Dönüşüyorum, o halde varım: Dönüşümünüze yardımcı olacak 14 öneri
Zamanının ne kadarını yapmakta olduğun işten farklı bir şeyi düşünerek geçiriyorsun? Veya şu anda yaşamakta olduğun hayattan daha farklısının hayali ile güne uyandığın oldu mu? İşte sosyal medyada caps olarak çokça gördüğümüz “hayaller…, gerçekler…” temalı fotoğraflar tam da bu noktada bize kendi hayatımızdan bir kesit gösterdiği için ilgimizi çekiyor ve beğeniyoruz. Hayatımızı dışarıdan bakılınca harika karelerle yaşadığımız halde, içten içe kafamızın içinde bambaşka hayallerle bir dünya yaratabiliyoruz. Ve kabiliyetli zihnimiz sayesinde bunu dışarıdaki kimselere belli etmesek de bu zihin trafiği bize yorgunluk, depresyon ve hatta fiziksel rahatsızlık olarak yansıyabiliyor.
Algı ve olgudaki bireysel dönüşüm
İçinde bulunduğunuz hayatın çok daha farklılarını hayal ederek yaşamanız kişisel bir dönüşüme ihtiyacınız olduğunun bir göstergesidir. Yani hayatınızda bir şeyleri dönüştürdüğünüzde huzurlu, hayattan zevk alan bir moda geçebilirsiniz. Bu dönüştürmek istediğiniz şey her ne ise onu sadece kendiniz bulabilirsiniz. Bazen bir olguyu, bazen de algıyı değiştirmek uygun olabilir. Bu aşamada bir noktaya dikkat çekmek isterim: zihninizin oyununa gelmeyin! Çünkü zihin, sizi sürekli bir aksiyona sürükleyerek, “Olmadı, yine olmadı, hadi bir daha, bir daha!” diyerek deneme-yanılma yöntemi gibi her şeyi değiştirmeye çalışabilir ve sonucunda modunuzu memnuniyetsiz bir ruh haline dönüştürebilir. Bu da sizi hiç bir şeyden mutlu olmayan sağlıksız bir birey haline getirir.
Bir diğer dönüşüm yolu algıda olabilir. Memnun olmadığınız şey her ne ise aslında zihninizde yarattığınız bakış açısının bir etkisidir. Örneğin; işe gitmek istemiyorsunuz ve bu işi sevmiyorum algısına kapıldınız. Neden sevmediğinizi kendinize sorun; eğer cevap “Yöneticimi sevmiyorum” şeklinde ise, burada bir durup düşünün. Memnuniyetsizliğinizin sebebi sadece kendiniz ile ilgili olduğunda dönüşüm işe yarar. Aksi takdirde boş yere bir adım atmış olursunuz. Yöneticiniz de kendi işini yapmakta olan ya da yaptığını zanneden bir kişi. Onun için iş değiştirdiğinizde yeni işinizdeki yöneticinin daha iyi olacağının garantisi var mı? Yok. Bu örneğimizde değişim nedeninizin “Bu işi sevmiyorum, çünkü karakterime uygun değil, çünkü yeteneğimi kullanamıyorum” gibi sadece sizi ilgilendiren konularda olması, dönüşümün hem kısa, hem uzun vadede size olumlu sonuçlarını gösterir.
Yeni bir “SEN”
Bu dönüşüm tanımlarından sonra “Peki nasıl başlasam, var mı bir gidiş yolu?” diyorsanız; kendi dönüşüm yolumda uyguladığım yöntemleri sizin için derledim. Hepsini bizzat denedim ve olumlu sonuçlarını aldım, şimdi sıra sizde!
Aceleye getirmeyin.
Sabırsız ve sonuç odaklı gidiş yolları sizi daha da strese sokar. Zaman kavramını tamamen aklınızdan çıkarın. “Dönüştüm, ah şimdi oldu” gibi bir düşünce yapısı doğal olmaktan uzak, tamamen günümüz insanlığının tüketim canavarlığından doğma bir alışkanlıktır. Bireysel dönüşümde zaman yok, sadece sürecin keyifli deneyimi var, o kadar!
Kendinize iyi bakın.
Sağlığınıza özen gösterin. Yeme-içme alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Alkol, yağlı ve çok yemenin bedeninizde yarattığı hisleri inceleyin. Uykunuzu tam alın ama yoğun yemek yediğinizde daha fazla uyumak istediğinizi de fark edin. Bedenin gün ışığına bağlı metabolizmasına uyumlu bir yaşam sürmeye çalışın. Böylece doğru zamanda doğru adımları atmak için içsel bir enerjiniz olur. Dengesiz beslenme ve uyku sizi tembelliğe sürükler ve kendinizi sürekli aynı yerde oturup televizyon izlerken bulabilirsiniz. Hayatınızdaki dönüşüm noktasını keşfetmek öyle alelade yapılacak bir iş değil; zihninizin berrak ve bedeninizin yaşam enerjisi ile dolu olması gerekir. Düzenli olarak spor yapın, özellikle yoga, nefes ve meditasyon pratiklerini hayatınıza katmaya çalışın.
