X

Doğadan öğrenebileceğimiz paha biçilmez hayat dersleri

Her zaman uyum içinde görünen, içindeki tüm canlıları koşulsuzca kucaklayıp seven, sakinliğini korumaktan asla vazgeçmeyen doğadan öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin… Doğa, sahip olduğumuz en güçlü manevi öğretmen; ne zaman ona sığınsak kendimizi çok daha iyi hissetmiyor muyuz? Yaprakların hışırtısı, rüzgarın esintisi, kuşların cıvıltısı, güneşin hem bedenimizi hem ruhumuzu ısıtan hali yaşamımızı daha anlamlı kılıyor. Her mevsim farklı renklere bürünen, değişmekten korkmayan, içindeki her şeyi olduğu gibi kabul eden doğa, bizler için en büyük ilham ve mutluluk kaynağı. İşte her gün doğadan öğrenebileceğimiz hayat dersleri:

“Doğanın derinliklerine bakın, o zaman her şeyi daha iyi anlayacaksınız.” – Einstein

Karşılık beklemeden yardım edin

Kuşlara ev sahipliği yapan ağaçlarıyla, kelebekleri besleyen çiçekleriyle, hayvanların susuzluğunu gideren dereleriyle, doğa her canlıya misafirperver bir ev sahipliği yapıyor. Kimseden bir şey ummadan, imkanlarını kısıtlamadan, herkese ve her şeye yetecek kadar kaynak sunuyor ve bunları hiçbir karşılık beklemeden gerçekleştiriyor.

Tıpkı kendi gibi bize de gönlümüzün bol olmasını öğütlüyor. Elimizden geldiğince yardım etmek, hiçbir karşılık beklemeden iyilik yapmak, doğadan öğrenmemiz gereken en temel ders olarak karşımıza çıkıyor.

İlginizi çekebilir: Beklentiyle yapmaktan sadece yaptığın şey olmaya: Gerçek iyilik

Umudunuzu kaybetmeyin

Sert bir fırtına çıktı diye güneş doğmaktan vazgeçiyor mu? Ya da yapraklarını döktükten sonra bir ağaç tekrar çiçek açmıyor mu? Doğadaki tüm olaylar aslında yaşamımızda karşılaştığımız birçok deneyimi temsil ediyor.

Hepimizin karşısına zorluklar çıkıyor, gücümüzü kaybettiğimizi ya da umudumuzun azaldığını hissediyoruz. Oysa ki doğadaki her şeyin zaman zaman ortaya çıkan çetin şartlara rağmen varlığını sürdürmeye devam etmesi gibi biz de umudumuzu kaybetmeden hayata sımsıkı sarılarak ilerlemeliyiz.

İlginizi çekebilir: Psikolojide umut kavramı: Motivasyonunuzu ve umut seviyenizi yükseltmek için 5 öneri

Yavaşlayın

Hiç açmak için acele eden bir çiçek, bir an önce doğmak için koşan güneş ya da telaşla yapraklarını dökmek isteyen bir ağaç gördünüz mü? Doğadaki her şey kendi zamanına göre işliyor. Her mevsimin kendi zamanı var. Acele etmeden, telaşa kapılmadan, olması gerektiği gibi ilerliyor. 

Biz ise çoğu zaman beklediğimiz şeylerin hemen gerçekleşmesini istiyoruz. Sabretmek konusunda zorlanıp tez canlı davranıyoruz. Günlük hayatın koşuşturmasında yavaşlamayı unutuyoruz ve her şeyi aslında bize içten içe zarar veren bir telaşla yapmaya başlıyoruz. Oysa ki, sakinlemek, dingin düşüncelere sahip olabilmek ve en önemlisi de kendimize iyi bakabilmek için yavaşlamamız şart.

İlginizi çekebilir: Yaşamın her alanında yavaşlamak ve dengeyi bulmak için öneriler

Renklerin farkına varın

Kış mevsiminin beyazı, sonbaharın sarısı, yazın mavisi… Kurumuş turuncu yapraklar, yemyeşil çimenler, kırmızı, turuncu, mor çiçekler… Hepsi birbirinden güzel, birbirinden uyumlu renklerden ilham alarak çoğu zaman hayatı siyah veya beyaz olarak değerlendirmek yerine her duyguya, her renge yer vermek yaşamımızı çok daha anlamlı kılmamıza yardımcı oluyor. Tıpkı doğa gibi hayatımızda her renge yer açmalı, hepsini sevgiyle kucaklamalıyız.

İlginizi çekebilir: Düşünceler de renkler gibidir, tonları vardır: Hayatta grilere yer açın

Duygularınıza güvenin

Yağmurun sesine kulak veren yapraklar, rüzgarla dans eden kuşlar gibi içimizden geçen duyguları göz ardı etmememiz gerektiğini kendimize hatırlatmalıyız. İç sesimize, kalbimizin atışına, midemizde uçuşan kelebeklere kulak vermeliyiz.

Sizi sizden iyi kimse tanıyamaz; atacağınız adımları önce kendinize sormalı, hangi yoldan ilerlemek istediğinize siz karar vermelisiniz. Duygularınızın en güçlü rehberiniz olduğunu bilerek yola devam etmelisiniz.

İlginizi çekebilir: Duygularını küçümseme: Bir ihtiyaç olarak duygusal wellness

Kıyaslama yapmayın

Bir dalı daha önce meyve verdi diye diğer dallarına küsen bir ağaç gördünüz mü? Ya da çiçeklerini yarıştıran bitkileri? Doğadaki her şey sadece kendine odaklanıyor olsa da bizler zaman zaman kendi yaptıklarımızdan çok başkalarının neler yaptığına odaklanabiliyoruz.

Kendi yolumuzda biricik olduğumuzu unutup kendimizi çevremizdeki kişilerle kıyaslama eğiliminde olabiliyoruz. Oysa ki kendi hızımızda ilerleyerek ve sadece kendi ilerleyişimize odaklanarak çok daha mutlu bir yaşantı sürdürebiliriz.

İlginizi çekebilir: Gerçek özgürlüğü deneyimleyebilmek için: “Kıyaslama” hapishanesinden kurtulabilmek

Çevrenizle uyumlanın

Bulutlar geçerken kuşlar uçmayı bırakıyor mu? Ya da kelebekler konunca papatyalar soluyor mu? Gölgelerinde yavru köpekler dinlenirken ağaçlar arkasını dönüyor mu? Rüzgar eserken kıpırdaşan çimler ya da güneş açınca dans eden ayçiçekleri hepsi uyum içinde doğayı paylaşıyorlar.

Doğayı paylaşan tüm canlılardan ilham alarak çevremizle uyum içinde yaşamamız hayatımızı çok daha kolay ve keyifli bir hale getirebilir.

İlginizi çekebilir: Kaos ve uyum: Hikaye “sende” başlıyor, “sende” bitiyor

Kendinize güvenin

Ağaçları düşünün, ince yapraklı çiçekleri, küçücük mantarları… Dışarıdan küçük, ince ya da zayıf görünseler de toprağın altında birbirine sarılmış uzun, güçlü kökleri var. O kökler bizlere zorluk yaşadığımızda üstesinden gelmek için çözüm ararken aslında tek yapmamız gerekenin kendimize dönüp içimizde zaten var olan gücü keşfetmek olduğunu hatırlatıyor. Kendimize güvenerek, köklerimizden güç alarak her şeye başarabileceğimize inanabilir, yolumuza devam edebiliriz.

Mucizelere inanın

Karla kaplanmış toprağa rağmen çiçek açan bir kardelen, fırtınalı bir havadan sonra ortaya çıkmaktan korkmayan bir gökkuşağı, doğada gizlenen mucizelerin en güzel örnekleri değil mi? Yaşarken hiç sonu gelmeyecekmiş gibi hissetsek de tüm zor zamanların bir bitiş tarihi ve hemen arkasında da gerçekleşmeyi bekleyen mucizeler var. Doğadan güç alarak mucizelere olan inancımızı tazeleyebilir, en karanlık gecenin bile şafak vaktinde aydınlanacağını kendimize hatırlatabiliriz.

Değişimi kucaklayın

Yapraklar sonbahara direnseydi böyle benzersiz renkler ortaya çıkar mıydı? Değişim, gezegenimizin olmazsa olmazı… Deri değiştiren yılanlar, ortama uyum sağlamak için farklı renkler seçen bukalemunlar, kuyruğunu kaybeden kertenkeleler… Hepsi değişimi kucaklayarak yaşantısına devam ediyor. Doğadan esnek olmayı öğrenebilir, kendimizi değişen şartlara hızlı bir şekilde adapte etmek için ondan ders alabiliriz. 

Kaybolduğunuzu hissettiğiniz anlarda doğaya dönün. Kuşların sesine kulak verin, rüzgarın dokunuşunu hissedin. Derin bir nefes alarak tüm canlılarla birlikte hayatı kucaklayın. Bazen aradığınız cevaplar için tek yapmanız gerekenin durup etrafınıza bakmak olduğunu hatırlayın. Doğayı tüm duyularınızla deneyimlemekten asla vazgeçmeyin.

İlginizi çekebilir: Ekoterapi: İnsan ve doğa arasındaki ilişkinin iyileştirici gücü

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale