Bedenin sözlükteki tanımını bir kenara koyarak onu şöyle ifade ediyorum: İçinde yaşadığımız ev.
Önce her gün kapısından girip mutfağında yemek pişirdiğiniz, banyosunda duşunuzu aldığınız haneyi düşünün. Banyo musluğunun hangi tarafı sıcak, hangisi soğuk su veriyor, şıp diye biliveririz. Yaşadığımız hanenin detayları hakkında fikir sahibiyizdir. Ve o hane biz bakım verdiğimiz sürece vardır; süpürüp silmez, boyasını yaptırmaz, ilgilenmezsek zamanla harabeye döner.
Peki içinde yaşadığımız evimiz, bedenimiz? Onun da detaylarını rahatça tanımlayabilir misiniz? Bedenimiz ruhumuza ev sahipliği yapar. İçinde nice duyguyu, düşünceyi misafir eder. Dolayısıyla ihtiyacı süpürüp silmekten fazlasıdır. Duş almak, diş fırçalamak bedene yeterli gelmez. Böylesi az ilgi gören bir beden ve içinde yaşadığı ruh zamanla bir çeşit harabeye döner. O bedende yaşamak, yaşamak değil hayatta kalmaktır.
Ve hayatta kalmaya çalışan bedende dengeli bir dişil enerjiden bahsedilemez. Çünkü dişil enerji maddedir, elementlerinden biri topraktır. Bunun insandaki tezahürü de fiziksel bedenimizdir. O nedenledir ki beden farkındalığı dengeli dişil enerjinin temelidir.
Bazı spiritüel yaklaşımlarda bedenin geçiciliğinden bahsedilirken fiziksel bedenimiz önemsizleştiriliyor. Bunu doğru bulmuyorum. Hayatta olduğumuzu bedendeki duyumlarla algılıyoruz. Nefes alıp vermemiz, karnımızın acıkması yahut başımızın ağrıması birer fiziksel gerçeklik. Tüm bunları bedende duyumsuyor ve yaşıyoruz. Bu hayattaki varlığımız bu bedenlerde can buluyorsa, onun gerçekliğini göz ardı etmemiz anlamsız ve yanlış olur.
Hem kadın hem erkek bedeninde bulunan dişil enerjinin dengeye gelmesi için temeli sağlam bir başlangıca ihtiyaç var. Aşağıda okuyacağınız rehber niteliğindeki liste herkes için geçerli. Ancak dişil enerjinin baskın olduğu kadın formu için bu alanın önemi kat kat daha fazla. O nedenle listede kadınlara özel ayrıca bir madde bulunuyor.
5 maddede dişil enerjiye giriş
- Bedenin varlığını hissetmek: Tüm yargılardan ve etiketlerden bağımsız bir şekilde şimdi durup bedeninizi hatırlamayı deneyin. “Bu beden var ve ben içinde yaşıyorum. Ben bir bedene sahibim ve o şu anda burada.” Bu aşamada ellerinizden destek alabilirsiniz, elleri bedenin üzerinde gezdirmek bedeni fark etmek için fayda sağlayacaktır. Temas kurmanın yolu hissetmekten geçer. Yoğun hayat temposu, hastalıklar, olumsuz yargılar nedeniyle bedeninizle bağınız kopmuş olabilir. Ya da belki hiçbir zaman olmadı, ki pek çoğumuzda durum bu zaten. Ancak hissettiğimiz sürece bağ kurmak mümkün. Sadece ilk adımı atmaya ihtiyacımız var; dikkati bedene vermeye.
- Bedeni keşfetmek: İlk teması kurduktan sonra peşinden gelecek olan keşiftir. Yürürken ayak tabanlarınız yere nasıl basıyor? Bir bardağı kavrarken eliniz nasıl uzanıyor? Her bir hareket bedeninizin tercihleri hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacak ve bu da bedeninizle bağınızı kuvvetlendirecek. Farkındalıkla yapılan düzenli fiziksel pratikler –burada bir eğitmen olarak ben yogayı önerebilirim– bedenle bağ kurma konusunda büyük etki yaratıyor. Ders esnasında “sağ işaret ve orta parmağını sağ ayak baş parmağına geçir” ya da “ağırlığı ayak parmak köklerine ver” gibi detaylı yönlendirmeler bedeni keşfedip bağ kurmak için şahane destek sağlıyor.
- Duyguların bedendeki tezahürü: Her duygu fiziksel bedenimizde can bulur. Duygular; bir deneyime istinaden belirip, yaşanmak için ortaya çıkarlar. Öfke, sevgi, kıskançlık, özlem, utanç… Farklı duygular, bedende kendini farklı şekillerde gösterir genelde. Siz duygularınızı nerede nasıl hissettiğinizi hiç fark ettiniz mi? Öfkelendiğinizde ne tip duyumlar beliriyor? Ya da mutluluk anında bu duygu vücudunuza nasıl yansıyor? Gün içinde yaşadığınız duyguları bedeninizle bağ kurmak üzere kullanabilirsiniz. Burada ihtiyaç olan şey dikkati bedene verip izlemek. Başlamak için çok yoğun bir deneyimi değil de, sizi fazla zorlamamış bir deneyimi seçin. Zorlandığınız o deneyimin peşinden beliren duyguları izleyin. Durun, belki gözlerinizi kapatabilirsiniz. Hiçbir şeyi değiştirmeden sadece gözlemci olun. Ardından detaylara dikkat kesilin. Siz bu pratiği sürdürdükçe emin olun bedendeki duyumlar rahatça görünür olmaya başlayacak. Hem bedeninizle hem duygularınızla bağ kuracaksınız. Ayrıca bu pratik ani ve ezbere tepkiler vermenizin de önünü kesecek güce sahip.
- Bedenin ihtiyaçlarını görmek: Beden çok bilgedir. Ona kulak verdiğimizde bize ruhumuzla ilgili değerli ipuçları verir ve ruhun konuşma şekli bedensel duyumlardır. Haz, cinsellik, acı… Evet acı çekmek istemeyiz fakat bizi zorlayan bir deneyimin kaçınılmaz duygusudur acı. Gözyaşları dolduysa boşalmak için vardır. Yine cinselliğimizi yaşamak için hissettiğimiz duyumlar birer gereksinimdir. Her biri ve hatta daha fazlası aslında ruhumuzun ihtiyaçlarıdır ve biz onları vücudumuz vesilesiyle duyumsarız. Bedenimiz, özümüzü keşfetme yolunda biricik yuvamızdır. Bedenimizin ihtiyaçlarını izlemek, neyin nereden ortaya çıktığını veya altında herhangi bir tetiklenme olup olmadığını fark etmek; beden farkındalığının gelişmesini sağlar. Bu da peşinden ruhumuzla temas kurmayı getirir.
- Rahim ve kalp bağlantısını kurmak: Kadın olarak dişil enerjimizi dengelemenin yolu kalp ve rahmimizle bağlantıda olmaktan geçiyor. İçinde rahmin de bulunduğu pelvik kasemiz dişil enerjinin fiziksel merkezi. Kalp ise sevginin merkezi. Bedenimizde hem ikisiyle ayrı ayrı temasta olmak hem de rahim ve kalbi iletişime geçirmek, “dişil enerjiyi bedenlemenin yolu” desek yanlış olmaz. Bu konu okumakta olduğunuz bu listeye sığamayacak kadar uzun ve derin. İlerleyen yazılarda ayrı ayrı başlıklarla detaylandıracağız. Ancak buraya çok faydalı “temel ve köklü” bir başlangıç yapacağınız bir pratik bırakıyorum. Kendisi küçük etkisi büyük olan bu pratiği birkaç dakikanızı ayırarak düzenli biçimde yaptığınızda bedeninizle ve dişil enerjinizle sağlam bağlar kurabilirsiniz. Kendinizle sessizlikte kalacağınız bir alanda olun. Bir elinizi kalbinize bir elinizi rahminize koyun. Önce birine sonra diğerine sorun: Bugün nasılsın? Sorun ve bekleyin. Cevap gelmek zorunda değil, cevap gelmemesi de bir cevaptır…
Başlamaya hazır mısın?
Bu maddeler bir oyun gibi yazıldığı sırayla açılacak yeni bölümler değil. Hayat böyle lineal bir çizgide akmıyor. Sadece ilk adıma ihtiyacınız var, bedenin varlığını fark etmeye. Sonrası sizin akıttığınız enerjiyle ve kendi zamanında harmanlanıp açılıyor.
Bedenin farkında ve duygularımızla iletişimde olmak, erkek ya da kadın fark etmeksiniz dişil enerjinin alanıdır. Her ikisinin de insan deneyiminde iç içe olması bizi bize yaklaştırıyor. Şimdi siz dişilinizi dengelerken kendinizi keşfetmek için ilk adımı atmaya hazır mısınız? Yolunuz açık ve ışık olsun…
İlginizi çekebilir: Dişil enerji ne değildir?