X

Dopamin beynin “kaydet tuşu”dur: Mutlu olmak için konfor alanından çık

“Merak, sahip olduğumuz en önemli şeydir.”
James Cameron

Terminatör ve Titanik gibi Oscar almış filmlerin yönetmeni James Cameron, 2010 yılında bir TED konuşması yaptı. Konuşmasında kendisinden beklenenin aksine nasıl film yapılacağından çok, yaratıcılık, keşif, yenilik ve liderlik hakkında konuştu. Aslında Cameron gibi, çoğumuzun aramak, öğrenmek, keşfetmek için doymak bilmez bir arzusu var. İnsan olarak bizler doğal kaşifleriz ve bu şekilde donanımlanmış halde dünyaya geliyoruz.

Öğrenmenin yeni beyin bilimi isimli TED konuşmasında Martha Burns (profesör), sinirbilimin, öğrenmekten neden keyif aldığımızı açıkladığını söylüyor: Yeni bir şey öğrenmek beyinde uyuşturucu ve kumarla aynı ödül alanlarını harekete geçirir. Burns konuşmasında, “Neden bazılarının öğrenme motivasyonu daha fazladır?” sorusunu da yanıtlıyor. Bunun sebebi beyinde bilginin saklanması için bulunması gereken küçük bir kimyasal: Dopamin. Çok güçlü bir kimyasal olan dopamin uyuşturucu ve kumar gibi yapay tetikleyicilerle kısa bir süreliğine salgılanabiliyor ancak bunlar ciddi sonuçlara yol açıyor. Bu noktada “Bu zihinsel keyif halini elde etmenin zararsız bir yolu yok mudur?” sorusu akla geliyor. Bu sorunun cevabı ise şu: Yeni bir şey öğrenmek. Burns’e göre insanlar yeni ve heyecanlı bir şey öğrenince de dopamin salgılıyor ki bu iyi hissetmenin çok daha sağlıklı bir yolu.

Dopamin beynin “Kaydet Tuşu”dur

“Yeni şeyler öğrenmek bir maceradır, ödüllendiricidir ve beyinde o yeni bilgiyi saklamanız için dopamin seviyesi artar. Dopamini beyindeki “kaydet tuşu” diye anarım. Bir etkinlik ya da deneyim sırasında dopamin mevcut olduğunda o bilgi aklımızda yer eder, yoksa hiçbir şey akılda kalmaz gibi görünür.”
Martha Burns

Dopamini doğal yolla artırmanın yolu yeni şeyler öğrenip yeni yollar denemekten geçer. Yeni şeyler öğrenmek bu nedenle keyif vericidir. Öğrenmek bağımlılık yapar çünkü coşku doludur. Eğer atalarımız meraklı olmasaydı, uzun zaman önce neslimiz tükenirdi. Gündelik hayatta kullanabileceğiniz, yeni bir şey ya da yeni bir yoldan haberiniz olursa, bu bilgiyi unutmazsınız. “Yeniliği tanıma, bütün insanların paylaştığı, genetik temelli bir hayatta kalma aracıdır. Beyinlerimiz akıllı, yeni, dikkat çeken bir şey aramak için eğitilmiştir” diyor The Buying Brain kitabının yazarı Dr. A.K. Pradeep.


 
Tamamen yeni ve farklı şekilde anlatılan, problemlere taze ve yeni çözüm yolu sunan bir bilgiyi almak heyecan vericidir. Çünkü insan beyni yeniliği sever. Alışılagelmişin dışında bir şey ilginizi çeker, eski bildiklerinizi unutturur ve size çabucak yeni bir bakış açısı kazandırır. İlgi çekici, bilgilendirici ve ilham verici şeyler akılda kalır. Dünyaya farklı bakmayı sağlayan, perspektifi (bakış açısı) değiştiren her şeye doğal bir açlık hissedersiniz. Bakış açısını değiştirmek, mutluluk ve iyi oluş açısından da çok önemli. Peki, bakış açısını değiştirerek mutluluğa götürecek bu yeni yolu bulmak için ne yapılabilir?

Mutlu olmak için konfor alanından çık ve yeni şeyler yap

Bunun için beyninizi yeni deneyimlerle bombardıman etmelisiniz. Beyninizi küçük bir çocuk gibi görün ve onun dikkatini çekin: Yaratıcılık ve yeni yollar beyninizin ilgisini çeker. Yaratıcılığınızı hemen başlatmanın yolu, yeni deneyimleri benimsemektir. Sinirbilimciler beyni yeni deneyimlerle bombardıman ederek dünyaya yeni bir mercekten bakma imkanı olduğunu bulmuştur. Bunun için de arada bir ofisinizden ve evinizden dışarı çıkmanız gerekir. Yeni olaylar, insanlar ve yerler deneyimleyin. En önemlisi, bu yeni deneyimleri yaptığınız işe katın, hayatınızın bir parçası yapın, kısaca harekete geçin. 

İçsel Değişim Kampı ile bakış açını -dolayısıyla hayatını- değiştir

Dışarı çıkmak, yeni şeyler yapmak, farklı düşünmek ve farklı bakmak değişimin başlangıcıdır. Daha önceki bir yazımda bahsettiğim İçsel Değişim Kampı size ve beyninize yeni bir deneyim sunarak değişim yapmanızı kolaylaştırıyor. Hem online, hem yüz yüze katılabileceğiniz İçsel Değişim Kampı günlük uygulamaların gönderildiği bir kamp sistemi. Kamp süreci, günümüzde geçerli olan terapi yaklaşımlarından Bilişsel-Davranışçı yaklaşım, Transaksiyonel Analiz, Gestalt, Çözüm Odaklı Terapiler ve Bilinçli Farkındalık temelli, kişiye özel uygulamalardan oluşan, aktif katılımlı bir süreçtir. Yapılan ilk görüşmede hayatınızda çözmek ve iyileştirmek istediğiniz konu tespit edilir, hedefleriniz belirlenir ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda tamamen size özel bir program hazırlanır. Her gün size o gün içinde yapmanız gereken uygulamalar gönderilir. Bu süreçte süreçle ilgili sorumluluk almanız ve aktif katılımınız çok önemlidir.

İçsel Değişim Kampı ile ilgili ayrıntılı bilgi almak isterseniz bana ayselkeskin2004@yahoo.com vasıtasıyla ulaşabilirsiniz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.

Yazı hazırlanırken Carmine Gallo’nun Ted Gibi Konuş: Dünyanın En iyi Beyinlerine Göre Topluluk Önünde Konuşmanın 9 Sırrı isimli kitabından faydalanılmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaşamda bir iz bırakmak: Senin en büyük tutkun ne?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale