Anlık tatminlere karşı duyulan yoğun bir istek olarak tanımlanan dürtülerin kontrolü, insan olmanın en temel taşlarından biri. Bu kontrol yeteneği bazılarında daha güçlü, bazılarında ise daha zayıf. Bazı insanların neden uyuşturucuya, cinayet işlemeye, tehlikeli cinsel davranışlara meyilli olduğunun en temel yanıtı da burada yatıyor. Çocukken mutfakta duran keki alıp yemek veya herkesle birlikte yemek için beklemek, aslında ileride nasıl biri olacağınıza dair somut bir örnek teşkil edebilir.
Psikoloji araştırmaları zaman geçtikçe dürtü kontrolü ile işleyen bellek arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu tespit etti. İşleyen bellek, dikkat dağıtıcı unsurlara rağmen dikkatimizi toplamamızı sağlayan bir kaynak görevi görüyor.
Bu konuda yapılan son çalışmalardan birinde, ergenlerdeki işleyen bellek farklılıklarının, cinsel aktiviteyle ne kadar erken buluşacaklarına dair ipuçları verdiği tespit edildi. Yaşları 12 ile 15 arasında değişen 360 çocuğu iki yıl boyunca takip eden araştırmacılar, kişisel kontrol ve riskli cinsel davranış konularındaki işleyen bellek değişikliklerinin etkilerini inceledi. Irksal veya etnik bir geçmişe sahip olan bu çocuklar, alt ve orta sosyo-ekonomik ailelerden geliyorlardı.
Araştırmanın sonunda belleği daha zayıf olan çocukların dürtü eğilimlerinde daha büyük yükselişler olduğu ortaya çıktı. Araştırmanın başındaki isimlerden Oregon Üniversitesi‘nden Atika Khurana, çalışmanın sonuçlarını şöyle özetliyor:
“İşleyen belleğin en kilit noktası yönetici dikkat unsuru. Bu unsur, insanların başka şeyleri göz ardı ederek dikkatini belli bir konu üzerine yoğunlaştırmasını sağlıyor. Güçlü dürtüleri bastırma yeteneği, hareketlerinin uzun ve kısa vadedeki sonuçlarını değerlendirip dürtülerini kontrol etmesini sağlayan daha güçlü bir işleyen belleğe olanak sağlıyor.”
Khurana’ya göre bu sadece genetik veya çevresel etkilerle oluşan bir durum değil; her ikisinin de birleşiminden oluşuyor. İşleyen belleğin arkasında genetik nedenler olsa da çevresel etkilerden bağımsız olarak düşünmek de mümkün değil. Örneğin ailelerin sosyo-ekonomik özellikleri ve çocuklarına nasıl davrandıkları işleyen bellek gibi bazı bilişsel yeteneklerin gelişimini etkileyebiliyor.
Öte yandan güçlü dürtülerin üstesinden gelmek konusunda zayıf kalan ergenlerde işleyen bellek üzerindeki gelişmelerin, riskli cinsel davranışları kontrol etmede işe yarayabileceğini konuşuluyor.
Bu tür çalışmaların en önemli yanı, ne kadar sonuçsuz gibi görünse de çocukların dikkatini yoğunlaştırma yeteneğini güçlendirmek için gösterilen çabanın hala önemli olduğunu ve dürtü kontrol mekanizmasının geliştirilmesine yardım edebileceğini göstermesi.
Kaynak:
Psychology Today
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Aseksüellik: İçgüdüsel bir dürtü olarak tanımlanan cinselliğin kırılma noktası
Dikkatinizi toplamak için önce nasıl dikkatinizin dağıldığını bulmalısınız
Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nda Bilişsel Davranışçı Terapi