Dişil enerjinin dengelenmesinin yolu, hayatın dişil nitelikleriyle bağ kurmaktan geçiyor. Bizi dengeli bir enerjiye ulaştıracak en temel dişil nitelik yaşamın rahimiyet boyutudur. Bunun kadın bedenindeki tezahürüyse rahimlerimizdir. Bu yazıda sizlerle rahmimizin karanlık dehlizlerine iniyoruz.
Rahimle temas, dişille temastır
En baştan söylemeliyim ki fiziksel olarak rahminiz bulunmayabilir, göbek deliğinin 3 parmak altındaki bölge rahim bölgemizdir ve yazı boyunca okuyacağınız bilgiler her kadın için geçerlidir.
Eril ve dişil niteliklerle örülü evrende günümüz ağırlıkla eril enerji üzerinden yaşanıyor. Erilin baskın olması onu toksik bir hale getirirken anlamı da şu; sürekli zihinde, sürekli yapma halinde yaşamak. Ne kadar yorucu olduğunu bir kenara koyalım, bu kadını kendisinden uzaklaştıran bir dinamik. Sürekli zihinden yaşamanın diğer bir deyişi, rahimden kopuk yaşamaktır. Birinin kesintisiz hegemonyasında, diğerinin varlığından söz edilmesi mümkün değil. Zihnin bizleri egoya tutsak ettiği bir gerçeklikte rahimlerimizi hatırlamıyor, onun rehberliğini kullanmıyoruz. Ve sonra da kadın olarak feminen enerjimizi kırmızı kıyafetlere bürünerek ya da saçlarımızı uzatarak dengelemeye çalışıyoruz. Oysa kaynak içimizde. Rahmimizin ta kendisi dişil bilgeliğin kaynağıdır. Dışarıda aranacak hiçbir şey yok, rahmimizle temasa ihtiyaç var.
Bunu nasıl yapabileceğimizi anlatmak üzere aşağıda sizlerle bir liste paylaşıyorum. Bu liste her kadın için muazzam bir destek ve fakat önceliği kendi iç sesinize verin. Listenin ilhamıyla içinizde belirecek farklı uygulamalara açık olun, çünkü dişil bilgelikle yaşamak tam olarak budur…
Rahimle bağ kurmanın yolları
- Fiziksel temas: Bugüne kadar hiç yapmadıysanız şimdi tam sırası! Göbek deliğinin 3 parmak altına avcunuzu yerleştirin ve öylece kalın. Dikkatinizi avcunuzun altındaki dünyaya verin, rahminize. Ona ‘merhaba’ deyin. İlk temas Bu size nasıl hissettiriyor? Rahminize merhaba demek kalbinizde nasıl yankılanıyor fark edin. Ve orada kalmaya devam edin. Merhabanın ötesine geçebilirsiniz, onu sevdiğinizi söyleyebilir, varlığı için teşekkürlerinizi iletebilirsiniz. Yahut sadece sessizlikte hislerle kalabilirsiniz. İçinizden nasıl geliyorsa öyle yapın, iç sesinize kulak verin.
- İletişimi kuvvetlendirme: Kurduğunuz ilk fiziksel teması güçlendirmek ve köklü kılmak için elinizi kullanmaya devam edin. Her gün birkaç dakikanızı rahminize ayırın ve ona sorun: Bugün nasılsın? Sevdiğiniz birine kalpten sorduğunuz gibi, dişil doğanızın merkezine de nasıl olduğunu sorun. Bu pratik ilk zamanlarda size garip ya da anlamsız gelebilir. Rahminizden cevap da gelmeyebilir. Devam edin. Pratiği tekrarladıkça sizin için normalleşecektir ve bağ kurmanın keyfi açığa çıkacaktır. Her gün sesini duyamayabilirsiniz, sessizlik de bir cevaptır.
- Rehberlik alma: Rahmin bilgeliği ve yaratım gücünü rehberlik almak üzere kullanabilirsiniz. Hayatınızdaki önemli dönemlerde ya da sizde gerginlik yaratan konularda kararsız kaldığınızda rahminize sorun. İç sesi dinlemek aslında rahmi dinlemektir. İç sesle kast edilen hara bölgesine yani göbek deliğinin 3 parmak altındaki bölgeye kulak vermektir. Zihnin sizi endişelere sürüklediği, karar vermekte güçlük yaşadığınız her konuda rahmin rehberliğini alabilirsiniz. Önceki maddede anlattığım gibi hali hazırda onunla iletişiminiz varsa, sesini duymak daha kolay olabilir.
- Döngü farkındalığıyla yaşama: Bir kadının rahmiyle bağ kurmasının belki de en kuvvetli yolu, regl döngülerinin farkındalığıyla yaşaması olabilir. Pek çoğumuzun sadece adet olduğumuz günleri fark ettiği döngümüz, aslında 4 ayrı evreden oluşan bir dönemdir. Östrojen ve progestoron başta olmak üzere hormonların yönettiği bu 4 evreli dönemde, bizler de 4 ayrı halden geçeriz. Her dönemin kendine has karakteristik özellikleri vardır. Örneğin kanadığımız günlerde daha içe kapanık ve belki yorgun bir haldeyken, yumurtlama dönemimizde daha dışa dönük ve enerjiyizdir. Bu dengesizlik değil, hormonal ve bilimsel bir gerçekliktir. Eğer döngü farkındalığıyla yaşamayı öğrenirsek hayatımızı da bu gerçeklikle şekillendirebiliriz. Belki her konuda mümkün olmaz ama esnek olduğumuz konularda gündelik hayatımızın planlamasını döngü takvimimize göre yapabiliriz. Bunun da bize getirisi daha kaliteli ve stresi az bir hayat olur. Döngülerimizin farkındalığıyla yaşamak zaman zaman kendimize garip gelen ruh hallerimizin de sebebini açıklar. Anlam veremediğiniz şekilde yalnız kalma isteğinizin altında yatan gerçek, belki de regl olmak üzere oluşunuzdur. Bunları bilerek yaşamak dişil doğanızla sıkı sıkı bağlar kurmanızı sağlar.
- Yaratımın idrakı: Rahimiyet boyutu boşluktur ve kadın bedenindeki rahmin de gerçekliği budur. Sadece bir insan doğmaz oradan. İçimizde oluşan her fikir ve ilham rahimden belirir ve doğar. Yaratım zihinden gelmez, rahimden gelir. Boşluğun içinden doğar. Dişil enerjinin kendisi yaratıcılıkla ilgilidir. Kadın bedeninde daha baskın olan feminen enerjiyse rahimden aldığı güçle, yaratıma ve ilhama daha açıktır. Eğer kendinizde bunun eksikliğini hissediyorsanız, hayatınızda yaratıcılığınızı açığa çıkartacak aktivitelere yer açabilirsiniz. Performans kaygısı gütmeden resim yapmak ya da bir seramik kursuna gitmek keyifli başlangıçlar olabilir.
Rahimden yaşamanın gücü
Dişil bilgeliğin kaynağı rahmimizdir. Kadın zihinden yaşamaya devam ettiği sürece dişil enerjisini dengelemesi mümkün olamayacak. Rahimden yaşamaya başladığımızda, dengeli ve sağlıklı bir feminen enerjiden bahsedebiliriz.
Yaratımın, neşenin ve ilhamın merkezi rahmimiz bizi daha mutlu, otantik ve güçlü kılmak için var. Dişil doğasıyla bağ kurmak kadınları daha özgür kılacak. Bunu bilmek size nasıl geldi?
İlginizi çekebilir: Dişil enerji 101: 5 maddede dişil enerjiye giriş