X

Doğal güneş koruyucu yağlar ve el yapımı güneş kremi tarifi

Yaz geldi, günler uzadı, güneş ışınları çok daha dik açıyla gelmeye başladı. Hem cildimizi zararlı ultraviyole ışınlarından korumak, hem de sıcaktan kuruyan cildimizi nemlendirmek için ekstra özen göstermemiz gerekiyor.

Bunu yapmanın en doğal yolu ise, adı üzerinde, doğal yağlar. Kişisel bakımımızın pek çok alanında kullandığımız doğal yağların bazı çeşitleri güneş ışınlarına karşı bariyer görevi görmekte ve cildi UV hasarına karşı korumakta epey başarılı. Bu yağları tek başına veya birkaçını karıştırarak uygulayabilir ya da daha profesyonel el yapımı güneş kremi tariflerine dahil edebilirsiniz. İşte, doğal güneş koruması sunan yağlardan bazıları…

Havuç yağı

Havuç yağı, güneş koruması açısından en etkili yağların başında geliyor. Tek başına kullanıldığında UV hasarına maruz bırakmadan bronzlaşmayı da sağlıyor (bronz etki için havuç yağını kakao yağı veya Hindistan cevizi yağı ile karıştırmayı deneyin, nemlendirme etkisini artırıyor ve mis gibi koku veriyorlar). İçeriğinde yüksek oranda beta karoten ve A vitamini bulundurması ile havuç yağı, aynı zamanda cildi besleme konusunda da başarılı.

Ahududu yağı

50 faktör kremler kadar güçlü cilt koruma özelliği ile ahududu yağı, havuç yağından sonra güneş koruması için en sık kullanılan yağlar arasında yer alıyor. E vitaminince zengin olan bu yağ en kuru ciltlerde bile yoğun nemlendirme sağlayıp güneş yanığı gibi hasar görmüş ciltler için de hücre yenileyici etki sunuyor. Kırmızı meyve kokuları sevenlerin bayılacağı mis gibi bir de kokusu var. 

Hindistan cevizi yağı

Hindistan cevizi yağının tek başına güneş koruma etkisi yoktur ancak bu etkiye sahip yağlarla birlikte kullanıldığında güneş koruma faktörünü artırır. Sıcağa karşı cildin su kaybetmesine engel olarak cildinizin çok daha uzun süre nemli kalmasını sağlar. Ayrıca, tropik kokusu sayesinde buram buram yaz kokarsınız.

Zeytinyağı

Her derde deva olan zeytinyağının güneş korumasına da faydası olduğunu öğrenmek sizi şaşırttı mı? Yunan mitolojisinde zeytin ağacının kutsal kabul edilmesi boşuna değil. Zararlı güneş ışınlarının cilde ulaşmasına engel olur, cildi besler, nemlendirir, yumuşatır ve hatta ciltte oluşan serbest radikallere karşı antioksidan görevi görerek cildin erken yaşlanmasını geciktirir.

Badem yağı

Badem yağı, el yapımı nemlendirici tariflerinde de sıkça kullanılan bir malzemedir çünkü içerisinde cilde çok iyi gelen A, B ve E vitaminlerinden bolca bulunur. Bu vitaminler güneşin neden olduğu cilt hasarını onarmada yardımcı olduğundan, güneş koruma etkisi olan yağlarla birlikte kullanıldığında bu etkiyi arttırır. Güneş hasarını onardığı ve çok iyi nemlendirdiği için de güneş sonrası losyonu olarak kullanılabilir. Cildinizde güneş yanığı olduysa yoğurt sürmek yerine (zaten yoğurdun yanık üzerinde faydadan çok zararı var, sakın kullanmayın) badem yağı sürmek, kuruyan cildin kaybettiği nemi geri kazanmasına yardımcı olacak ve yanıkların iyileşme süresini hızlandıracaktır.

Buğday yağı

Buğday yağı, diğer yağlara göre daha hafif yapılıdır ve kokusuzdur. 20 faktöre kadar koruma sağlarken içeriğindeki yoğun E vitamini sayesinde cildi besler ve nemlendirir. Hafif yapısından dolayı çok kuru ciltleri nemlendirmede tek başına yeterli gelmeyebilir, besleyici başka yağlarla karıştırarak hem nemlendirme ve güneş koruması etkisini arttırmak hem de hoş bir aroma katmak gerekebilir.