5 kişiye dikkat edin.
“İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” Jim Rohn’un bu sözü her şeyi çok net özetliyor. Gün içerisinde en çok iletişim kurduğunuz bu kişiler ister istemez sizin hayatınızı şekillendirebilirler, çünkü onların bilgi, entelektüel birikim, beceri, ilgi alanları doğrultusunda yoğrulur ve şekillenirsiniz. Hem yüz yüze hem de sosyal medya iletişimlerini bu doğrultuda değerlendirerek dönüşüm yolunuza destek olabilirsiniz.
Kendinizi eğitin.
Hayat modelinizde bir dönüşüm yaratmak istiyorsanız bu konu üzerine uzmanlık eğitimleri alın, kitaplar okuyun ve kendinizi geliştirin. Bu şekilde ilgi alanı ortak kişilerle tanışıp onların gidiş yolu hakkında bilgi edinin. Edindiğiniz bilgilerle hayatınızda dönüşüm yapmak istediğiniz konu geçici bir heves mi yoksa yürekten bir niyet mi keşfedebilirsiniz.
Hobilerinize zaman ayırın.
Vaktim yok gibi bahanelerle size keyif veren aktiviteleri hayatınızdan çıkartmayın. Aksine onları yaşamınızın bir parçası haline getirip o yolda gelişerek hobinizi işiniz haline bile getirebilirsiniz. Keyifli aktiviteler sizin frekansınızda yeni insanlarla tanışıp kendinizi geliştirebileceğiniz pek kıymetli alanlardır. Hayattaki farklı deneyimleri dinlemek ufkunuzu açar ve kendinizi sorgulamanız gereken noktalara ışık tutar.
Olumsuzdan uzak durun.
Sizi negatif düşüncelere iten kişi ve durumlardan uzak durun. Bu kişi en yakınınız bile olsa, sizi desteklemek yerine eleştirip moralinizi bozuyorsa, bu kişilerle bir süre görüşmemek sizin için iyi bir yol olabilir. Burda yapmanız gereken sizi koruyup yol göstermeye çalışan kişilerle, sizi olumsuza sürükleyen kişiler arasındaki farkı belirlemeniz olacaktır.
Niyet edin.
Her şey bir niyetle başlar. Kalbinizin en derinlerine ektiğiniz bir tohumdur niyet. Öylesine verilen bir karar değildir, çok güçlü his ve irade ile beslenir. Olumsuz hiç bir öğe barındırmaz içinde. Niyetinizi hem kalbinizin hem de zihninizin o kadar derinine kazımalısınız ki, her güne uyandığınızda niyetinizin gerçekleştiği bir enerjiye bürünebilmelisiniz. Niyetinizi her an aklınızda tutacak bir işaret kullanabilirsiniz. Örneğin bileğinize ince bir ip bağlayabilirsiniz veya bu niyetle aldığınız bir taki takabilirsiniz. Ama onu bu niyet yolunda hiç çıkartmamaya özen gösterin.
Hedeflerinizi yazın.
Mümkün olup olmama ihtimallerine hiç takılmadan özgürce ulaşmak istediğiniz hedefleri yazın ve net olun. Yazdıklarınız arasından bazılarının uzun vadeli, bazılarının ise bu uzun vadeli hedeflere ulaşmada bir yol olacak şekilde kısa vadede gerçekleştirmeniz gerektiğini göreceksiniz.
Aksiyona geçin.
Hedefleriniz doğrultusunda bir adım atmazsanız onlar hep kağıtlarda yazılı bir hayal olarak kalır. Bu yüzden “niyet, söz ve eylem” üçlüsünün aynı yolda olduğuna emin olun. Örneğin, şu andaki işinizden memnun değilseniz, özgeçmişinizi güncellemeli, hatta eksik yanlarınızı tesbit ederek yeni eğitimler almalı ve iş başvurusu yapmanız gerekir. Veya yeni bir ürün geliştirmek istiyorsunuz; o zaman üretici bulmak için araştırmanız, fuarlara gitmeniz ve görüşmeler yapmanız gerekir. Hayalinizdeki hedeflere ulaşmanın tek yolu aksiyona geçmektir.
Sadeleşin.
Hayatınızda henüz neyi dönüştürmek istediğinizi bilmeseniz bile en önemli başlangıç sadeleşmektir. Hem zihinsel, hem de fiziksel sadelikten bahsediyorum: Fazla eşyalar, sürekli içinde dönüp dolaştığınız düşünceler, kısaca şu anda ihtiyacınız olmayan her şey enerji alanınızı istila eder ve size hareket alanı bırakmaz.
Geçmişi geçmişte bırakın.
Kimseyi yargılamadan ve eleştirmeden geçmişte yaşadığınız ve sizi hala meşgul eden konuları kapatmadan dönüşüm yolunda ilerlemek mümkün değildir. Bu eski bir sevgiliye özlem veya kin olabilir, yaşadığınız utanç verici bir olay olabilir veya kayıplardan dolayı çok derin bir üzüntü olabilir. Bu gibi yoğun hisleri zaten bu zamana kadar yaşadınız ve artık bırakmanın zamanı geldiğini kendinize itiraf etmelisiniz. Birazdan bahsedeceğim yöntemle bu derin hislerin enerjisinden sıyrılmayı deneyebilirsiniz.
Kendi yaratım köşenizi belirleyin.
Evinizde sakin ve sessiz kalabileceğiniz bir alan yaratın. Size iyi gelen koku, renk, bitki ve objelerle bu alanı yaşatın ve bu alanda vakit geçirin. Oturup geçmişi geleceği düşünün demiyorum! Bu alanda şu andaki hislerinizle kalmaya özen gösterin ve tadını çıkartın. Bu his üzüntü, nefret, özlem her ne ise hissederek kendinize zaman verin. Özellikle olumsuz hisleri yargılamadan yaşayarak anda kalma pratikleri sizin dönüşümü daha sağlıklı geçirmenizi sağlar. Tüm bu süreçte kafanızın içindeki düşüncelerin artacağı, hep olumsuzu düşünerek “Acaba yanlış mı yapıyorum?” gibi endişelere kapıldığınız anlar olacak. Ama bunlara kapılıp giderseniz dönüşüm yolundan uzaklaşırsınız, bu gibi düşünceler geldiğinde sadece fark edin. “Aa! Evet, yine beni endişeye sokan düşünce geldi aklıma“, “Yine eski sevgilime olan nefreti/özlemi hatırladım” deyip o gelen düşünceyi fark edin.
Ve yürüdüğünüz dönüşüm yoluna sadık kalın. O olumsuz düşünceye karşı çıkmaz, ona inanmaz ve sadece izlerseniz kendiliğinden yok olacaktır. Ve bu metod sayesinde zihninizi kontrol etme kabiliyeti kazanırsınız. Böylece kafanızın içinde sizi dibe çeken bir çok düşüncenin yaratıcısının aslında siz olmadığınızı o düşünceyi farkedip izledikçe daha da iyi anlarsınız.
Daha az konuşun.
Başka insanlarla sürekli iletişim halinde olmak, hayallerinizden ve neler yaptığınızdan bahsetmek karşınızdaki kişi ile enerji akışına da girmenizi sağlar. Halbuki hayatınızda dönüştürmek istediğiniz noktayı keşfetmek ve o yönde adımlar atmak için sizin kendi enerjinize sahip çıkıp onu berrak bir şekilde kendinize saklamanız gerekir. Susmanın, yani sessizliğin içinde saklı gizemli bir yaratıcı güç vardır, bunu deneyimledikçe siz de fark edebilir ve hem fiziksel hem de zihinsel dinginliğe erişebilirsiniz. Bu pratiği geliştirmek için öncelikle kısa vadeli sessizlik inzivaları veya meditasyon çalışmalarına katılabilirsiniz. Ayrıca tv, sosyal medya, telefon ve mesajlaşmak gibi sizi kısır döngüye sokan ve dönüşüm yolunuzu tamamen tıkayan araçlardan uzak durmanızı söylememe gerek yok sanırım. Bu dönüşüm yolunda okumanız gereken çokça kitap var, kendinize duvarları kitaptan olan bir oda yapmaya hazır mısınız?
Doğada vakit geçirin.
Her an çevrenizdeki kişilerin sizi görmesini istediğiniz gibi davranmaktan yorulmuş olabilirsiniz. Yönetici, iş arkadaşları, aile, sevgili derken her birini memnun etmek için başka başka “sen”ler yaratmış olabilirsiniz. İşte bu “sen”leri bir araya getirecek, sorgusuz sualsiz kabul edecek tek yer doğadır. Doğanın seni her halinle kucaklamasıyla içindeki gerçek ‘sen’i tanır ve onu kabul edersiniz. Gün doğumları, gün batımları izleyerek doğanın muazzam döngülerine tanık olur, evrendeki her şeyin senin gibi canlı olduğunu fark edebilirsin. Bu büyük pencereden bakma pratiği ile ben merkezli düşünme sisteminden çıkıp, doğanın bir parçası olarak bu evrende insan olarak var olma pratiğine huzurla bakabilirsin.
Listemdeki bu adımları gün ve gün uyguladığınızda zaten yepyeni bir “sen” ile tanışıp dönüşümün amaç değil sadece bir yol olduğunu keşfederseniz şaşırmayın. Yeni bir “sen” ile tanışmak için cesur olmalısınız, çünkü unutmayın ki bu hayatta cesur olduğunuz kadar özgürsünüz. Deneyimlerinizi paylaşmak isterseniz her zaman bana yazabilirsiniz.
Kendi bireysel dönüşüm maceralarımı Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Şehirden uzak, hayata yakın: Semanur Aksoy ve İstanbul’dan Fethiye’ye uzanan hikayesi