X

Kişisel tarzınızı yansıtan kokuları bulun: Parfüm seçiminde bilmeniz gereken her şey

Kokuların, hayatlarımızda çok büyük bir yeri olduğunu sanıyoruz ki hiçbirimiz yadsıyamayız. Bazen hafif esen rüzgara karışmış bir parfüm kokusu bizi çok eskilere götürebilir, çünkü hepimizin bir koku hafızası var. Bu nedenle de kokuları, insanlarla, ortamlarla, duygularla özdeşleştirebiliyoruz ve üzerinden yıllar geçse bile aynı kokuyu aldığımızda kendimizi o kokuyu geçmişte duyduğumuz anlara ışınlayabiliyoruz. İşte bu nedenledir ki kokular, yalnızca güzel kokmak için değil. Kişisel tarzımızı yansıtan, hatta kişiliğimizi şekillendiren, anılarımızda, duygularımızda rol oynayan güçlü araçlar. Ancak, milyonlarca farklı koku arasından kendimize en uygun olanı bulmak da adeta bir sanat eseri seçmek gibi… Hem tenimize yakışacak hem kalıcı olacak hem de akıllarda iz bırakacak… Nasıl bulacağız bu kokuyu? Doğru parfümü seçmek, işte tam da bu yüzden incelikli bir zanaat gibi. Hem tenimizi hoş kokutacak hem de kişisel ifademizi yansıtacak bir parfüm seçimi yaparken dikkat edilmesi gerekenler için okumaya devam edin.

Parfüm seçerken dikkat edilmesi gerekenler

Sevdiğiniz kokuları keşfetmek, size en çok yakışacak parfümü bulmak veya imza kokunuzu seçmek çok kolay değil. O yüzden parfüm seçimlerinizi aceleye getirmemenizde fayda var. İşte etkili bir koku seçimi için mutlaka göz önünde bulundurmanız gerekenler:

1. Amacınızı belirleyin

İlk olarak satın alacağınız parfümü hangi amaçla kullanacağınızı belirleyin. Günlük bir koku mu arıyorsunuz yoksa özel günlerde kullanmak için daha özel bir şeyler mi… Partilerde, kalabalık ortamlarda, iş toplantılarında, profesyonel görüşmelerde, sportif aktivitelerde, sahilde, evde… Kısacası nerede kullanacağınıza karar verin. Eğer farklı ortamlar için farklı parfüm arayışındaysanız, alanınızı daraltın ve hedef odaklı seçimler yapmak için alışverişe çıkmadan önce parfümleri nerede kullanacağınızı mutlaka kesinleştirin.

2. Kişisel tercihlerinizi keşfedin

Halihazırda çoktan sahip olduğunuz bir parfüm zevkiniz olabilir veya yeni bir şeyler arayışında da olabilirsiniz. Hangi tür kokuları sevdiğinizden emin olmak için çok çeşitli alternatiflere bir fırsat vermelisiniz. Çiçeksi, odunsu, meyvemsi ya da baharatlı kokulardan hangisi size daha çok hitap ediyor veya hangilerini, nerelerde kullanmak istersiniz önce bunlara karar verin.

  • Çiçeksi kokular, çiçek açan bahçelerin tatlı kokusunu çağrıştırarak romantik ve feminen bir hava yaratır. Gül, şakayık, yasemin ve zambak gibi çiçeklerin karmaşık notaları, güçlü ve canlıdan pudramsı ve ağırbaşlıya kadar değişen yoğunlukta olabilir.
  • Odunsu kokular daha gizemli bir hava yaratır, sedir, sandal ağacı, amber gibi farklı notalar barındırabilir, hem kadınlar hem de erkekler için tercih edilebilir. Bu kokuların genellikle davetkar bir havası vardır ve soğuk havalarda kullanmak için daha uygundur.
  • Meyvemsi kokular, genellikle ilkbahar ve yaz aylarında tercih edilen şekerli, tatlı notaları barındırır. Mango, Hindistan cevizi, narenciye gibi enerjik, canlı kokuları içerir. Genellikle kadın parfümlerinde çok sık kullanılır.
  • Baharatlı kokular sıcak, baştan çıkarıcı ve lüks dokunuşları içerir. Tarçın, zencefil, vanilya, karanfil, kakule gibi yoğun kokulu baharatları içerir. Genellikle özel günler ve etkinlikler için hem kadınlar hem erkekler tarafından tercih edilebilir.

Pek çok deneme yapmak için doğru yerlere gittiğinizden emin olun. Öncelikle deneyebileceğiniz farklı türler için geniş bir ürün yelpazesi sunan yerleri tercih etmenizde fayda var.

3. Koku notalarını öğrenin

Bir parfüm, yalnızca tek bir bileşenden veya tek bir kokudan oluşmaz, koku notaları denilen farklı içerikleri barındırır. Koku notaları, bir parfümün kompozisyonunu oluşturan koku katmanlarıdır ve üç bölüme ayrılır; üst notalar, orta notalar veya kalp notaları ve temel notalar. Bu notaların birleşimi kokulara karmaşıklık kazandırır, adeta parfümün hikayesini yazar ve aynı zamanda bir parfümün gün boyunca farklı bir koku profiline bürünebilmesinin de nedeni notalardır.

  • Üst notalar; parfümü sıktığınızda ilk hissedilen kokulardır ve genellikle etkisi kısa süre, 15 dakika gibi kısa bir zamanda bu kokular dağılabilir.
  • Orta notalar; parfümün ‘ana kişiliğini, karakterini’ sağlayan gövdesidir ve üst notalardan daha uzun süre dayanır.
  • Temel notalar ise tende en uzun süre kalan ve üst ve orta notalar dağıldıktan sonra açığa çıkan kokulardır.

O yüzden bir parfümü satın almayan karar vermeden önce -özellikle de imza kokunuz için seçtiyseniz- en azından bir gün boyunca üzerinizde bırakın ve parfümü ilk sıktığınız anın üzerinden saatler geçtikten sonra nasıl koktuğunu öğrenebilirsiniz. Bu yüzden parfüm seçimlerini aceleye getirmemek çok önemli.

4. Teninize uyum sağlayan kokuları tercih edin

Her parfüm, her tende aynı kokmayabilir, dolayısıyla bir başkasında, örneğin arkadaşınızın üzerinde kokusu hoşunuza giden bir parfüm sizin teninize yakışmayabilir. Bu nedenle parfüm seçerken sadece parfümü koklamak ya da bir başkasının üzerindeki kokudan yola çıkmak, doğru sonuç vermeyebilir. Parfümü kendi teninizde deneyerek ve mümkünse yukarıda da belirtildiği gibi bir gün boyunca teninizde kalmasına izin vererek en doğru kararı verebilirsiniz. Böylece hem sizin teninize o kokunun gerçekten yakışıp yakışmadığını görebilir hem de gün boyunca kalıcılığını test edebilirsiniz.

5. Mevsimi göz önünde bulundurun

Parfüm seçerken göz önünde bulundurmanız gereken bir diğer önemli konu ise mevsim… Yazın sıcak günlerinde ağır ve yoğun kokular tercih etmek istemezsiniz, bu hem sizi hem de etrafınızdakileri rahatsız edebilir. Soğuk günlerde daha yoğun, sıcak, odunsu kokular tercih edebilir, yaz aylarında ise daha canlı, hafif ve taze koku notalarına sahip parfümleri kullanabilirsiniz. Bu nedenle mevsim şartlarını da gözeterek parfüm seçmenizde fayda var.

6. EDT ve EDP farkına dikkat edin

Parfümlerin üzerinde yazan EDT ve EDP ibareleri daha önce dikkatinizi çekmiş olabilir. Eau de Toilette (EDT) ve Eau de Parfum (EDP) terimleri, parfümlerin konsantrasyon düzeylerini ifade eder ve ürünün kalıcılığı ve yoğunluğu gibi farklar içerir. İkisi arasındaki farkı bilmek, sizi en doğru parfüm seçimini yapmanız konusunda yönlendirebilir.

  • EDT (Eau De Toilette): EDT, genellikle daha hafif ve taze bir koku sunar. Kokusu daha yumuşak ve daha az belirgin olabilir. Kalıcılığı genellikle daha kısa süre sürer ve daha hafif bir izlenim bırakır. %5 ila %15 arasında uçucu yağ (parfüm yağı) içerir. Bu, bir parfümün daha hafif bir versiyonunu temsil eder. Yani, parfüm yağının toplam içeriği daha düşüktür.
  • EDP (Eau De Parfum): EDP, daha yoğun ve etkileyici bir koku sağlar. Kokusu daha belirgin ve kalıcılığı daha uzundur. EDP’nin konsantrasyonu daha yüksektir ve genellikle %15 ila %20 arasında parfüm yağı içerir. Bu nedenle, EDP, daha yoğun ve kalıcı bir koku sunar.

Ayrıca, iki tür arasında genellikle fiyat farkı da vardır. EDT, genellikle EDP’den daha uygun fiyatlıdır. Ancak, EDP daha yoğun ve kalıcı olduğundan daha uzun ömürlü kullanılabilir.

Bu ipuçları, size parfüm seçimi yaparken yol gösterebilir ve tarzınızı en çok yansıtan, teninize en çok uyan kokuyu bulmanızı sağlayabilir…

İlginizi çekebilir: Dünyanın en önemli parfüm üretim noktalarından biri: Grasse

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale