X

Döngüyü kırma zamanı: Başlangıcın tazeliği ve umudu ilhamınız olsun

Koca bir yılı devirdik ve taptaze bir başlangıç noktasındayız.

Başlangıç metaforik.

Bir döngünün içindeyiz. Devam ediyoruz kaldığımız yerden. Hiçbir şey sıfırlanmıyor. Bir-iki promosyon uygulamasında puanların siliniyor ama diğer her alanda yeni yıl, Ocak 1 bir şey değiştirmiyor. Sorumlulukların devam, ödenmemiş borçların aynı, alacağın aynı. Yıl döndü diye kaynakların da değişmiyor. İnsanoğlunun icadı döngüleri bölmek ve öyle de oldu.

Olay, bitiş ve başlangıç döngüsü.

Her bitiş bir başlangıçtır ve içinde yükler barındırır.

Bu yüklerin bir miktarı fizikseldir; bir sonraki döngüye aynen taşırsın. Bazen artar fiziksel yüklerin. Bazen de duygusal yükler taşırsın. Tamamlanamamış her şeyin ağırlığı eklenir. Bir de düşüncelerin oluşturduğu yükler var… Altında ezilirsin. Bel ağrıları, sırt, boyun ağrılarına selam olsun 🙂

Şirketler yaptı bile bilançolarını; kişisel yaşantımızda da bilanço yapma zamanı döngünün tamamlanması: Kaynaklarım, yükümlülüklerim, gelirim, giderim ve borçlarım. Yeni döngüdeki odağımı belirlemem için önemli veri bu bilançoda.

Çoğu zaman kişisel bilanço yapmadan devam ediyoruz.

Umudu, fırsatları, yenilikleri, arzu ettiğimiz değişimi getirme yükümlülüğünü de yeni “başlangıca” veriyoruz. Bu görevi yeni yıla vermeyi küçük yaşlardan itibaren “öğreniyoruz”. Bu yüzden belki de anaokullarından itibaren en sık ve hatta düzenli yapılan etkinliktir “Yeni Yıl Dilekleri”. (Ve belki de en kolay boşa çıkan, seken dileklerdir onlar.)

Halbuki kaynaklarımı tüketmişsem, alma-verme dengem şaşmışsa yeni döngü bana n’apsın?

İnsan en kolay kendine verdiği sözleri tutmuyor. Sözünün eri olmak bir erdem iken, bu sözler kendimize olunca kimse bilmiyor zaten deyip erteleme, öteleme, vazgeçme davranışlarında daha kolay bulunuyoruz. Kendinden ve dolayısıyla yaşadığın hayattan memnuniyetin de kendinle ilişkine bağlı.

Belki de bu döngünün en önemli hedefi kendine verdiğin sözleri tutmak olsa?

Bu yazımın çıkış noktası aslında yıllardır her yeni yıl yazdığımız dilekleri sorgulamak. Ne işe yarıyor Allah aşkına?

Bazı yıl ne dileyeceğimi bilmiyorum, kafam karışık oluyor. Maddi şeyler istemeyeyim diyorum bakıyorum o olmadan olmuyor ki diğerleri. Bazısında klişe diye yargılıyorum dileklerimi ya da “imkansız” zihniyetine kurban ediyorum.

Sağlık, huzur, keyif, mutluluk, başarı, bereket…

Hep aynı!

Aile masalarını çok severim. Bizim geleneksel Cuma akşamı buluşmalarımız vardır: Herkesin en sevdiği yemekler pişer; acıkanlar börekleri yürütür mutfaktan masa tamamlanana kadar, şakalar havada uçar, gündem tartışılır, bayram, seyran, yeni yıl ritüelleri yerine getirilir. Tombala, Tabu dışında yeni yıl ritüelimiz uzunca bir süre benim metalik ağacıma kalp şeklinde kestiğim kartlara dilek yazmaktı. Ertesi yıl hep birlikte söker; bilanço yapar yenilerini öyle asardık. Bilanço zamanı değerlendirme hem güldüğümüz hem hüzünlendiğimiz anlardı.

Yıllar içinde ne ilginç dilekler okuduk: Eve domuz almak isteyen minik yeğenim, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu arzulayan babam, Grey’s Anatomy bitmesin diyen kızım derken, kartlarda bebek, ev, araba, sevgili, Phuket tatili, Playstation, çeşitli Apple ürünleri ile bir nevi alışveriş listesine dönüşmeye başladı. Bir de aralara samimi dostluklar, mutluluk, başarı, sağlık, para gibi kavramlar serpiştiriliyordu.

Bir şeyi sürekli yaptığınızda anlamını yitiriyor.

Kelimelerle yapardık hatırlıyorum: Sıradan bir kelimeyi alın ve 30 saniye durmadan tekrar edin. Kelime sadece bir sese dönüşüyor anlamı gidiyor.

Galiba benim ağaç ritüelim de aynı etki altında kaldı sadece yaz as; içerik: Çok da üstüne kafa yorma (!)

Bu yıl ağacı söktüm.

Kartlardan ne olduğu bile belli olmayan ağacım öyle dekoratif ama boş kaldı!

Serbest bıraktım dilekleri… Asılı kalmadılar 🙂

Onun yerine Ocak ayı (tercihen ilk haftası) için kendime şöyle bir çalışma koydum:

Günlüğüme şu aşağıdaki soruları cevaplayacağım ve bu döngüdeki odağımı belirleyeceğim.

Her seferinde 1 adet.

Tamamladıkça yeni odak.

Yeni hedef.

Yeni süreç.

  • En iyi versiyonum nasıl biri?
  • Benim en iyi versiyonumla aramda nasıl bir mesafe var?
  • O mesafeyi aşmak için neye ihtiyacım var?
  • Kaynaklarım neler?
  • Engellerim neler? Bu engelleri nasıl aşabilirim?
  • Bu çalışmadan sonra hedefim yönünde ilk ne yapacağım?
  • Hedefime vardığımı nasıl anlayacağım? Ve…
  • Bu başarımı nasıl kutlayacağım?

Kendine koçluk yaparak sen de bu döngüyü verimli kılabilirsin.

Dedim ya koca bir yılı devirdik ve taptaze bir başlangıç noktasındayız.

Başlangıcın tazeliği ve umudu ilhamınız olsun.

Açın ajandanızı ve kendinize bir koçluk randevusu yazın.

Telefonunuza hatırlatma koyun.

O gün alın kahvenizi, çayınızı, kağıt-kalem ile yukarıdaki soruları yanıtlayın. Bırakın aksın yanıtlar. Yargılarınızla, sınırlı düşünme becerinizle sınır koymayın.

Biraz “çılgın” olmaya yer açın. Şaşırtın kendinizi.

Disiplinle oturun ama çocuksu ve oyuncu ruh halinizle yapın çalışmayı.

Hırsla doldurulmuş uzun listeler yerine yenilir yutulur lokmalar olsun bu sefer ki.

Neresinden tutacağınızı bildiğiniz bir şey.

Son olarak güncelleme konusuna bir değinelim:

  • Hedefleriniz eğer size değil de başkalarına bağlı ise orada bir güncelleme gerekiyor demektir. Kişi ancak kendine hükmedebilir, diğer insanlara, sisteme, doğaya hükmedemez. Bunun aksi yönünde koyulan hedefler hep hüsran.
  • Konudan koparsanız, inancınızı yitirirseniz soruları yeniden yanıtlayın. Odağınızı kişisel konumunuz açısından da güncellemeniz gerekebilir.
  • Her seferinde 1 odak noktası.

Umut sizinle olsun…

İlginizi çekebilir: Post-truth (gerçek ötesi): Yalanlara alıştığımız yerde gerçekler anlamını yitirdi mi?

Aylin Geron: Ben Kimim? Yaşam boyu öğrenci, öğretmen, eğitmen, koç, danışman, mentör, yazar FMV Özel Işık Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Mezunuyum. Lisans eğitiminden sonra Sabancı, Harvard, Universiteit Leiden gibi seçkin kurumlardan eğitimler aldım. Detayları https://aylingeron.com/hakkimda/ bulabilirsiniz. Hayatıma yön veren en önemli değerlerden biri fayda sağlamak. Öğrenciyken arkadaşlarıma, çevremdeki çocuklara öğrendiklerimi paylaşarak başladım. Mezunu olduğum okula İngilizce öğretmeni olarak geri döndüğümde de çocuklarla ve gençlerle birlikte bu değerimi yaşatmaya çalışıyorum. Onlara fayda sağlarken ben de onlardan çok şey öğreniyorum. Her zaman öğrenmeye, değişime, yeniliğe meraklı ve hevesli oldum. Kendimi tanıma yolculuğuna çıkışım özgürlüğe verdiğim önemi ve yaşam tutkumu fark ettirdi: Öğrenme aşkı. Gençlerle öğretmenlikten öte bir yerlerde buluşma arzum ile önce 201eğitim ve öğrenci koçluğuna yöneldim. Ebeveyn koçluğu, DEHB koçluğu, mindfulness derken bilinçdışı ve Jung koçluğu ile tanıştım. Halen çocuklarla, gençlerle, ebeveynlerle ve hayatına değişim getirmek isteyen insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum. Ben büyürken çevremi de büyütmek.. İşte mottom! İletişim: aygeron@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale