dummy
    Kategoriler: FEEL UP

Doğadaki diğer canlılarla aramızda bir fark var mı?

Ne zaman var olan her şeyle bir olduğumuzu anlayacağız? Görünmez ağlarla birbirimize bağlı olduğumuzu, her davranışımızla, düşüncemizle, bilincimizle birbirimizi etkileyebildiğimizi?

dummydummy

Ağaçlara, bitkilere, çiçeklere bakın. Ne kadar da bize benziyorlar. Kimi yalnız, kimi birlikte, kimi güçlü, kimi cılız, kimi yardımsever, kimi dikenli… Kimi o kadar güzel koku veriyor ki onu görelim, fark edelim… “Hey beni görün, ben buradayım!” demek için gibi. “Yeteneklerim var, potansiyellerim var, beni keşfedin!” demek için. Bir düşünsene; senin de sevilmek için ya da fark edilmek için çabaların var mı? Ekstra yaptıkların…

Kimi kalın, güçlü, kimi ince, kırılgan, yaralı, yalnız kalmış, aralarda kaybolmuş, güzelliği görülememiş… Henüz kendini gösterememiş. Bir düşünsene; senin de yok mu kendini sakladığın yerler? Görmeyi bilenlere…

Kimi sıcak seviyor, kimi soğuk, kimi su içinde yaşamayı, kimi yerin altında kimselere görünmeden yaşamayı… Onlar da bizler gibi küsüyor, coşuyor, onların da içlerini kurtlar kemiriyor ve hastalanıyorlar. Aslında aynıyız ve sevgiyle iyi oluyoruz.

Onlar da bazen yer değişikliğini seviyor. Yanına bir arkadaş isteyebiliyor tekrar yeşerebilmek için, yeniden başlamak, ayağa kalkabilmek için. Yaşlı bir bitki, genç ile mutlu olup kendini yenileyip, gençleşebiliyor. Bulunduğu ortama göre renk, şekil alarak meyve veriyor.

Hava, rüzgar, gökyüzü bütün samimiyetiyle bize kendini gösteriyor. Tıpkı senin duyguların gibi:

  • Kızgın ve öfkeli (fırtına, hortum, şimşek, sel, kasırga)
  • Sakin, mutlu, huzurlu (güneş)
  • Renkli, tutkulu, heyecanlı, ne yapacağını bilemiyor (gökkuşağı)
  • Yenilenme ve değişme isteği (yangın)
  • Şaşkın (yazın kış gibi bir gün, kışın yazdan kalma bir gün)

Hayvanlar, böcekler bazen bizim gibi zayıf görünebilirler ama onları çok güçlü görüyorum ben. En küçüğünün bile ne kadar büyük olduğunu, ne kadar büyük bir azminin ve sabrının olduğunu görebiliyorum…

Bunların hepsinin ben olduğunu biliyorum, bunu daha çok görmeye ve anlamaya niyet ediyorum.

İlginizi çekebilir: Hayattan öğrendiklerimiz: Farkındalık yolunda karşımıza çıkan bilgiler

Tuba Kaytaş: Türkiye’nin ilk nefes koçlarından olan Tuba Kaytaş, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İlk nefes eğitimini 2005 yılında Judith Kravitz’ten aldı. Nefesin hayatına ve kendisine yaptığı muazzam değişikliği fark edince deneyimlediği tüm güzellikleri insanlarla paylaşabilmek için yoluna nefes eğitmeni olarak devam etmeye karar verdi. 2009 yılında Ommira Kişisel Gelişim Merkezi’ni kurdu. Bu süreçte yaptığı çalışmaları ve deneyimlediklerini Özgür Kocaeli Gazetesi’nde kişisel gelişim konularında yazılar yazarak paylaştı. Yıllardır içinde bulunduğu nefes seminerlerinin ardından bilgi ve tecrübelerini 2012 yılında yayımlanan ilk kitabı Nefes’le Mucizelere Giden Yol adlı kitabında topladı. Araştırmacı ve yenilikçi bakış açısıyla, nefesle ilgili her konuyla ilgilenerek yoluna devam eden Kaytaş, Nefesimizin düşüncelerimizi etkilediğini fark edince kendi yöntemini geliştirip nefesi duygularla bütünledi. 8 yıllık çalışmaları ve eğitimleri sonucu geliştirdiği Nefs-i Terapi yöntemini aynı isimli kitapla paylaşmaya karar verdi. 3. Kitabı olan Bedenin Şifresi ile okuyucularına bedeni tanımanın ve şifanın yollarını sundu. 4. Kitabı olan 1 ile ilişkilere farklı bakış açısıyla bakabilmeye rehber oldu. Türkiye’nin İlk Transformal Nefes Koçları’ndan olup, daha sonra kendi sistemini kuran Kaytaş, nefesin en doğal halini Bütünsel Nefes’te birleştirdi. Şu anda Nefes Kampları düzenliyor, sorgulanabilir sertifikalı olan Profesyonel Nefes Uygulayıcılık Eğitimleri veriyor ve kendi sitesi olan www.nefesatolyesi.com da yazı yazmaya devam ediyor.
İlgili Makale
whatsapp