Avokado yağı

İçeriğindeki doymamış yağlar sayesinde avokado yağı, neredeyse havuç yağı kadar güçlü bir güneş koruyucudur. Cildi UV ışınlarından korurken nemlendirir ve besler. Deride güneş lekelerinin oluşmasına da engel olduğu bilinmektedir.

Jojoba yağı

Jojoba yağı da badem yağı gibi el yapımı vücut nemlendiricilerinde sıkça bulunan bir malzemedir ve ciltte güneş koruyucu etkisi de vardır.

Shea yağı

Kuru ciltlerde yoğun nemlendirme sağlayan shea yağı, spf 4-5 kadar görece düşük koruma etkisine sahip olsa da güneşe karşı koruyucudur. Diğer yağlarla birlikte kullanıldığında güneş koruma etkisini artırır ve el yapımı karışımınıza kıvam verir.

El yapımı güneş kremi tarifi

Malzemeler:

  • Yarım su bardağı badem veya zeytinyağı
  • Yarım çay bardağı Hindistan cevizi yağı
  • Yarım çay bardağı balmumu
  • 2 yemek kaşığı Çinko Oksit (spf 28)
  • 1 tatlı kaşığı kızıl ahududu yağı
  • 1 tatlı kaşığı havuç yağı
  • 2 çorba kaşığı shea yağı

Hazırlanışı:

  • Çinko oksit dışındaki bileşenleri büyük bir bardakta ya da daha büyük cam kavanozda bir araya getirin, karıştırın.
  • Orta büyüklükte bir tencerede orta ateşte su ısıtın ve kavanozu suyun içine koyup malzemelerin erimesini sağlayın.
  • Belli aralıklarla kavanozu çalkalayarak malzemelerin karışmasını sağlayın. Tüm malzemeler eridiğinde çinko oksit ekleyin, çinko oksidin topaklanmamasına dikkat ederek iyice karıştırın ve saklama için kullanacağınız kaba aktarın.
  • Güneş kreminizi serin bir ortamda saklayarak kullanabilirsiniz. 

NOT: Akışkan bir güneş koruyucu isterseniz tariften balmumunu çıkarabilirsiniz.

Çinko oksit hakkında bilinmesi gerekenler

Bunca doğal malzemenin arasında çinko oksidin ne işi var diyebilirsiniz ama çinko oksit de sentetik değil, doğada var olan bir malzemedir. Güneş kreminizin SPF değerini belirleyen ana malzeme çinko oksittir. İki yemek kaşığı çinko oksit yaklaşık 25-28 spf eder. Aynı zamanda hazırlayacağınız kremin rengi ve kıvamında da belirleyici rol oynar. Yalnız, çinko oksit satın alırken içerisinde nano-tanecikler olmayan versiyonunu almaya dikkat etmelisiniz çünkü nano-tanecikleri cildin alt katmanlarına kadar ulaşarak kana karışabilir. Bu versiyonları genelde daha pahalı olur, yani hem sağlığınız, hem ekonominiz için bu formdaki çinko oksitten uzak durun. Yapım aşamasında çinko oksidi eklerken tozunu solumamaya büyük özen gösterin, hatta mümkünde ağzınızı ve burnunuzu kapatan bir maske kullanın.

Bunlara dikkat edin!

  • Cildin güneşe karşı duyarlılığını artırdığı ve cildi UV hasarına açık hale getirdiği için, koku vermek amacıyla dahi olsa narenciye yağları kullanmayın (limon, portakal, vs.).
  • Hazırlayacağınız karışımların hiçbiri suya dayanıklı değildir, dolayısıyla yüzdükçe ve terledikçe yenilenmeleri gerekir.
  • El yapımı tariflerin içerisinde koruyucu katkı maddeleri olmadığından bozulma süreleri çok daha kısadır. Bu nedenle kısa sürede tüketebileceğiniz miktarda karışım hazırlayın ve tazeyken kullanın.
  • Hangi koruma önlemlerini kullanıyor olursanız olun, güneş ışınlarının en dik geldiği öğle saatlerinde güneşe maruz kalmayın.

Kaynaklar:
Yemek.com
Zehirsizev.com
Aysetolga.com
İyihisset.com

İlginizi çekebilir: Sıfır atık rehberi 6: Kişisel bakım

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale