X

Dışlanma duygusunun acısı: Bir başkasını kırdığımızda sorumluluktan kaçıyoruz

New York’ta yaşayan bir psikoterapist ve psikanalist F. Diane Barth, isminin Martine olduğunu söylediği bir danışanının, iki yaşındaki kızı başka çocuklarla oynamaya başladığı zaman kendisini endişelenmekten alıkoymadığını söylüyor ve Martine’in şu sözlerini aktarıyor:

Karşılıklı oyun oynama yaşında olduğunu biliyorum ama her seferinde bir başka çocuk onunla oynamadığında veya oyuncağını vermediğinde bir acı hissediyorum. Dışlanmasından çok korkuyorum.

Ait olmak istediğimiz veya zaten parçası olduğumuz bir gruptan dışlanmak, reddedilmek psikolojik durumumuz için pek de iyi sonuçlar yaratmıyor.

Barth, Martine gibi sıcakkanlı ve arkadaş çevresi geniş bir kadından bunu duymanın ilginç olduğunu ve Martine bunları kendisine ilk anlattığında, çocukluğunda böyle bir hikaye olduğu düşüncesine kapıldığını söylüyor. Oysa Martine çocukluğunda bir dışlanma hikayesi yoktu, sadece kızı için endişeleniyordu.

Araştırmacıların yaptıkları çalışmalardan elde ettikleri sonuçlar da Martine’in endişelerini haklı çıkarıyor. Ait olmak istediğimiz veya zaten parçası olduğumuz bir gruptan dışlanmak, reddedilmek psikolojik durumumuz için pek de iyi sonuçlar yaratmıyor.

Psikologlar tarafından yapılan çalışmalara göre dışlandığımız zaman, kendimize olan öz saygımızı hızla yitiriyoruz. Duygusal açıdan iyi olmanın altın kurallarından biri olan aidiyet duygusunu kaybediyoruz. Reddedilmek ise rahatsızlık, öfke, mutsuzluk ve depresyona neden olabiliyor. Araştırmalar vücudumuzdaki mevcut fiziksel değişimlerin de bu tür acı verici duygulara katkı yaptığını gösteriyor.

Sanal bir top oyunu olan Cyberball’dan dışlanan bazı katılımcılar üzerine yapılan fizyolojik ve psikolojik çalışmalar da bu alanda pek çok bilgi içeriyor. Bunun için üç kişilik bir oyunda top, üçüncü seferde de aynı kişiye gönderildi veya diğer iki kişiye oyunun başlangıcından itibaren sadece bir kez top gönderildi ve bir daha asla gönderilmedi. 5 binden fazla oyuncu üzerinde yapılan araştırmalarda, araştırmacılar daha az topla buluşan oyuncularda kan basıncının ve stres seviyesinin yükseldiğini tespit ettiler. Daha da ilginci, bu kişilerin beyinlerinin fiziksel acıyla ilgili bölümlerinin aktif hale geldiğini saptadılar. Bu şu anlama geliyor; diğer oyuncular tarafından dışlanmış hisseden oyuncular öfke ve huzursuzluk gibi fiziksel semptomların yanı sıra acı hissi de yaşıyor.

Birini dışlama isteği, oldukça belirgin bir istek.

Peki ya dışlayan kişiler? Onlar bu durumu hiçbir hasar almadan atlatabiliyor mu? Yoksa onlarda da bazı değişiklikler oluyor mu?

Yine aynı araştırmaya göre birini dışlama isteği, oldukça belirgin bir istek. Bir başkasına bilerek zarar vermeyi kimse istemez ancak araştırmalar durumun pek de böyle olmadığını, aslında her birimizin düşündüğümüzden daha kaba olma eğilimi taşıdığımızı gösteriyor. Araştırmalar; sevilmediğini veya yeteneksiz olduğunu düşündüğümüz kişileri veya bu kişileri dışlamak için grup lideri gibi bir otorite figürünün baskısını üzerimizde hissettiğimizde rahatça bu kişleri dışladığımızı gösteriyor. Belki de bu şekilde psikolojik olarak kendimizi rahatlatıyor olabiliriz. Kendi kendimize, bu kötü davranışımızdan ötürü sorumlu olmadığımızı söylüyor olabiliriz. Sadece bizden isteneni veya kurbanın bunu zaten “hak ettiğini” veya “istediğini” tekrarlıyor olabiliriz.

Ohio Üniversitesi’nden sosyal psikolog James Wirth ve iki çalışma arkadaşı Michael Bernstein ve Angie LeRoy, bu sorulara yanıt vermeyi umut eden bir çalışma yayımladılar. Araştırmacılar, katılımcıların kendilerine açıkça söylenmemesine rağmen diğerlerini dışladığı bir oyun geliştirdi. Bu oyunda dışlayan kişinin bu davranışının sorumluluğunu daha çok üstlenmesi bekleniyordu. Araştırma ekibi katılımcılara, performansı düşük katılımcıların diğerlerine yük olduğu ve bunun sonucunda oyun dışı kalacağını söyledi. Oyun sırasında beklendiği şekilde katılımcılar, performansı düşük olanları reddetti ve gelecek oyunlarda o katılımcıları seçmeyeceklerini söyledi. Daha da ilginci, katılımcılar bu performansı düşük olan oyuncuları, hiç görmemiş ve haklarında hiç bilgi sahibi olmamış olmalarına rağmen “sevmediklerini” söyledi.

Katılımcılar performansı düşük olanları bilerek dışlarken, kendilerini suçlu hissetmemek için de bir yol buluyor ve bunun kurbanın “hatası” olduğunu söylüyor. Bu aslında oldukça yaygın bir teknik. Savaş zamanlarında askerlerin başka insanları öldürdükleri düşünüp suçlu hissetmelerini önlemek içinBu onların hatası” denilir.

Peki gerçek hayatta bunu ne sıklıkta yapıyoruz? Ne sıklıkta insanları incitiyor ve bunun onların hatası olduğunu düşünüyoruz?

Kaynak:
Psychology Today

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Kalp kırıklığının anatomisi

Reddedilmek hakkında 10 şaşırtıcı gerçek

İnsan psikolojisinde “baskı kurma” süreci ve etkileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale