X

Dinliyoruz, yaşatıyoruz ve aktarıyoruz: Hiç merak ettiniz mi, hayatınızdaki klişeler neler?

İlk doğduklarında belki de çok zekice olan bazı fikirler ya da ilk söylendiklerinde kulağa çok anlamlı gelen bazı sözler “çok fazla” kullanıldığında birer “klişe”ye dönüşebiliyorlar. Çok fazla kişi aynı sözü tekrar tekrar kullanıp bir nevi tüketiyor ve artık orijinalliğini yitirmiş sadece “tanıdık” sözler haline geliyorlar. Yine de onlardan vazgeçemiyoruz. Dedik ya “tanıdık” oluyorlar artık, ve bizler tanıdık şeyleri seviyoruz.

Kimi zaman ortak paydalar yaratır klişeler. Hiç tanımadığınız biriyle bir anda “Ankara’da yaşayamam, deniz yok.” klişesinde bir araya gelip sohbete başlayabilirsiniz mesela. Paydaşlık güzel ancak söz artık o kadar sıradan hale gelmiştir ki, söylendiğinde pek de etki yaratmaz. Söz gerçekten söylemek istediğinizi anlatıyor olsa da artık duygusunu kaybetmiştir. Dolayısıyla etkisi olan, duygusu olan bir sohbet klişeleri pek sevmez diyebiliriz.

Bununla birlikte, klişeler önemlidir. Çünkü sözlü kültüre büyük etkileri vardır. Masalların, deyişlerin bir nesilden diğerine aktarılması için fazlaca tekrarlanması gerekir, yani birer klişe haline gelmeleri sözlü kültürün bir parçası haline getirir onları. Kim sevmez masalları özellikle de, karakterleri “sonsuza dek mutlu yaşadılar…”sa, ya da “iyiler hep kazanır…”sa.

Masallardaki, edebiyattaki, mitolojideki arketipler toplumsal hafızamızda yer aldıkları için buralarda neleri klişeleştirdiğimiz çok önemli aslında. Örneğin, masallarda çoğunlukla ormanda tek başına gezen bir kadın kurda kuşa yem olur. Bu, kadınlar için benimsenmesini istediğimiz bir algı olmamalıdır. Dolayısıyla da beslenmemelidir bu tarz klişeler. Toplumsal hafızamızda birikmesini istediğimiz şeyler için dilimize çok dikkat etmeliyiz.

Neyi klişeleştirdiğimiz sadece kültürel olarak değil bireysel olarak da çok önemli. Kendi hayatlarımızda neyi sürekli yaşatıyoruz, söylüyoruz, dinliyoruz ve o kadar çok kullanıyoruz ki, anlamını yitiriyor; buna rağmen varlığını kaybetmiyor? Kişisel yolculuklarımızda da fazlaca duyduğumuz klişelere dikkat etmeliyiz. Birçok kişisel gelişim kitabı dayanaklarını klişelere borçludur.

Örneğin, “Hayatta yapamayacağınız şey yoktur, yeter ki isteyin.” klişesi o kadar yanıltıcıdır ki. Benden duymuş olmayın ama hayatta yapamayacağınız birçok şey var. Sadece istemeniz yetmez çünkü. İstediğiniz şey için çok çalışmanız da yetmez bazen. Uğruna çok emek verdiğiniz şeyin sizin için uygun şey olması da gerekir. Şansınızın yaver gitmesi de gerekir. Doğru zamanlarda doğru yerlerde olmanız da gerekir. Bir sürü şey gerekir. Bu klişeye tutunup hayatınızda istediğiniz halde yapamadığınız şeyleri görünce kendinizi değersiz ya da başarısız hissetmemelisiniz.

Belki, o size göre değildi, ya da zamanı değildi. Bahsettiğim şey isteklerinizden vazgeçmeniz değil. Ne ise sizin için o konu, onun biraz derinine inmeniz. Yani “buzdağının görünmeyen kısmına” odaklanmanız; bu klişeye tutunmak daha akıllıca olabilir. Değiştirebileceğiniz şeyler varsa değiştirmeniz, geliştirmeniz gereken şeyler varsa geliştirmeniz ve bırakmanız gereken şeyler varsa bırakmanız. Unutmamak lazım, o sırada istediğiniz bir şeyin olmaması, başka güzel şeylerin olmayacağını ya da aradığınız anlamın başka bir şekilde hayatınızda varlık bulmayacağını göstermez.

Her gün yeni bir söz söylemenin peşinde koşmak güzel ama bunu yaparken tanıdık sözler de hep bizimle olacak. Her zaman olduğu gibi dozu önemli belki de. Klişelere fazla tutunmak bizleri düşünmekten uzaklaştırabilir, kabul duygusu ağır basabilir. Bu yüzden yaşattığımız klişelerin farkına varmalıyız. Farkında olmadan yanlış klişelere tutunmamalıyız.

Sizin en çok kabul ettiğiniz klişeler neler? Bunlar size iyi mi geliyor yoksa sizi aslında kabul duygusuyla hareketsiz mi bırakıyor? Sırf size öyle söylendiği için benimsedikleriniz var mı? Varsa belki de onlardan kurtulma zamanıdır. Çünkü “hiçbir zaman başlamak için geç değildir.”

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale