X

Doğum izninden sonra işe dönüş: Ne yapmalı, ne yapmamalı?

Doğum izninin ardından işe geri dönmek bir parça zorlayıcı olabilir. Sonuçta bu süreçte haftalar veya aylardır ofis akışının dışında kaldınız ve yeni önceliklerle, endişelerle farklı biri olarak işe geri döneceksiniz. Bu nedenle işe geri dönme fikri bile sarsıcı ve genellikle bunaltıcı gelebilir.

Peki acaba ofise geri döndüğünüz ilk birkaç haftayı, nasıl sorunsuz hale getirebilirsiniz? Eğer bu konuda seçme şansına sahipseniz işe yavaş mı yoksa hızlı mı dönmek daha iyi? Patronunuz ve iş arkadaşlarınızla ilişkilerinizi nasıl yönetmelisiniz? Belki de en önemlisi, bu süre zarfında ihtiyacınız olan duygusal desteği ve cesareti bulmak için neler yapabilirsiniz? Aklınızdaki soruları biliyoruz… Bu yüzden aşağıdaki öneriler, size ilham verebilir.

Doğum izninden sonra işe dönüş süreci için uzmanlar ne diyor?

Çalışan ebeveynler ve işverenler için bir danışmanlık firması olan Workparent’in kurucusu ve CEO’su Daisy Wademan Dowling, bir bebekle eve döndükten sonra işe dönmenin “benzeri olmayan bir geçiş” olduğunu söylüyor. “Günlük programınızdan yeni sorumluluklarınıza; tüm yetişkin yaşamınız boyunca kendinizi nasıl gördüğünüzden kimliğinize kadar; her şey değişiyor.” Bu baskıya ek olarak bir de “çok uzun süreler uyumayan küçük bir insanla” ilgilenirken bu geçişi yaşıyorsunuz. Uzmanlar, bunun “yoğun bir fiziksel ve psikolojik uyum” süreci olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla bu süreçte öncelikle çocuğunuzu terk etmeye hazır hissetmeyebilirsiniz. Ya da ilk etapta işe geri dönme kararınızdan dolayı kendinizi suçlu hissedebilirsiniz. Bütün bunlar son derece normal ama normal olması durumu kesinlikle “daha az bunaltıcı” kılmıyor. Doğum izninden sonra işe dönüş, gerçek bir meydan okuma. Bu nedenle bunun mükemmel bir yolu yok. Uzmanların da önerdiği gibi, bunun üstesinden geleceğinize inanın ve bunun birden fazla yolu olduğunu bilin.

Doğum sonrası işe dönüş sürecini kolaylaştıracak ipuçları

İşte doğum izninden sonra işe dönüş sırasında yararlanabileceğiniz ipuçlarından bazıları:

1. Kendinize karşı nazik olun

Her şeyden önce, işe geri döndüğünüz ilk 2-3 hafta boyunca, duygusal olarak kendinize çok yüklenmemeye çalışın. Hayatınız önemli ölçüde değişti. Yorgun, hüsrana uğramış hissedebilir, kendinizden şüphe duyabilir, hatta belki de işe dönme kararınız konusunda çelişkiye düşebilirsiniz. Gerçekten de pek çok insan doğum izninden döndükten sonra işten ayrılmayı düşünür. Ama şu anda üzgün veya endişeli hissetmek, sonsuza dek öyle olunacağı anlamına da gelmez. Sadece bu, duygusal bir dönem. Sonuç çıkarmak için çok erken olduğunu kendinize hatırlatın. Duygularınızı görmezden gelmeyin, tıpkı bebeğinizin geçeceği evreler gibi, bu da geçecek.

2. Çalışma programınızı düşünün

İşe geri dönmek kolay olmayacak ancak bunun yönetebileceğiniz ve planlayabileceğiniz pek çok yönü var. Örneğin, haftada birkaç gün çalışarak kademeli bir şekilde mi geri döneceksiniz yoksa başlangıçta olduğu gibi tam zamanlı çalışmaya mı devam edeceksiniz? Elbette herkesin böyle bir seçeneği olmayabilir ama eğer varsa, her birinin artılarını ve eksilerini göz önünde bulundurmak mantıklı olabilir.

Hangi yolu seçerseniz seçin, uzmanlar işe dönülen ilk hafta, yalnızca 2-3 gün çalışılmasını öneriyor. Hafta ortası başlangıç yapmak, yavaş bir geçiş yapmanızı sağlar ve şüphesiz size çok uzun gelecek bu haftanın koşullarını hafifletir.

3. Alıştırma yapın

Doğum izninden sonra işe dönmek genellikle yeni bir dizi karmaşık konu üzerine düşünmeyi gerektirir. Bu düşüncelerin strese dönüşmemesi için riskleri önceden tespit edin:

  • Örneğin işe geri döndüğünüz ilk gün, bebeğinizin yeni bir bakıcıyla evde kaldığı ilk gün olmamalıdır. Bunun için bakıcınızdan bir hafta erken başlamasını isteyebilirsiniz. Böylece bebeğinizi sürece ve bakıcıya alıştırmış olursunuz.
  • Benzer koşullar yaratmak da size yardımcı olabilir. Sabah erken kalkın, duş alın, işe gider gibi giyinin, bebeğinizi besleyin ve ofise gider gibi dışarı çıkın. Bir kafede zaman geçirin, eğer emziriyorsanız orada bir veya iki süt sağma seansı gerçekleştirmeye çalışın.

4. Patronunuza karşı açık sözlü olun

Çalıştığınız yere ilk gidişiniz değil ancak bir noktada patronunuzla, hayatınızın yeni gerçekleri hakkında konuşmalısınız. Önünüzdeki birkaç haftanın zorluklarla dolu olabileceğini kabul edin ancak işinize hala tamamen bağlı olduğunuzu da açıkça belirtin. Değerlendirilmek istediğiniz projeleri, yapmaya istekli olduğunuz veya yapamayacağınız iş seyahatlerini gündeme getirin. İşe dönüş sürecinde yaşanabilecekler konusunda samimi ve gerçekçi olun.

5. İş arkadaşlarınıza karşı sınırlarınızı belirleyin

Programınız konusunda net olmazsanız, çalışma arkadaşlarınız varsayımlarsa bulunabilir. Bu noktada iletişim kritiktir. Nasıl ve ne zaman çalışacağınız konusunda açık iletişim kurun ve programınızı öngörülebilir hale getirin. Örneğin, her gün saat 17.00’de ofisten ayrılmanız gerekiyorsa, insanlar sizinle konuşmak için 16:59’da ofisinize gelmemeleri gerektiğini bilirler. Elbette işler anlık olarak değişebilir, ancak meslektaşlarınızı ne bekleyecekleri konusunda eğitirseniz aranızdaki uyumu koruyabilirsiniz.

6. Haklarınızı bilin

Örneğin; Kanada İnsan Hakları Komisyonu (CHRC), işverenlerin emziren annelere uyum sağlamakla yükümlü olduğuna karar verdi. Ülkemizde de benzer şekilde, emzirmek veya süt sağmak için (süt izni, normal molalarınıza ek olarak) mola verme hakkınız olduğunu ve bu zaman için fazladan çalışmanızın istenemeyeceğini unutmayın. Ülkemizdeki 4857 sayılı İş Kanunu’nun 74/7. maddesine göre:

“Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.”

Çocuk izni alan kadınların hukuki hakları konusunda daha fazlasını keşfetmek için ilgili yazımızı inceleyebilirsiniz.

7. Destek arayın

Mesleki yaşama devam etmek bir süreç ve bunu tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz. Bu geçişi yaparken destek ve teşvik arayabilirsiniz. Örneğin bir anne topluluğuna katılabilir, çevrimiçi bir destek topluluğu bulabilirsiniz. Benzer şekilde çevrenizde küçük çocuğu olan insanlarla bağlantı kurabilirsiniz.

8. Bebeğinizle geçirdiğiniz zamanı kaliteli kılın

Doğum izninden sonra işe dönüş sürecinde bebeğinizle nasıl zaman geçireceğinizi düşünün. Sabah mı yoksa mı akşam mı? Çoğunlukla hafta sonları mı? Özellikle uzun saatler çalışıyor veya seyahat ediyorsanız, çocuğunuzla ne zaman ödüllendirici zaman geçireceğiniz konusunda bir planlama yapmalısınız. Bebeğinize ister bir bakıcı ister bir aile üyesi bakıyor olsun, bu insan artık hayatınızın kritik bir parçası. Örneğin siz işteyken size fotoğraf göndermesini ister misiniz? Veya görüntülü mü konuşacaksınız? Tüm bunlar üzerine düşünerek bebeğinizle duygusal bağınızın ikinci planda kalmasına izin vermeyin.

9. Kendinize de iyi bakın

Bu süreci sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmek için kendinizi de ihmal etmemelisiniz. Elinizden geldiğince, kişisel bakımınızı karşılamanın, beden ve zihin sağlığınızı desteklemenin yollarını bulun. Uygun bir saatte yatın. Kahve içmek için en iyi arkadaşınızla buluşun. Egzersiz yapın, öğle yemeği molanızda kısa bir yürüyüşe çıkın. Masaj yaptırma veya bir terapistle konuşma imkanınız varsa bunları kullanın. Eğer bir bebeği büyütmek için ekstra çaba gerekiyorsa, bir ebeveyni desteklemek için de bazı adımlar gerekir ve bunda utanılacak bir şey yoktur.

Doğumdan sonra işe dönen ebeveynlere hatırlatmalar

Bunları yapın:

  • İşe geri döndüğünüz ilk birkaç hafta boyunca duygusal durumunuza karşı anlayışlı koyun. Doğum izninden sonra işe dönüş, bir süreçtir.
  • Programınızı olabildiğince öngörülebilir hale getirin ve bunu iş arkadaşlarınıza iletin. Ancak, yol boyunca bazı ayarlamalara ihtiyaç duyulabileceğini de unutmayın.
  • İş yerindeki diğer ebeveynlerden destek ve teşvik isteyin.

Bunları yapmayın:

  • İşe geri döndüğünüz ilk günü, bebeğinizin yeni bir bakıcıyla kaldığı ilk gün yapmayın. Öncesinde koşullara alışmak için mutlaka pratik yapın.
  • İşinizi daha iyi yapmanıza yardımcı olacaksa, esneklik istemek konusunda çekinmeyin. İhtiyacınız olan şeyi dile getirin.
  • Bebek sahibi olmadan önceki profesyonelliğin aynısını sergileyebileceğinizi düşünmeyin. Bunun yerine, en iyi niteliklerinizi yeni yaşamınıza uyacak şekilde nasıl değiştireceğinizi düşünün.

Kaynaklar: todaysparent, hbr.org

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale