X

Doğayla iç içe bir oryantiring macerası: DASK Anadolu Dağ Maratonu

23-25 Temmuz arasında üçüncü kez DASK ADAM’a (Doğa Araştırmaları, Sporları ve Kurtarma Derneği Anadolu Dağ Maratonu) katıldım.

DASK ADAM yarışı toplamda iki gün sürüyor

İlk hedefim yarışı bitirmek

Geçen seneki maceradan sonra, bu sene hedefimiz ara kampına ulaşmak ve yarışı bitirmekti.

Oryantiring (koşarak hedef bulma) bir yarış olan DASK ADAM, iki gün sürüyor. İkişer kişiden oluşan takımlar, kendi malzeme ve yiyeceklerini taşıyorlar. Sadece pusula ve harita kullanarak yarış rotasını bulmaya çalışıyorlar. DASK yarışı öncesi son hazırlıklarla ilgili bloğumda da yazdığım gibi, bütün yarışmacıların gerekli malzemeyi ve yiyecekleri taşıması gerekiyor.

Perşembe saat 13.30’da İstanbul’dan yola çıktık. Son zamanlarda çok gezdiğim için (İran’da 6 gün koşu ve gezi, Kaçkar Dağlarında 5 gün trekking) çantalarımızı hazırlamam zor olmadı. Yiyecek olarak marketten kavurma, incir, ceviz, lavaş, hazır çorba ve kraker aldım.

Kamp için gerekli malzemeleri (çadır, mat ve uyku tulumu) yanıma aldım. Bu sene uyku tulumlarımızı ve çadırımızı artık yenilememiz gerektiğini düşündük. Uyku tulumu artık sıcak tutmuyor ve çadır da tek kat olduğu için fazla nem yapıyor. Çok önemli olmasa da biraz üşüdüğümü söylemeliyim.

Yarışmacılar kondisyon ve navigasyon yeteneklerini ortaya koyma fırsatı buluyorlar

DASK’a ikinci kez Timur ile katıldım. Onun kondisyonu iyiydi ama navigasyon bilgisi yoktu. Benim de navigasyonum fena sayılmaz. Bu benim için hem büyük bir şans hem de stresli bir durum. Büyük bir şans çünkü navigasyonumu geliştirebilirim. Büyük bir stres çünkü; devamlı haritaya bakmak ve yol bulmak mental olarak yorucu oluyor.

Maratonda yön bulabilmek için pusula ve harita kullanılıyor

İlk gün: Ara kampına ulaşmayı başardık!

Perşembe günü saat 5.35’de start aldık. Yola çıkmadan önce verilen koordinatlar ile haritaya kontrol noktalarını işaretledim. Fazla vakit kaybetmeden yola çıktık. İlk gün toplam 6 nokta vardı. Her zamanki gibi ilk 30 dakika biraz yavaştım, yeni haritaya alışmam gerekiyordu. İlk gün fazla risk almadık, birkaç kez kestirme yoldan daha uzun ama garanti yolu tercih ettik. İlk gün iyi geçti ve saat 14.00 gibi ara kampına vardık. Hakikaten mutluyduk çünkü geçen sene fena kaybolmuştuk ve ara kampına ulaşamamıştık.

Ara kampında katılımcılar kamp ateş etrafında oturuyorlar

Ara kampı, DASK’ın en sevdiğim kısımlarından birisi. Takımlar tek tek geliyorlar. Daha önce gelmiş ekipler yeni gelenleri alkışlıyor, güneş batarken herkes kamp ateşi etrafında oturuyor, sucuk pişiriliyor. Ertesi gün yarış devam edeceği için erken gelen takımlar çadırlara dönüp yatıyor.

Farklı parkurları bulunan maratonda, herkes kendine göre bir mücadele alanı bulabiliyor

Bloğumda bahsettiğim gibi farklı 4 parkur var: kısa parkur 30 km (tırmanış 800-1800 m), orta 50 km (2200-3200 m), uzun 70 km (3200-4000 m) ve Gökhan Türe Ultra 90 km (4200-5500 m). Bu mesafeler kuş uçuşu olarak belirleniyor. Biz geçen sene olduğu gibi orta parkura katıldık. İlk gün yaklaşık 30 km koştuk.

Yarışmacılar doğayla iç içe bir maratonun keyfini sürüyorlar

İkinci gün: Zorlu parkurlardan geçtik

Cumartesi sabah saat 6.20’da ikinci günün startını aldık. İlk noktaya uçarak, hızlıca gittik. İkinci noktaya giderken, kolay yol olan patikayı takip etmeyi değil, araziden keserek zor rotayı seçtik. Çok iyi başladık. Hızlı bir şekilde ilerliyorduk. Zirveye geldiğimizde çok garip bir şey oldu. Yönümü kaybettim! Önümde kuzey olduğunu zannediyordum ama güney vardı. Bir kaç kere derin nefes aldım. Bir kez daha derin bir nefes aldım ve pusulaya güvendim. Büyük ihtimal zirveye gelir gelmez fark etmeden kendi etrafımızda döndük. İyi ki hemen fark ettik yoksa geldiğimiz yoldan yokuş aşağı geri dönecektik.

Maratonda bazı kısımlar teknik olabiliyor ve daha fazla dikkat gerektiriyor

İkinci günün parkuru biraz daha teknikti. Üçüncü ve dördüncü nokta çok fazla vakit kaybettirdi. Tamamen kaybolmadık ki bu hakikaten şahane bir haber; çünkü geçen sene birkaç kez kaybolmuştum! Sadece yolu biraz uzatmış olduk. Saat 16.00 gibi ana kampa ulaştık. Alkışlar ile bitiş çizgisini geçtikten sonra Dörtdivan Belediye Başkanı Hasan Uzunoğlu bizim elimizi sıktı ve belediye tarafından yapılan yemeğine davet etti.

Akşam ödül töreninden sonra tüm katılımcılar olarak kamp ateşi etrafında oturup şarkılar söyledik. Orta parkurda karma kategorisini 7 takım arasından beşinci olarak tamamladık.

Likya Yolu Ultra Maratonu için güzel bir hazırlık

DASK’ta iki gün üst üste çanta ile arazide koşarak, 2015’in büyük hedefi Likya Yolu Ultra Maratonu yarışı için güzel bir hazırlık yapmış oldum. Tam iki ay kaldı. Likya Yolu Ultra Maratonu‘nda ultra kategorisine katılacağım. O zamana kadar daha hafif bir uyku tulumu ve bir sırt çantası bulmam lazım. Ayakkabı konusunda henüz karar vermedim. Tavsiyeniz varsa benimle irtibata geçebilirsiniz.

Coraline Chapatte: İsviçreliyim ama neredeyse 10 senedir Türkiye'de oturup çalışıyorum. Neuchatel'de 4 sene ekonomi okudum. İsviçre'de doğan her çocuk bütün sporları küçük yaşta öğrenir. Bu yüzden spor hayatım çok yönlüydü ve çok erken yaşta sporcu beslenmesi, dinlemesi ve yaşam felsefesi gibi konular, her çocuk gibi bana da öğretildi. Mezun olduktan sonra dalmaya başladım ve çok hoşuma gitti. İsviçre'de üst düzey bir yöneticiyken her şeyi bırakıp dalmaya gittiğim Kaş'tan çok etkilenip Kaş'a yerleştim ve deniz rehberliği ve sualtı fotoğrafçılığı yaptım. 2011'de İstanbul'a taşındım. 2013 ve 2015 arasında birçok uzun mesafe (50 km ve 80 km) koşu yarışlarına katıldım. Her koşudan yeni şeyler öğrendim. Uzun koşularda kaçış noktası ve erteleme şansı yoktur. Başlarsınız ve bitirirsiniz. Bu, benim için yaşam felsefesi oldu. Ekim 2015 de “Likya Yolu Ultra Maratonu”na katılıp 6 günde 250 km koştum. Bu yolda tek başınadır herkes. Bu yolculuk sadece fiziksel değildir. Vücut ile başlar ama zihinle biter. Mayıs 2016 ilk triatlon yarışına katıldım ve 3. oldum. Dört ay sonra Eylül ayında Kuşadaşı'nda Türkiye Triatlon Şampiyonası'nda 30+ yaş kategorisinde üçüncülüğü kazandım ve Ekim ayında Antalya'da Gloria Ironman 70.3 yarışında 5. oldum. O kadar kısa bir sürede böyle sonuçlara ulaşmak disiplin, azim, sağlıklı ve dengeli bir beslenme ve iyi bir planlama ister. O dönemde istediğim sağlıklı tatlıyı bulamadığım için kendi keklerimi yaratmaya ve pişirmeye başladım; glütensiz ve rafine şekersiz "Cora'nın Kekleri” macerası bu şekilde başladı. Beş dil (Fransızca, Türkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca) konuşuyorum. Çeşitli konularda motivasyon seminerleri veriyor, şirketler için ve bireysel spor koçluğu yapıyor, koscora.com blogunda (Avrupa'nın en iyi 3 koşu blogu arasına seçildi) ve Türkiye'de ve İsviçre'de spor ve sağlıklı yaşam konularında yazılar yazıyor, sosyal medya danışmanlığı yapıyor ve ayrıca çeşitli dillerde tercümanlık yapıyorum. Eylül 2016'den itibaren Marmara Üniversitesi'nde Spor Psikolojisi ve Spor Yöneticiliği yüksek lisans yapıyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale