkan
  • Depresif
  • Stresli
  • Hayattan zevk almayan
  • İşleri yarım bırakan
  • Konsantre olamayan
  • Seks hayatı bitik
  • Yorgun
  • Her yeri ağrıyan
  • Baş ağrısı geçmeyen insanlar oluyoruz.

Bu dünyaya geliş nedenimiz bu mat ve cansız hayatı yaşamak olmadığına göre; dopamin düzeylerimizi artırmak lazım. Artırmak için ise size 21 farklı önerim var. Ne kadar çok öneriyi yerine getirirseniz, o kadar iyi.

Dopamin düzeylerinin çok fazlası da bağımlılıklara (yeme bozukluklukları, alışveriş, seks, kumar, ilaç ve madde bağımlılıkları) neden olabiliyor, o yüzden yaptığımız her şeyi kararında, aşırıya kaçmadan yapmak önemli. Hazır mısınız? O zaman başlayalım…

1. Egzersiz yapın

Bunu bekliyordunuz değil mi? İnsan vücudu hareket etmek için yaratılmış ve bugünlere hareket ederek gelmiş. Hücreleriniz sizin evde mi oturduğunuzu, plazada mı çalıştığınızı bilmiyor. Arabanızın son model olması da ilgi alanlarına girmiyor. Hareket etmenizi istiyor. Hareket etmezseniz hastalanıyorsunuz, bu kadar basit. Bunun nedenlerinden birisi de dopamin eksikliği. Egzersiz yaptıkça, zamanla daha da fazla dopamin salınması, egzersizi doğal olarak yapmak istemenizle sonuçlanıyor. Ama beslenmenize ve uykunuza dikkat etmeden uzuuun saatler boyu egzersiz yapmak, dopamin düzeylerini düşürebiliyor. O yüzden abartmadan ve yavaş yavaş efor seviyenizi artırarak egzersiz yapmak önemli.

2. Yoga ve meditasyon yapın

Yoga bildiğiniz gibi aerobik bir egzersiz. Yoga yapmak sadece bir takım hareketlerden ibaret değil elbette, meditasyon ve nefes çalışmaları da var. Sadece meditasyon yapmak bile, uzun vadede dopamin düzeylerini artırıyor,  ödül merkezlerinin aktivitesini artırırken beyin sakinleştiriyor. Hareket ve meditasyon birleşince ise sonuç bonus dopamin oluyor.

3. Şeker ve rafine karbonhidrat yemeyin
Dopamin; fiziksel performansımızdan ruh sağlığımıza, kendimizi iyi hissetmemizden kafamızın düzgün çalışmasına kadar pek çok beden fonksiyonunda görev alır.

Tüm işlenmiş (rafine) karbonhidratlar bağırsaklarda emilirken basit şekerlere indirgenir. Dolayısıyla şeker veya beyaz ekmek yemek arasında, moleküler düzeyde bir fark yok. Şeker molekülleri bağırsaktan emildikten sonra çok kısa sürede beyindeki haz merkezlerini uyararak sizin kendinizi iyi hissetmenizi sağlıyor. Ancak bu etki çok kısa süreli. Bir diğer problem de, nasıl insan beyni tekrarlayan uyaranlara karşı duyarsızlaşıyorsa, beynin haz merkezleri de duyarsızlaşmaya başlıyor, aynı etkiyi elde edebilmek için yediğiniz şeker ve karbonhidrat miktarını artırıyorsunuz. Zamanla da etki tümüyle siliniyor, uzun vadede dopamin düzeyleriniz düşüyor.

4. Doymuş yağ tüketiminizi kısıtlayın

Doymuş yağdan zengin besinleri fazla tüketmek uzun vadede dopamin düzeylerini düşürüyor. Yağ seçiminizi mümkün olduğunda doymamış yağlardan, özellikle zeytinyağından yana kullanmaya çalışın.

5. Alkol tüketiminizi azaltın ve seyrekleştirin

Alkollü içecekler de aynı şeker gibi dopamin reseptörlerini duyarsızlaştırıyor, uzun vadede düzeyler düşüyor. Pek çok alkollü içeceğe dışarıdan şeker ekleniyor, alkolün kendisi de bir şeker zaten.

6. Kahve/kafein tüketiminizi azaltın

Sık sık ve günde 200 mg’dan fazla (2 fincan, 1 kupa kahve) kafein tüketmek dopamin reseptörlerini duyarsızlaştırarak, uzun vade de sizi yorgun, bitkin ve isteksiz yapabilir.

7. Çay için

Çayın içerisinde bulunan l-Teanin dopamin sentezini artırır.

8. Kaliteli protein tüketin

Kalite proteinlerin içerisinde dopaminin yapı taşı tirozin ve metabolizması için gerekli demir ve bakır bulunur. Kendiniz için yapabileceğiniz en büyük iyilik her gün kalite protein ürünleri tüketmek. Bunun en kolay ve ucuz yolu ise yumurta yemek. Diğer seçenekler kırmızı et, kanatlı eti, balık, süt ürünleri. Eğer vegan beslenmeyi tercih ediyorsanız, soya fasuyesi ve bakla başta olmak üzere baklagilleri ve ürünlerini tüketebilirsiniz.

9. Tirozin içeriği yüksek besinler yiyin

Kaliteli proteinler dışında, dopaminin temel taşı tirozin içeren besinler; kuruyemişler, ay ve kabak çekirdekleri, avokado, muz, karpuz ve yosunlar. Dopamin içeren yiyecekleri yemek çok anlamlı değil, zira aldığınız dopamin beyinde kullanılamıyor. Bununla birlikte, bağırsak fonksiyonlarına iyi gelebilecek dopamin içeriği yüksek besinler; patates, domates, ıspanak, brüksel lahanası.

10. Probiyotik içeriği zengin besinler tüketin
Dopamin bir nörotransmitter, yani beyin hücreleri arasında iletişimi sağlayan minik kimyasal bir molekül.

Probiyotik bakteriler bağırsaklardaki dopamin sentezini artırarak, vagus siniri yoluyla beyninizdeki dopamin metabolizmasını uyarır. Ayrıca artmış bağırsak geçirgenliğini azaltarak kana karışan bakteriyel toksin miktarını düşürür, dopamin reseptörlerinin duyarlılığını artırır.

11. Aspartam ve aspartamlı içecek tüketmeyin

Aspartam beyinde dopamin sentezini etkileyerek düzeylerini düşürür. Diyet ürünlerden ve tatlandırıcılardan uzak durun.

12. D vitamini düzeylerinizi yükseltin

Özellikle kış aylarında ve kapalı yerlerde çalışan herkesin güneşi gördükçe altında zaman geçirmesi önemli. Ama bu çoğunlukla yetersiz kalıyor, eğer baktırmadıysanız mutlaka D vitamini düzeylerinize baktırın. D vitamini kemik sağlığından beyin sağlığına, serotonin düzeylerinden dopamin düzeylerine kadar pek çok fizyolojik reaksiyonda kilit önem taşıyor. Güneşle birlikte D vitamini düzeyleri yüksek besinler, özellikle yumurta tüketin.

13. Uyuyun

Her gece en az 7, mümkünse 8 saat uyuyun. Gençler ve çocuklar ise en az 9 mümkünse 10 saat uyumalılar. Uykusuzlukla nedeniyle zombi gibi dolaşmamızın bir nedeni de düşük dopamin düzeyleri. Uyuyun. Uykunuz, televizyondaki dizlerden daha değerli ve gerekli.

14. Sosyalleşin

Sosyalleşmek, arkadaşlarla konuşmak, sohbet etmek; dopamin düzeylerinizle beraber serotonin düzeylerinizi de yükselterek sizin kendinizi iyi hissetmenizi sağlar.

15. Masaj yaptırın

İnsanın hoşuna giden her türlü dokunma insanın dopamin düzeylerini, serotonin düzeylerini ve oksitosin düzeylerini artırır. Böylece mutlu olur, yaşam enerjisi ile dolarsınız.

16. Evcil hayvanlar edinin
Bu sevimli minnoşlar iyi hissetmek için harika bir neden.

Minik dostlarınızla zaman geçirmek, onları sevmek, okşamak, dopamin düzeylerinizi doğal ve sevgi dolu bir şekilde yükseltir.

17. Zerdeçal tüketin

Zerdeçalın içerdiği kurkumin maddesi dopamin sentezini artırarak dopamin düzeylerinizi yükseltir.

18. Telefon ve bilgisayarınızla çok fazla zaman geçirmeyin, yatak odanızda bulundurmayın

Evet, bu konuda gerçekten yapılmış bir çalışma var. Elektronik aletlerin yaydığı elektromanyetik dalgaların sıçanlarda dopamin sentezini azalttığı gösterilmiş.

19. Başladığınız işleri bitirin, hedeflerinizi ölçülü tutun

Başlanılan işi bitirmek kadar dopamin düzeylerini artıran başka bir şey yok. Bu her şey için geçerli; günde 10 dakika yürümek, her gün yürümek, spora gitmek, odanızı toplamak, kredi kartı borcunuzu sıfırlamak, projeleri tamamlamak, yazıları yazmak, örülen kazakları tamamlamak, arabanın bagajını temizlemek… Aklınızdakileri yazarsanız, tamamladığınızda üzerini çizerek ekstra dopamin bonusu alırsınız.

20. Çetele tutun

Egzersiz veya günlük, haftalık, tekrar ettiğiniz ne varsa… Yoga dersine katılmak, ormana gitmek, düzenli balık yemek, sosyalleşmek… Bunları takvime işlerseniz, kağıt üzerindeki düzeni görmek, tamamladığınız işleri de göreceğiniz için size ekstra dopamin olarak geri döner.

21. Yaratıcı hobiler edinin

Fotoğrafçılık, resim yapmak, kara kalem çalışmak, örgü örmek, ahşap oyma, seramik, çini boyama… Aklınıza ne gelirse… Hem çalışırken odaklandığınız, o sırada anda kaldığınız için sizde meditasyon etkisi yapar, hem de yaratarak işleri tamamladığınız için dopamin düzeylerini yükseltir.

22. Kilo verin

Kilolu olmak dopamin reseptörlerinin duyarlılığını azaltarak sizi tatlı yemeye iter, dibi olmayan bir kısır döngüye girersiniz. Yavaş yavaş da olsa kilo vermek ve ideal kiloya yaklaşmak dopamin düzeylerini artırır. Çok acıktığınızda tirozinden zengin besinlerden yerseniz bu kısır döngüden çıkmanız ve kilo vermeniz kolaylaşır.

 

Sinir sistemini güçlendirici öneriler, ağrısız bir yaşam ve migrenle mücadele için Beynini Doğru Besle kitabıma bakabilir, bana sosyal medya hesabım ve www.banutascifresko.com üzerinden ulaşabilirsiniz. 

 

İlginizi çekebilir: Serotonin düzeylerinizi (sevgiliniz olmadan da) doğal yollarla artırmanın 14 yolu

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Dr. Banu Taşçı Fresko: Dr. Banu Taşcı Fresko, 1969 senesinde İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Tıp Fakültesi’ni 1992 senesinde bitirmiş, ihtisasını İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda 1997 senesinde tamamlayıp Nöroloji Uzmanı olmuştur. Birçok özel hastanede çalıştıktan sonra şimdi çalışmalarını muayenehanesinde sürdürmektedir. Uzun yıllar kronik ağrılardan mustarip olduğu için, hastalara yol gösterecek, hayatlarını kolaylaştıracak bir kılavuz yazmak istemiştir. Ekim 2017de ‘Beynini Doğru Besle’ isimli kitabı çıkmış, kitapta migren ve fibromiyalji ağrılarıyla nasıl başa çıkılacağını, beslenmenin önemini ve tüm kronik hastalıklarda yoganın iyileştirici etkisinden bahsetmiştir. 2017 senesinde Arzu Rezzan Sunam ve Yelina Tayfur’dan Temel Yoga Hocalık Eğitimi ve Banu Çadırcı’dan 100 saat yoga terapi ve yoga anatomi eğitimi almıştır. Aynı zamanda Ahmet Güllü ve Vedat Örs atölyelerinde eğitim almış, profesyonel bir ressamdır, bu güne kadar 7 kişisel sergi açmıştır. Bugünlerde bir yandan Mayıs 2018’deki sergisine hazırlanmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale