Arkadaşlarınızın dertlerini dinleyip çare olmaya çalışırken, birinden hoşlanıp güzel bir şeyler yaşayalım diye çaba gösterirken, işiniz durmasın yürüsün diye farklı görevleri üslenip tükenirken aslında kendi kendinizi değersizleştirdiğinizin farkında mısınız?
“İnsanlar, onlar için ne yaptığınızı anlamazlar, ta ki siz yapmayı bırakana kadar” sözünü görüyor “ya da sizi tamamen kaybedene kadar…” diyerek artırıyorum. Acaba zamanında başkalarının gözünde kendi değerinizi fark etmeden azalttığınız için mi kaybettikten sonra değeriniz anlaşılır?
Bu döngüyü kırmak aslında şahane bir durum, ama önce kendinize hak ettiğiniz gerçek değeri vermelisiniz.
İşte kendi öz değerinizi sağlamanın önemli 4 yolu:
Kendinize olan saygınızı kurun ve koruyun.
Yaşamdaki amacınız ne, kendinizi nasıl görüyorsunuz, beğeniyor musunuz, yargılıyor musunuz, sık şikayet ediyor musunuz? Bazılarının cevaplarını bilmiyorsanız ya da verdiğiniz cevaplardan emin değilseniz, öncelikle kendinizle barışın; kusurlarınızı görün, sevin ve ne istediğiniz konusunda net olmaya çalışın. Erteleme eğiliminizden vazgeçin. Bugüne kadar alamadığınız bir karşılık olduğunu düşünüyorsanız işe kendi özünüzden başlayın. Mesela, spor programınızı bir türlü oturtamadınız mı?
Başkalarının size saygı göstermesini istiyorsanız önce siz bedeninize, ruhunuza ve düşüncelerinize saygı duymalı, kendinize saygı duymak için büyük çaba harcamalısınız.
Kendinize güvenin.
Dikkat ettiniz mi bazı insanlar girdiği ortamlarda parlar; sebebi güzellikleri ya da kıyafetleri yani somut özellikleri değildir. O anlam veremediğiniz duygu, özgüvendir. Kendine güven, bu yaşa kadar yaptığınız yatırımlarla eşdeğerdir. İlgilendiğiniz bir alan, zevkleriniz, düzeniniz, hayata bakış açınız gibi size özgü değerlerinizi nasıl kurduğunuz ve yaşamınıza ne ölçüde yansıttığınız önemlidir. Hepimiz farklıyız, parmak izleri gibi; ve bazılarımız bunun bilincinde.
Yapabileceğiniz şeyleri söyleyin, söylediklerinizi yapın.
Düşünmeden konuşan, sadece laf üreten ama icraatta sınıfta kalanlardan nasıl koşarak uzaklaşmak istiyorsak; umut verip, hayal ettirip sonra pardon diyenlere nasıl kalbiniz kırılıyorsa, ne yapmamanız gerektiğini biliyorsunuz. “Sözler hayatın süsü, hareketler özüdür.” Gerçek samimiyeti ile çıkar samimiyetini ayırt edebildiğiniz gün kendi değer hanenize bonusu aldığınız gündür.
İlginizi çekebilir: Neden yapamayacağımız şeyler için söz veriyoruz?
Gayret edin.
Hayatta azmin insana açmadığı kapı var mı? Çaba göstermek “kendim için bir şeyler yapmalıyım”ın eylemsel tarafıdır. Ne istiyorsanız ya da ne yapabileceğinize inanıyorsanız, gayret edin. Başarı ya da başarısızlığa yani sonuca takılmadan yolunuza bakın; karşınıza çıkanlara, aldığınız aksiyonlara, farklılaşan düşüncelerinize… Böylece kendi potansiyelinizi daha net göreceksiniz. Zamanı kontrollü kullanın ama akışa bırakarak çalışın, çabalayın ve neye inanıyorsanız vazgeçmeyin.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.