X

Doğuştan yetenekli insanlar neden depresyona meyilli oluyor?

Doğuştan yetenekli insanlar, nedense depresyona, özellikle de varoluşsal depresyona daha meyilli kişiler oluyor. Bu tür depresyonlar genellikle çok yakın birini kaybedince veya hayati bir tehdit durumlarında ortaya çıkar ancak yüksek entelektüel yeteneklere sahip kişiler bu depresyon türünü kendiliğinden yaşamaya daha meyilli oluyor.

Varoluşsal depresyon genellikle kişilerin yaşama dair bazı bireysel endişeleriyle ortaya çıkar. Amerikalı
psikiyatr Irvin D. Yalom bunu ölüm, özgürlük, dışlanmak, hayatın anlamsızlığı gibi endişeler nedeniyle ortaya çıkan bir depresyon türü olarak tanımlıyor.

Peki bu varoluşsal endişeler neden doğuştan yetenekli insanlarda orantısız bir şekilde görülüyor? Bunun bir nedeni, doğuştan yetenekli bu kişilerin yüzeysel günlük meselelere odaklanmak yerine önemli düşüncelerin ve gördükleri şeylerin muhakemesinin peşinden gitmesi.

Yüksek entelektüel yeteneklere sahip kişiler varoluşsal depresyonu kendiliğinden yaşamaya daha meyilli oluyor.

Ancak sadece bununla sınırlı değil. Doğuştan yetenekli çocuklar, etrafta gördükleri şeylerin nasıl daha farklı olabileceğine dair olasılıkları düşünür ve idealist olur. Bu da onlara, dünyanın olması gerekenden nasıl uzaklaştığını, rayın dışına çıktığını görme becerisi kazandırıyor. Öte yandan, doğuştan yetenekli kişiler daha yoğun bir hissiyata sahip oluyorlar ve ideallerine ulaşamadıklarında yaşadıkları hayal kırıklığı daha büyük oluyor. Bununla birlikte, bu kişiler toplumdaki ve çevrelerindekilerin tutarsızlıklarını ve keyfi uygulamaları da kolayca fark eder. Onlar için gelenekler sorgulanmalıdır. “Neden toplumda yaşa veya cinsiyete göre roller belirleniyor? Neden insanların söyledikleriyle yaptıkları uyuşmuyor? Neden insanlar gerçekten kastetmedikleri şeyleri söylüyor? Neden insanlar bu kadar düşüncesizce davranıyor? Bir insanın hayatı, dünyayı nasıl değiştirebilir” soruları onların her zaman aklında dönüp dolaşır.

Doğuştan yetenekli bir çocuk bu endişelerini çevresindekilerle paylaştığında, genellikle olumsuz bir tepkiyle karşılaşır ve çevresindekilerin, özellikle de kendi yaşıtlarının, bu düşünceleri paylaşmadığını fark eder. Yaşıtlarının bu endişeleri taşımak yerine daha somut şeylerle ilgilendiklerini görürler. Bunun sonucunda bu gençler, genellikle de içlerinden en yetenekli olanlar, kendilerini dışlanmış hisseder ve yakınlarından gittikçe uzaklaşır.

Bu yoğun düşünceleri, kendi potansiyelleriyle de birleşince, doğuştan yetenekli gençler zamansal ve mekansal yetersizlikler karşısında öfkeli bir ruh haline bürünürler. En basit haliyle, yeteneklerini ortaya çıkaracak çalışmalar yapmak için zamanı yetersiz bulurlar. Bu yetersizlik içinde bazı tercihler yapmak zorunda kalırlar ancak hiçbir zaman “kesinlikle doğru” tercihi yapamadıklarını düşünürler. Keman, nöroloji, teorik matematik veya uluslararası ilişkiler üzerine bir kariyer tercihi yapmak zorunda bile kalabilirler.

Endişelerle boğuşan gençlere, yalnız olmadıklarını ve onları anlayan birileri olduğunu gösterebiliriz.

Doğuştan yetenekli bir genç, bu durum karşısında öfkelense bile bir süre sonra bu öfkesinin boşuna olduğunu ve “kader” gibi bazı şeylerin onların kontrolü dışında olduğunu fark ederler. Bu durumda öfke, hızla yerini depresyona bırakır.

Böyle bir depresyon haline bürünen doğuştan yetenekli bir genç, tipik olarak öncelikle bir anlam bulmaya, kendisini bu “adaletsizlikten” çıkaracak bir nokta aramaya yönelir. Kendilerini bunun dışına çıkmaya zorladıkça da hayatın kısa ve sonu olduğunu, kocaman dünyada küçücük bir organizma olduklarını fark ederler. Bu noktada hayatın anlamını sorgulamaya başlarlar: Yaşanacak tek hayat bu mu? Bu hayatın bir anlamı var mı? Hayat, sadece ben ona bir anlam kattığımda mı anlamlı hale geliyor? Ben yalnız ve saçma bir organizmayım, bu dünyada benim küçük yaşantım sadece ufak bir etki yaratacak sonra da öleceğim. Hepsi bu mu?

Bu tür sorgulamalar “orta yaş krizi” denilen dönemde ortaya çıktığında normal karşılanabilir ancak 20’li yaşların başında ortaya çıkması ciddi bir duruma işaret ediyor. Bu tür varoluşsal depresyonlara dikkatlice yaklaşmak gerekiyor çünkü bazen kişinin kendi yaşamına son vermesine kadar gidebiliyor.

Peki bu varoluşsal kaygılarla mücadele etmeye çalışan gençlere nasıl yardımcı olabiliriz?

Varlığımızın bir sonu olduğu konusunda hiçbirimizin yapabileceği bir şey yok. Ancak bu endişelerle boğuşan gençlere, yalnız olmadıklarını ve onları anlayan birileri olduğunu gösterebiliriz. Dışlanma hissi yaşamalarına engel olabiliriz. Bunu sağlamanın en iyi yollarından biri, onlarla uzun süreli ilişkiler kurmak. Belki doğuştanyetenekli bu çocuklarla aynı varoluşsal endişeleri taşımıyor olabilirsiniz ancak onları anladığınızı gösterebilirsiniz. Dışlanma hissini aşmanın bir diğer yolu da dokunma. Özellikle yakın çevresindekilerin, ebeveynlerin düzenli olarak sarılması veya kendi aralarında bazı şakalar yapması sağlayabilir. Dokunma, varoluşun en temel ve içgüdüsel hali olarak görülüyor.

Sadece doğuştan yetenekli olanlar değil, varoluşuyla ilgili depresif hisler içinde olan herkese yardımcı olmak mümkün. Bunu yapmanın tek yolu, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek ve belki de şair Langton Hughes’ın verdiği mesajları gerçekleştirmelerini sağlamak:

Rüyalarına sımsıkı sarıl
Eğer rüyalar ölürse
Hayat kanadı kırık bir kuştan farksız olur
Uçamaz
Rüyalarına sıkıca sarıl
Eğer rüyaların kaybolursa
Hayat çorak bir topraktan farksız olur
Karlarla kaplı

Kaynak:
Davidson Gifted

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

İnsanlığın yüzyıllardır tartışılan büyük sorusu: Neden yaşıyoruz?

Depresyonda olan yakınlarınıza yardımcı olmak için kullanabileceğiniz 9 yöntem

Depresyon tedavisinde yeni yaklaşımlar: Lob enerji aktarımlı depresyon terapisi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale