Sağlık ve iyiliğe yepyeni bir merhaba: Doğal takviyeler
Dünya üzerinde her gün daha çok kişi sağlığına ve iyiliğine katkı sağlamak istediğinden dolayı, doğal gıda takviyelerinin modası her geçen gün artıyor. Sağlıklı ve dengeli beslenmeye önem veren insanlar, tüm vitamin ve mineralleri beslenme düzenine eklemek adına bu yola başvuruyorlar.
Sizlere de katkı sağlayacağına inandığımız için, doğal katkı maddeleriyle ilgili bir çalışma yaptık. İşte sağlığınıza inanılmaz faydalarıyla en çok tercih edilen doğal gıda takviyeleri:
Fulvik asit
‘Doğanın mucizevi molekülü’ olarak adlandırılan fulvik asidin toprak ve bitki üzerindeki sayılamayacak derecedeki yararlarının yanı sıra vücudunuza da birçok faydası bulunmaktadır. Bilinen en güçlü antioksidanlar arasında görülen fulvik asit; zengin bir elektrolit kaynağı, enzim reaksiyonlarını katalize ediyor, ağır metallarin şelasyonuna yardımcı oluyor, elektrokimyasal dengeyi restore ediyor ve RNA ile DNA sentezi oranını artırıyor.
Aynı zamanda fulvik asit; hücreye besin emiliminin artmasını sağlıyor, besinlerin taşınmasına yardımcı oluyor ve hücresel atıkları detoksifiye ediyor. Kimyasal toksinleri de hücre için kullanılabilir besinlere dönüştürüyor.
Reishi mantarı
Reishi mantarı, Çin Tıbbı’nda ‘ölümsüzlüğün mantarı’ olarak biliniyor; aynı zamanda, dünya üzerinde 3 farklı soyut enerjiyi (Shen, Chi and Jing) sağlayan tek madde olarak görülüyor.
Elbette Reishi mantarının, bilimsel araştırmalarla kanıtlanan eşsiz faydaları da bulunuyor. Yapılan araştırmalar, Reishi mantarının; karaciğer kanserine, kardiyovasküler hastalıklara, sindirim problemlerine, diyabete, HIV/AIDS’e, anksiyeteye, depresyona ve tansiyon rahatsızlığına karşı koruma sağladığını kanıtlıyor.
Aynı zamanda binlerce yıldır yaşlanma karşıtı özelliği sayesinde, Uzakdoğu’daki kadınlar tarafından sıklıkla kullanılıyor.
Bioorganic & Medicinal Chemistry dergisinin Tayvan’da yaptığı bir araştırmaya göre, Reishi mantarında insan ömrünü uzatan polisakkaritler bulunuyor. Bu eşsiz moleküller bağışıklık sisteminizi hızlandırıyor ve kanserin büyümesine yol açan düzensiz damar formasyonunu engelliyor.
Gül yağı
Aromatherapy For The Soul kitabının yazarı Valeria Ann Wordwood gül hakkında şöyle söylüyor: ‘Gülü koklamak, meleklerin öpücüğünü ve aşkını koklamaktır.’ Eğer daha önce gül yağı kokladıysanız, siz de yazarın ne demek istediğini hemen anlayacaksınız.
Gül yağı, doğal antidepresan özelliği taşımaktadır ve cildiniz için çok faydalıdır. Gergin olduğunuzda şakaklarınızı birkaç damla gül yağı ile ovalarken bir yandan da gül yağı koklayın. Sakinleştirici etkisini kısa sürede hissedeceksiniz.
İlgili yazı: Masaj yağı tarifleri: Evde masaj yağı yapmak sandığınızdan daha kolay
Koklama duyusunun beyindeki limbik sistemle bağı olduğu için; gül yağı moleküllerini koklamak, limbik sisteminize olumlu etki etmekte ve bu sayede strese, anksiyeteye, duygusal tepki ve hafızaya iyi gelmektedir.
Gül yağının bir başka eşsiz faydası ise menapoza bağlı semptomları azaltmasıdır. 2008 yılında yapılan bir çalışmada, 25 kadına gül yağı içeren yağlarla masaj yapılıyor ve sonuçta ani ateş basması gibi menapoza bağlı semptomlarda azalma görüldüğü dile getiriliyor.
Dr. Josh Axe, gül yağının libidoyu artırdığını ve hormonlarınızın dengeye gelmesine yardımcı olduğunu da dile getiriyor.
Konu gıda takviyesi olunca, elinizde mükemmel seçenekler bulunuyor. Burada önemli olan sizin için doğru olanı bulmak ve kullanmak. Size uygun olan, başkasına uygun olmayabilir. Sezgilerinizi kullanıp en iyi kaynağı bulmak adına sorular sorabilir ve ona göre karar verebilirsiniz.
Kaynak:
Beautyandtips.com
Themindunleashed.com
Mindbodygreen.com