X

Domates çorbasının faydaları nelerdir?

Domates vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve bitkisel bileşenler bakımından çok zengin ve bunların sağlığa da çeşitli faydaları bulunuyor. Araştırmalara göre bu besinler kalp hastalıkları ve kanser başta olmak üzere pek çok rahatsızlığa karşı koruma da sağlayabiliyorlar.

Bu nedenle domates çorbası tüketmek domatesin sağlığa faydalarının büyük kısmını elde edebilmek için lezzetli bir yöntem olabilir. Sıcak ve zengin bir domates çorbası hem yazın hem de kışın içinizi ısıtacaktır.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Çok besleyicidir

Domatesin kalorisi görece düşüktür ancak besinler ve faydalı bitkisel bileşenler bakımından bir o kadar da zengindir.

Bir tane büyük ve 182 gram tutan çiğ domatesin besin profili şöyledir:

  • Kaloriler: 33 kcal
  • Karbonhidrat: 7 gram
  • Lif: 2 gram
  • Protein: 1.6 gram
  • Yağ: 0.4 gram
  • C vitamini: Günlük ihtiyacın %28’si
  • K vitamini: Günlük ihtiyacın %12’si
  • A vitamini: Günlük ihtiyacın %8’i
  • Potasyum: Günlük ihtiyacın %9’u

Domates aynı zamanda likopen adı verilen karotenoidler bakımından da zengindir ve günlük ihtiyacın %80’ini karşılar.

Likopen domatese karakteristik parlak kırmızı rengini veren pigmenttir. Aynı zamanda sağlığa faydalarının da sebebi olabilir ve çeşitli kronik hastalıklara karşı koruyucu etkinin potansiyelini arttırabilir.

İlginç şekilde araştırmalara göre beden likopeni piştiği zaman daha kolay absorbe ediyor. Isı uygulanması onun emilim hızında artış sağlıyor olabilir.

Domates çorbası pişmiş domatesten yapıldığı için bu bileşen bakımından mükemmel bir kaynak olur.

Antioksidanlar bakımından zengindir

Antioksidanlar oksidatif stresin zararlı etkilerini ortadan kaldıran bileşenlerdir. Bu hasar bedende birikim yapan serbest radikaller adı verilen moleküllerden kaynaklanır.

Domates çorbası mükemmel bir antioksidan kaynağıdır ve bunlar arasında likopen, flavonoidler, C ve E vitaminleri gibi pek çok farklı bileşen vardır.

Antioksidan tüketmenin daha düşük kanser ve inflamasyonla bağlantılı hastalık riski vardır. İnflamasyonun obeziteden kalp hastalıklarına kadar pek çok bağlantısı vardır.

Buna ek olarak araştırmalara göre C vitamini ve flavonoidlerin antioksidan eylemleri tip-2 diyabet, kalp hastalıkları ve beyin hastalıklarına karşı koruma sağlayabilir.

E vitamini C vitamininin antioksidan etkilerinin güçlendirilmesine de yardımcı olur.

Kanser karşıtı özellikleri olabilir

Domatesin kanser karşıtı özellikleri uzun zamandır araştırılıyor çünkü likopen içeriği hayli yüksek. Bu etki özellikle prostat ve meme kanserine karşı görülebilir.

Prostat kanseri, küresel olarak beşinci en önde gelen ölüm sebebi ve erkeklerde en çok görülen ikinci kanser türü.

Çeşitli çalışmalarda özellikle pişmiş domatesten yüksek likopen alımı ile prostat kanseri riskindeki azalma arasında doğrudan bağlantı görülmüştür.

Araştırmalara göre likopen kanser hücrelerinin ölümünü sağlayabiliyor ve anti-anjiyogenez adı verilen bir mekanizma ile tümör gelişimini de yavaşlatabiliyor.

Karotenoidlerin yüksek düzeyde tüketimi meme kanseri riskinde %28 azalma ile bağlantılı. Bu karotenoidler arasında alfa karoten, beta karoten ve likopen de bulunuyor.

Bu sonuçlar umut vadediyorlar ancak likopene dair kanıtlar henüz onun bir kanser karşıtı ilaç olarak kullanılmasını destekleyecek kadar iyi düzeyde değiller.

Araştırmalara göre likopenin antioksidan kapasitesi kemoterapi ve radyasyon terapisiyle etkileşime girmesine de sebep olabilir.

Sağlıklı bir cilt ve görme sağlar

Güzel bir domates çorbası hem cildinize hem de gözlerinize fayda sağlayabilir.

Cilt sağlığı söz konusu olduğunda beta karoten ve likopenin büyük etkisi vardır çünkü bunlar UV ışınlarını emerek cildin onlara karşı direncini arttırırlar. Örneğin araştırmacılar bir çalışmada 149 sağlıklı yetişkine 15 mg likopen, 0.8 mg beta karoten ve bazı diğer antioksidanlar içeren takviyeler vermişler. Çalışmaya göre takviye alan grubun UV hasarına karşı direnci ciddi bir artış göstermiş.

Ancak araştırmalar onun cilde fayda sağladığını gösterseler de, bu durum güneşe koruma olmaksızın çıkabileceğiniz anlamına gelmiyor.

Domates gibi gıdalarda karotenoidler ve A vitamini bol olduğundan göz sağlığına da fayda sağlayabilir. Domates tüketmenin yaşla birlikte görme kaybına sebep olan yaşa bağlı makula dejenerasyonuna karşı koruma sağlayabildiği belirtiliyor. Ancak onun bu pozitif etkileri temel olarak antioksidan özelliklerinden kaynaklanıyor ve böylece makula bölgesindeki oksidatif stresin azalmasını sağlıyor.

Buna ek olarak beden beta karoteni retinole dönüştürüyor ve bu bileşen görme için önemlidir.

Kemik sağlığını iyileştirir

Osteoporoz kemiklerde kırılganlığa ve çatlaklara sebep olan kronik bir hastalıktır. Menopoz sonrasında ortaya çıkan en önemli komplikasyonlardan birisi olarak görülüyor.

Çalışmalara göre likopen kemik metabolizmasını düzenleme konusunda önemli bir rol oynuyor ve kemik mineral yoğunluğunun azalmasını sağlayarak çatlak riskini azaltıyor.

Kemik metabolizmasının diğer unsurları arasında osteoblast ve osteoclast adı verilen hücreler arasındaki denge de bulunuyor. Osteoblastlar kemik yapmaktan, osteoclastlar ise kemiklerin parçalanması ve emilmesinden sorumlular.

Hayvan deneylerine göre likopen osteoblast aktivitesini canlandırıyor ve böylece kemik yapımına katkıda bulunuyor.

Kalp hastalıklarının riskini azaltabilir

Domates ürünlerinin bol tüketimi toplam ve kötü kolesterolde azalma sağlayabiliyor ve bunlar kalp hastalıkları için iki temel risk faktörüdür. Bu etkiler domatesin içerisindeki likopen ve C vitamini içeriğinden kaynaklanıyorlar.

Hem likopen hem de C vitamini kötü kolesterolün oksidasyonuna engel oluyor. Kötü kolesterolün oksidasyonu damar tıkanıklığı için bir risk faktörüdür.

Likopen bağırsaklardaki kolesterol emilimini de azaltıyor ve bedendeki iyi kolesterolün işlevlerini iyileştiriyor.

Buna ek olarak domateste bulunan karotenoidler tansiyonu düşürmeye de yardımcı oluyorlar. Yüksek tansiyon da kalp hastalıkları için bir risk faktörüdür.

Erkeklerde doğurganlığı etkileyebilir

Oksidatif stres erkeklerde kısırlık için temel bir sebeptir. Sperm miktarını ve hareketliliğini etkileyen sperm hasarına sebep olabilir.

Araştırmalara göre likopen takviyeleri almak bir kısırlık tedavisi yöntemi olabiliyor. Çünkü likopenin antioksidan özellikleri daha sağlıklı ve bol miktarda sperm üretimine olanak tanıyabiliyor.

44 kısır erkekle yapılan bir çalışmada domates suyu veya çorbası gibi ticari domates ürünleri tüketmenin kandaki likopen miktarını ciddi oranda artırdığı ve sperm hareketliliğinde artış sağladığı görülüyor.

Buna ek olarak bir hayvan deneyinde likopenin radyasyon terapisi kaynaklı hasarı da önleyebildiği görülüyor. Bu hasar genellikle azalan sperm sayısı olarak kendini gösteriyor.

Bağışıklığı güçlendirir

Bazı kültürlerde domates çorbası soğuk algınlığına karşı kullanılıyor. C vitamini ve karotenoid içeriği bağışıklık sisteminizi uyarabilir.

Araştırmalara göre C vitamini soğuk algınlıklarının süresini kısaltıyor ve belirtilerin de daha hafif olmasına yardımcı oluyor.

Bilimsel olarak kanıtlanmamış diğer faydaları

Bazıları domates çorbasının başka faydaları da olduğunu belirtiyor ancak bunlara dair bilimsel bir kanıt yok.

  • Saç uzamasını destekler: Bir büyük domateste 1.6 gram kadar protein vardır ve bu çok bir miktar değildir. Bu nedenle domatesin saç gelişimini desteklemek için yeterince protein içermesi düşük bir ihtimaldir ancak başka bir bileşen vasıtasıyla saç uzamasını destekleyebilir.
  • Yağlanmayı azaltmak: Yağ yakmak için kalori eksiğinizin olması gerekir. Domates çorbası kalori alımınızı azaltmaya yardımcı olabilir ancak kendi kendine yağ yaktırmaz.
  • Kilo vermeyi destekler: Çorba tüketiminin daha düşük beden ağırlığı ile bağlantısı görülmüştür. Bunun sebebi tüm çorbaların ki buna domates çorbası da dahil, yağ alımını azaltmaya yardımcı olmasıdır.

Dezavantajları

1. Reflüyü tetikleyebilir

Domates tüketimi güvenli olsa da bazen reflüyü tetikleyebilir.

Reflü sahibi 100 kişiyle yapılan bir çalışmada domatesin katılımcıların yarısında reflüyü tetiklediği görülmüş.

Reflü en yaygın rahatsızlıklardan bir tanesi ve belirtileri arasında mide yanması, yutkunma zorluğu ve göğüs ağrısı da bulunuyor.

Tedavisinde genellikle tetikleyici gıdalardan kaçınmak bulunuyor ve bu nedenle reflünüz varsa domates çorbasından kaçınmak isteyebilirsiniz.

2. Tuz içeriği yüksektir

Özellikle konserve halinde alınan çorbalarda tuz içeriği yüksek olur ve bu de hem çocuklarda hem de yetişkinlerde yüksek tansiyona sebep olabilir.

Bu nedenle hazır yapılmış domates çorbası tükettiğiniz zaman başka kaynaklardan daha az tuz tüketmeyi tercih edebilirsiniz.

Bunun yanında genellikle üzerine kaşar peyniri rendeleyerek veya krema ekleyerek hazırlandığı için yağ içeriği artabilir ve bu da kilo alımına sebep olabilir. Dolayısıyla evde kendiniz yaparken hem tuz hem de yağ konusunda daha dikkatli olabilirsiniz.

Sonuç olarak domates çorbasının kanserle savaş, doğurganlığı arttırma, kalp, cilt ve kemik sağlığını iyileştirme gibi pek çok faydası bulunuyor ve bunlar temel olarak domatesin içindeki bitkisel bileşenlerden kaynaklanıyorlar.

Ancak domates çorbasının yağ yaktırdığı veya saç uzattığına dair iddiaların henüz bir kanıtı yok. Reflünüz varsa iyi bir tercih de olmayabilir. Evde kendiniz hazırlarsanız yağ ve tuz içeriği konusunda daha kontrollü olabilirsiniz.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Mevsim meyve ve sebzeleriyle hazırlayabileceğiniz içecek ve çorba tarifleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” için başvurular başladı

İnsanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, toplumda pek çok ilham veren, güçlü roller üstlendi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların mücadelesini her dönemde zorlaştırmış olsa da; günümüzde kadınlar iş hayatından siyasete, eğitimden medyaya toplumun pek çok alanında yer almaya, seslerini duyurmaya ve görünürlüklerini güçlendirmeye devam ediyorlar. Artık başarılı kadın hikayelerinin pek çok örneği var; özellikle de girişimcilik sektöründe.



Kadınlar girişimcilik dünyasına isimlerini altın harflerle yazdırmaya ve pek çok farklı sektörde muhteşem izlere imza atmaya devam ettikçe, kadın girişimcilerin hikayelerini paylaşmalarına aracı olacak pek çok etkinlik ve yarışma düzenleniyor. Böylelikle hem kadınların girişimcilik konusunda daha aktif olmalarına hem de ilham verici hikayelerini diğer kadınlarla paylaşmalarına olanak sağlanıyor. Bu yarışmaların ilki ve en köklülerinden biri de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması.

 “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, kadın girişimcilerin çevrelerinde yarattığı farka ve faydaya da odaklanırken, girişimcilikteki başarısını Türkiye’ye duyuran kadınların başka kadınlara katkı sağlama konusundaki motivasyonlarını da artıyor. Kadın girişimcileri ve kooperatifleri, büyük bir heyecanla gerçekleşen jüri değerlendirmesi sonucu belirlediğimiz birincilerden biri olması için Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurmaya davet ediyoruz.” – Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya

Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle: Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması

Türkiye’de, kadın girişimcilere yönelik çeşitli çalışmalar yürüten ilk özel banka olan Garanti BBVA, girişimcilik konusuna büyük önem veren, konuyu sayfalarına taşıyan Ekonomist Dergisi ve Türkiye’de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmeyi hedefleyen sivil toplum örgütü KAGİDER’in iş birliğiyle 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleşen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” bu yıl 18. kez düzenleniyor.

Yarışmada başvurular, Türkiye’nin Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi ve Türkiye’nin Kadın Kooperatifi olmak üzere 5 kategoride değerlendiriliyor.



Yarışmanın kazananları ise Şubat ayında yapılacak olan ödül töreni ile açıklanacak. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülünü alacak girişimci 250.000 TL, “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” ve “Türkiye’nin Kadın Kooperatifi” kategorilerinin birincileri ise 200 biner TL’lik ödülün sahibi olacak.

“Kadın girişimciliğinin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisini görmek ve bu başarıları ödüllendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Kadın girişimcilerin ekonomiye kazandırdığı değer, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Yarışmaya katılacak tüm kadınlara başarılar diliyorum. Hep birlikte, kadınların gücünü daha da ileriye taşıyacağız.” – KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu

2025 yılının kadın girişimcisi siz olabilirsiniz

Hikayenizle tüm kadınlara ilham olmak ve başarılarınızı tüm Türkiye’ye duyurmak istiyorsanız; 15 Kadım 2024 tarihine kadar www.garantibbvakadingirisimci.com adresindeki formu doldurarak yarışmaya başvurabilirsiniz.

“Türkiye’de kadının ekosisteme katkısını daha da artırmayı, girişimci kadınları cesaretlendirmeyi amaçladığımız bu yarışma önemli bir aşama kaydetti. 17 yılda 45 bin başvuru olmamız, yıllar içinde kategori sayısının bir iken geçen yıl itibarıyla beşe çıkması çok kıymetli. Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER olarak kadın girişimcilerimizi yarışmamıza davet ediyoruz.” –Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz





Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi, Mayo Clinic ile iş birliğine imza attı

Günümüzde kendimize iyi bakmanın ve sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek için doğru alışkanlıkları edinmenin önemi her zamankinden daha fazla. Bu bağlamda dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi gibi bütüncül sağlığı iyileştirmeye yönelik atılan bireysel adımların yanı sıra sağlık sektöründeki gelişmeler de kritik bir rol sahibi.



Sağlık alanındaki teknolojik gelişmeler tüm hızıyla artmaya devam ederken bu alanda yapılan iş birlikleri de sağlık sektörünü daha da ileriye taşımaya yardımcı oluyor. Dünyanın en prestijli sağlık kurumlarından biri olan Mayo Clinic ile Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi’nin güçlerini birleştirmesi de sağlık sektöründe yaşanan en önemli gelişmelerden biri. Bu güçlü iş birliği, daha etkin sağlık uygulamalarının yanı sıra hizmet, eğitim ve akademi alanlarında da verimli çalışma ortamları sunmayı amaçlıyor.

18 Eylül 2024 tarihinde Amerikan Hastanesi’nde gerçekleştirilen iş birliği duyuru toplantısına Koç Healthcare (Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları) CEO’su Dr. Erhan Bulutcu, Uluslararası Kurumsal İlişkiler Yönetici Medikal Direktörü Prof. Dr. Sergin Akpek ve Mayo Clinic Avrupa, Orta Doğu, Hindistan ve Afrika Bölgesi Yönetici Medikal Direktörü Dr. Mohamad Bydon katılım gösterdi.

Koç Healthcare CEO’su Dr. Bulutcu yaptığı konuşmada, “Geleceğin sağlık ekosisteminde yer alabilmek için teknoloji ve endüstri şirketleri, üniversiteler, hastaneler ve sigorta şirketleriyle işbirliği yapmak çok önemlidir. Mayo Clinic’in geçmişteki başarılarının yanı sıra geleceğin tıbbi uygulamaları üzerine hayata geçirdikleri tanı ve tedavideki öncü çalışmaları bizde iş birliği heyecanı uyandırdı. Bu yüzden Amerika dışında sayılı üyesi olan Mayo Clinic Care Network’e katılma kararı verdik. Kapsamlı bir değerlendirme sürecinden geçildi, onların bizi, bizim de Mayo Clinic’i seçmemizde ortak yan, geleceğin sağlık ekosisteminde vizyon birlikteliğimizin olması ve geçmişteki başarılarımızı kanıta dayalı olarak sunmamızdır.” diyerek bu iş birliğinin önemini bir kez daha vurguladı.

Öte yandan, Uluslararası Kurumsal İlişkiler Yönetici Medikal Direktörü Prof. Dr. Sergin Akpek de şu açıklamayı yaptı: “Amerikan Hastanesi olarak yüz yılı aşkın bir süredir bu coğrafyanın insanlarına kesintisiz sağlık hizmeti sunmanın gururunu yaşıyoruz. Koç Healthcare’e eklenen diğer hastanelerimize aktardığımız tecrübe ve kurum kültürümüzle dokunduğumuz hasta sayısını son yıllarda önemli miktarda artırmış bulunuyoruz. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin devreye girmesiyle eğitim ve araştırma alanında da fark yaratmaya başladık. Hiç kuşkusuz bu ilerlemelerin arkasında kurumumuzun uzun yıllardır uluslararası iş birliklerine verdiği önemin rolü de büyüktür. Mayo Clinic gibi sağlık alanında tartışmasız bir dünya markasıyla bugün başlattığımız iş birliği Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi’ni hizmet, eğitim ve araştırma alanında daha da ileri noktalara taşıyacaktır.”

Mayo Clinic Avrupa, Orta Doğu, Hindistan ve Afrika Bölgesi Yönetici Medikal Direktörü Dr. Mohamad Bydon ise “Mayo Clinic olarak Koç Healthcare markası bünyesinde yer alan Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi’ni Mayo Clinic Care Network’e dahil etmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bu süreçte iki kurumla aramızdaki kültürel uyum son derece iyiydi. Hasta bakımı konusunda bölgedeki en kaliteli hizmeti sunmayı hedeflediğimiz bu işbirliğimizin hayata geçmesini heyecanla bekliyoruz.” sözleriyle düşüncelerini paylaştı.



Mayo Clinic Care Network üyeliği sayesinde Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi uzmanları, Mayo Clinic’in AskMayoExpert, Multidisipliner Kanser Konseyi, tıbbi ve idari danışmanlıkların yanı sıra, Koç Üniversitesi Hastanesi ile eğitim ve araştırma alanında da iş birliği yaparak klinik araştırma projelerini hayata geçirmeyi planlıyor. Mayo Clinic Care Network, Amerika ve dünyada özenle seçtiği sağlık kuruluşlarıyla kendisinin lider olduğu tıp bilgisi, danışmanlık, araştırma ve geliştirmedeki deneyimleri ve her türlü uzmanlık alanında iş birliği sağlayarak etkin bir sağlık ekosistemi yaratmaya devam ediyor.

Amerikan Hastanesi, Koç Üniversitesi Hastanesi ve Mayo Clinic Care Network bünyesinde yer alan diğer üyeler birbirinden bağımsız olarak iş birliklerini sürdürürken 2011 yılında kurulan Mayo Clinic Care Network, ABD genelinde ve Asya, Hindistan, Meksika ve Orta Doğu’da 45’ten fazla üye organizasyonu da içinde barındırıyor.

Amerikan ve Koç Üniversitesi Hastaneleri, Mayo Clinic Care Network’ün Avrupa’daki ilk üyesi olarak sağlık sektöründe önemli bir dönüşüme öncülük ediyor. Bu başarılı iş birliği sadece bugünün değil, yarının sağlık dünyasına da önemli katkılar sunarak daha sağlıklı bir geleceğe doğru büyük bir adım atıyor.

*Bu yazı, Amerikan Hastanesi katkılarıyla hazırlanmıştır.





Şehrin hızına kendi ritminizde ayak uydurun: Honda HR-V e:HEV ile hayalleri ileri sürün

Şehir yaşantısı, sürekli bir hareket ve değişim içerisinde. Hızlı bir iş günü, yetişmesi gereken işler ve yetişilmesi gereken yerler… Tüm bu dinamik yapı, şehrin temposunu şüphesiz ki daha da yükseltiyor. Sabahın ilk ışıklarından gecenin karanlığına kadar her şey, şehrin hızlı akışıyla birlikte hareket ederken, bu tempoya uyum sağlamak için çaba harcamak şart. Güzel haber; Honda HR-V e:HEV, tam da bu uyumu yakalamak isteyenler için tasarlandı. Şehrin dinamik yapısını anlayan, hıza ayak uyduran ve her anınıza eşlik eden bir yol arkadaşı ile şehir hayatının keyfini sürebilir, konforlu yolculuklara çıkabilirsiniz.



Honda HR-V e:HEV, priz şarjına ihtiyaç duymayan hibrit sistemiyle, geniş ve konforlu iç mekan tasarımıyla, katlanma esnekliği sunan ‘Sihirli Koltuklar’ıyla, uzatılmış garanti seçeneğiyle ve yolculuklarınızı çok daha konforlu hale getirecek son teknoloji özellikleriyle şehir hayatında ihtiyaçlarınıza mükemmel bir uyum sağlıyor. Hayallerinize doğru keşif dolu yolculuklara hazırsanız işte karşınızda HR-V e:HEV:

Şehrin en güvenli yolculukları için: Honda SENSING

Şehir hayatı, şüphesiz ki bir anda değişen yol koşulları ve beklenmedik sürprizlerle dolu. Dolayısıyla hem kendinizi hem de sevdiklerinizi koruyabilmek için güvenlik, sürüş deneyimlerinizin merkezinde yer almalı, özellikle de modern şehir yaşamında dikkat dağıtıcı pek çok unsur varken. Güzel haber, Honda SENSING teknolojisi sayesinde güvenlik standartlarını en üst düzeyde sağlayan konforlu ve huzurlu yolculuklar mümkün.

Kameralar, radar ve sensörlerin kombinasyonunu kullanan Honda SENSING teknolojisi, yolu izleyerek tehlikelerden korunmanıza yardımcı olup güvenli bir sürüş sağlıyor. Otomatik Dur/Kalk Özelliğine Sahip Uyarlanabilir Hız Sabitleyici, Şerit Koruma Destek Sistemi, Çarpışma Hafifletici Fren Sistemi ve daha pek çok ek güvenlik özelliği ile tüm yolculuklarınızda hiç olmadığınız kadar güvende hissedebilirsiniz.

Optimum performans için: e: HEV Teknolojisi

Şehrin dinamik yaşam tarzına ayak uydurmanın bir başka koşulu da performans ve tabii ki insana olduğu kadar çevreye de duyarlı bir sürüş deneyimi. En zorlu yol koşullarına bile uyum sağlayan Econ, Normal ve Spor sürüş modlarının yanı sıra benzin ve elektriğin gücünü birleştiren akıllı hibrit teknolojisi ile HR-V e:HEVperformans ve tabii ki insana olduğu kadar çevreye de duyarlı bir sürüş deneyimi. En zorlu yol koşullarına bile uyum sağlayan Econ, Normal ve Spor sürüş modlarının yanı sıra benzin ve elektriğin gücünü birleştiren akıllı hibrit teknolojisi ile yakıt tasarrufu sağlıyor hem de verimliliği en üst düzeye çıkarıyor.

Üstelik Üretken Frenleme teknolojisi sayesinde HR-V e:HEV, frenleme yoluyla açığa çıkan elektrik enerjisini geri kazanarak yol boyunca aracınızı şarj ediyor. Böylece manuel olarak şarj etmenize hiç gerek kalmıyor. Şehrin yoğun ve hızlı temposunda bir de aracınızı şarj etmek için priz başında bekleyip zaman kaybetmenize hiç gerek yok. Zaman tasarrufu da enerji tasarrufu da Honda HR-V e:HEV için çok önemli. Akıllı hibrit teknolojisi ile onun neden en iyi yol arkadaşı olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.



Hayallere uzanan konforlu yollar için: İleri teknoloji ve fonksiyonel donanım

Kabul edelim modern şehir hayatı, sadece hıza, güce ve verimliliğe değil; konfora da ihtiyaç duyuyor. Çünkü pek çoğumuz için hayallerimize doğru yol almanın en keyifli yolu, rahatımızı düşünen, konforumuzu olabildiğince artıran pratiklerden geçiyor. Şehirdeki tüm yolları en eğlenceli sürüş deneyimleriyle buluşturan HR-V e:HEV, neyse ki bizi bizden daha çok düşünüyor ve benzersiz özellikleri sayesinde konforu, teknolojiyle buluşturarak şehrin dinamik temposunda huzurlu ve rahat yolculuklar vadediyor.

Siz de yolculuklarınızın bu denli özenli olmasını istiyorsanız, premium ses sistemiyle, ısıtmalı ön koltukları ve direksiyonuyla, anahtarsız giriş ve çalıştırma teknolojisiyle, otomatik bagaj kapağı ve daha pek çok gelişmiş donanım özelliğiyle her yolunuzu hayallerinizi süsleyecek kadar güzelleştirebilirsiniz.

Dahası, HR-V e:HEV’in en dikkat çekici özelliklerinden biri olan Sihirli Koltuklar, yukarı veya zemine doğru katlanma esnekliği sunarak geniş bir iç mekan kullanımına sahip olmanızı da sağlıyor. Böylece hem işlevsellik hem de konfor açısından yol deneyimi daha da kusursuz bir hal alıyor. Mükemmel yolculuklar için sabırsızlanıyorsanız HR-V e:HEV ile hemen tıklayıp tanışmalısınız.

Honda HR-V e:HEV ile her yolculuğunuzu ayrı bir keyfe dönüştürebilir, şehirde hayallerinizi daha da ileriye sürerken konforunuzdan ödün vermeden güvenle yol alabilirsiniz. Ayrıca, sürüş keyfiniz uzun yıllar boyunca güvence altında kalsın diye Honda 6 yıl garantiHonda HR-V e:HEV ile her yolculuğunuzu ayrı bir keyfe dönüştürebilir, şehirde hayallerinizi daha da ileriye sürerken konforunuzdan ödün vermeden güvenle yol alabilirsiniz. Ayrıca, sürüş keyfiniz uzun yıllar boyunca güvence altında kalsın diye Honda 6 yıl

*Bu yazı Honda katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale