X

Dönüşüm çağında dengeyi bulabilmek: Dişil ve eril enerjinin uyumunu deneyimlemeye var mısınız?

Herkesin kendini özgürce ifade etmesinin, yeteneklerini keşfetmesinin, hayattaki rolünü sorgulamasının oldukça önemli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Şu an yolun ortasından alıp kenara koyduğumuz her bir taş, başka birinin takılıp düşmesini önleyecek. “E benim ayağıma takılan taşlar ne olacak?” diye düşünüyorsanız, siz koşulsuzca taş ayıklamaya devam ettikçe birileri de sizin taşlarınızı temizleyecek.

Neden bundan 20 sene önce değil de şimdi? Çünkü şu an değişim-dönüşüm çağındayız, bir sonraki seviyeye geçiş dönemindeyiz. Etrafımızda bir şeyler çok hızlı tükenirken, başka şeyler de çok çabuk boş yerleri dolduruyor. Politik, ekonomik ve sosyal olarak bütün toplumlarda eril enerji dengesizliği yaşıyoruz. Bu süreç, gerçekleri görmemiz ve ne yapmamız gerektiğine karar vermemiz için bize bir ayna niteliğinde olacak.

İçinde bulunduğumuz dönemin en büyük gerçeği bilginin kaçınılmaz olması. Tapınaklar, hitabeler, yazıtlar yıllar, yüzyıllar önce tahrip edilse de istediğimiz bilgiye artık kolayca ulaşabiliyoruz. Ulaştığımız her türlü bilginin birbiriyle ne kadar bağlantılı olduğunu görüyoruz. Kuantum fizikten, ayurvedik bilimlere kadar herkesin her şeyi bilmesi gereken bir dönemde yaşıyoruz. Kendi seçimlerimizi daha esnek ve özgürce yapabiliyoruz. Tıkandığımız tek konu ise bu bilgileri dengede tutmak.

Denge konusunu biraz açmak için, eril enerji ve dişil enerjinin rolü hakkında bilgi vermek istiyorum. Dişil enerji yapıcı, yaratıcı, koşulsuz sevgiyi besleyenken, eril enerji harekete geçen, planlayan, dinamik olandır. Bu iki enerji de cinsiyetten bağımsız olarak bedenimizde bulunmaktadır, tıpkı östrojen ve testosteron hormonlarının her ikisini de salgılayabilmemiz gibi. Tıkandığımız nokta ise eril enerjinin söz sahibi taraf olması. Bununla birlikte bu iki enerji bedende dengede olmadığında, beynin sağ tarafını temsil eden dişil enerji yönetim, güven, sabır, sağduyu, empati ve yaratıcılık konularında zayıflar ve kararsızlığa sürüklenir, beynin sol tarafını temsil eden eril enerji ise, dişil enerji olmadan robottan farksız olur, sahip olma ve kaybetme dengesini yakalayamayıp güç ve ego savaşına sürüklenir.

Eril enerji bizi azmi ve analitik yetenekleriyle başarıya götürmek için uygun temeller hazırlarken, dişil enerji ise bize mutluluğun yalnızca başarı ve maddiyata bağlı olmadığını söyler, yaratıcı olan yönümüzü ve yaşam amacımızı bize sunar.

“İçine dönebilen herkes, görülmeyeni görmeye başlar.”
Buddha

Dişil enerji, ne kadar başarılı olursanız olun, ne kadar varlıklı olursanız olun bir gün mutlaka çıkıp “Peki kendi mutluluğum için ne yaptım?” diye soracaktır. Çünkü sizin mutluluğunuz demek çevrenizdekilerin mutluluğu demek, sizin dengeli enerjiniz etrafınızda olanların dengesi demek, siz demek evren demek. İnsanoğlu, kendi yeteneklerini sınırlasa da ya da koşullar şu an hala bunu gerektirse de, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu anlamak için burada, bunu kavramak çok mühim; çünkü siz olmadan çevrenizdeki her şey bir illüzyondan fazlası değil.

Peki bedenimizde bu iki enerjiyi nasıl dengeleriz? Evrendeki her kavram denge üzerine kuruludur; bir yemeği ne kadar severseniz sevin her gün aynı yemeği yiyemezsiniz. Zinde ve sağlıklı olmak için almanız gereken diğer besin öğeleri olduğunu bilirsiniz. Yin yang bize bunu öğretir, önce kendi içinde dengede olmalısın ki, etrafında olanlar da seninle aynı frekansta aksın.

Dünyada bizden önce var olmuş, bilinç olarak daha gelişmiş medeniyetlerde, eril ve dişil enerji dengesine gereken önem verilmiş ve bu konu üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Bu medeniyetlerin yok oluşu ise bir felaketle gerçekleşmiştir. Fakat biz, yani modern insan kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz ve çoğumuz bunun farkında değiliz.

Tarih tekerrürden ibarettir” tespiti büyük resme baktığımızda daha çok anlam kazanıyor. Tarihte ne zaman bir dengesizlik olsa, ne zaman birisi bir diğerine üstünlük kurmaya çalışsa ya da olana müdahale etse dünya popülasyonunun hatırı sayılır kısmı yok olmuş. Şu an herkesin herkese, maddeye, ülkelere ve en kötüsü de doğaya üstünlük kurmaya çalıştığı bir dönemdeyiz ve bunu dengelemek yine bizim elimizde.

Bulunduğumuz coğrafya, kültür yapısı, düşünce ve yaşayış biçimi olarak, bizimle aynı kaderi paylaşan birçok toplum gibi erkek egemen bir topluma sahip. Bugüne kadar bu şekilde idare ettik, ama şu an doğa tahribatı gibi ciddi bir konumuz var. Yaratımdaki bütünlüğü hissedebilen kısmımıza, dişil enerjiye danışmalıyız. Öncelikli olarak bu meseleyi toplumsal düzeyde, cinsiyet eşitliği konusuna hak ettiği değeri vererek çözüme kavuşturmalıyız. Değişim ve dönüşüm çağında olduğumuzdan bahsettim, artık eski kavrayış ve davranış biçimlerimizi değiştirmeliyiz.

Sosyal ve toplumsal olarak kadına yüklediğimiz fazladan yükü fark etmeli, bireysel olarak ise yapıcı-yaratıcı kısmımızı beslemeliyiz, tahammül sınırlarımızı genişletmeliyiz. Bu süreçte kadının kendini ifade etmesine yardımcı olmalı, empati yeteneğimizi geliştirmeli, denge ve uyumu deneyimlemeliyiz. En büyük travmalarımız olan tacizleri, kadın cinayetlerini, fiziksel ve psikolojik şiddeti ortadan kaldırmak için kadına yüklenen yükü tüm kesimlerce eşit olarak üstlenmeli, çözüm için erkekler ve kadınlar olarak sürece birlikte ortak olmalıyız. Çünkü dişil enerji olmadan eril enerji, kadın olmadan erkek var olamaz. Denge ancak birlik ile sağlanır.

İlginizi çekebilir: Dünyamız bize sesleniyor: Artık uyanma vakti

Gizem Demirci: Selamlar, Ben Gizem, Hollanda'da ikamet etmekteyim. Hayat akışım dünyanın birçok yerinde yaşamamı, birçok farklı işle uğraşmamı sağladı. İspanya'da, İtalya'da, Almanya'da ve son olarak Hollanda'da yaşayıp; hemşirelik, mimarlık, iç mekan tasarımı, danışmanlık ve son olarak ürün tasarımcılığı ile uğraştım. Çok yönlülüğüm ve akış veni aynı zamanda birçok ruhsal, fiziksel ve mental öğretilere de yakınlaştırdı. Bunların arasında yoga, qigong, mindfulness ve tabii ki meditasyon var. Bu ruhsal yolculuğum beni sonunda bütün öğretilerin atası olan Falun Dafa disipliniyle buluşturdu. Yolculuğumun hiç bitmeyecek olması gerçeği aklımda; kendimle, hayatla, evrenle ilgili sorularımı ve cevaplarını sizinle de paylaşmak için buradayım. Umarım yazılarımı okurken eğlenir, soru sorar ve cevap arasınız. Herhangi bir konuyu derinlemesine konuşmak için bana ulaşmaktan çekinmeyin. Sevgiler!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale