X

Dikkatimizi dağıtmadan, sadece kendimizi dinlemek mümkün mü?

Geceleri yatmadan bir saat, sabah uyanınca ilk bir saat dijital detoks yapıyorum. Yani dönem dönem değişiyor tabii ama yapmaya çalışıyorum, çünkü aradaki farkı çok net bir şekilde görüyorum. Resmen temiz kafayla uyanıyorum. Bazen oluyor bir fikirle uyanıyorum daha önce düşünemediğim. Harika bir metod temiz yaşam için. Öncelikle bunu herkese tavsiye ederek başlamak istiyorum.

Fakat geçen gün böyle uyanmadım. Uyandım, çok susadığımı fark ettim; tam elime bardağı alacaktım bir anda dikkatim dağıldı ve Instagram’a girdim. Uyandığım gibi de bir güzel zamansız, sınırsız dolandım oralarda. İnsan gerçekten bir noktadan sonra kayboluyor; çok fena. Ne kadar zaman geçirdim bilmiyorum; belki 1, belki 1.5 saat. Sonunda fark ettim biliyor musunuz susamış olduğumu. “Aaa ben susamıştım, resmen su içmeyi unuttum” dedim.

Televizyon, sosyal medya insanı öyle bir hipnotize ediyor ki, insan kendisine sağırlaşıyor. Bedenimin ihtiyacını uyandığım gibi duymuştum fakat dağılan zihnimle o 1,5 saat belki bana anlatmaya devam etti susuzluğunu; belki organları, beyni o kadarcık su ile nasıl idare etmek için daha çok efor sarf etti ama ben duymadım. Baktığım yer değişmişti ve uzaklaşmıştım bedenimden.
Dijital şeyleri bu açıdan çok tehlikeli buluyorum. İnsan kendisine yabancılaşıyor. Dışarıyı ezberliyor da kendisini tarif edemiyor. Ne acı.

Bu yöntemi, hepimiz olmasa da birçoğumuz, bize acı veya rahatsızlık veren duyguları bastırmakta da bir güzel kullanıyoruz. Dijital platformlar gibi yemeği de kullananlarımız vardır bu şekilde. Kendimden biliyorum. Mesela geçen sene gittiğim bir sinema filminde bir sahne o kadar duygu yüklüydü ki muhtemelen bilinçaltım o sırada bunun bana fazla geleceğine karar verdi ve ben kendimi mısırları ağzıma tıkarken buldum. Bir an bir boşlukta, tetiklenen duygularım gözlerimden, ağzımdan dışarı fırlayacaktı ki tuttum. Öyle bir tuttum ki boğazım çok acıdı.

Ne ara acıdan, hüzünden bu kadar ama bu kadar çok korkar hale geldik de görmemek, işitmemek için televizyonu, telefonu, yemeği vb. elimize ne geçerse kullanmaya başladık? Neden bu kadar panik? Evet, acı insanın en zor deneyimlerinden biri ama insan atlatıyor nihayetinde. Hangimiz acımızdan öldük? İnsanların evlatları, ana babaları vefat ediyor da geri kalanlar öyle ya da böyle devam etmiyor mu?

Halbuki o acıya alan açıp kendisine ifade yolu bulduktan sonra biz daha da güçlenmiyor muyuz? Bunları aynı zamanda kendime de sorup hatırlatıyorum bu arada şu anda.

Şimdi bakıyorum da küçükken bizim dikkatimizi dağıtacak televizyon dışında çok bir şey yokmuş ki ben onu da izlemeyi sevmezdim. Ergenlik zamanlarında televizyon izlemek hiç havalı değildi zaten. Açardım müziğimi, ağlardım eğer ihtiyacımsa. Eskiden yasımı ne güzel tutuyormuşum. Kaçmadan, ertelemeden. Unutmuşum da böyle yaptığımı son birkaç senedir. Çocukken daha mı cesurduk nedir? Bazılarımız belki şimdi “Çocuğun ne kadarcık sıkıntısı olacak ki?” diyecektir. Demeyin. Çocukları küçümsemekten gelmedik mi bu hale? Hep söylerim. Herkesin derdini kendi çemberinde değerlendireceksin. Küçümsemeden, kıyaslamadan, yargılamadan naif gözlerden dinleyeceksin.

Çocukken farkında olmadan aslında hüzünlerime, acıma çok da güzel alan açıp tuttuğumu dün hatırladım. Bundan sonra mı? O belli oldu. Bugüne kadar kaçtığım, alan tutmadığım, kendisini ifade etmesine izin vermediğim tüm acılarıma, öfkelerime, yaslarıma, baş edemediğim her hangi duyguma alan açacağım. “Hadi buyur ne söylemek istiyorsun bana? Sahne senin!” diyeceğim. Artık bastırmak, kaçmak, görmezden gelmek yok. Çünkü şimdi bakıyorum da yasımı yaşamayarak en büyük zararı da kendime vermişim. Ben, daha fazla kendime zarar vermek istemiyorum. Kendime değer vermeye başladıkça, kendimi sevmeye başladıkça kendimi iyi tutmak için ne varsa elimden gelen, onu yapmak istiyorum. Ve bu, şu an, hayatımın bu döneminde yasa, öfkeye, duygulara alan açmak ve tutmak benim için. Artık korkmuyorum. Buradayım.

Cesaretle…

İlginizi çekebilir: Beklerken hayat geçiyor: Hayatı hemen şu an yakalamak mümkün

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale