Hayatlarımız dijital çağda teknolojiyle giderek daha fazla iç içe geçiyor. Sosyal medya platformları, çevrimiçi forumlar ve dijital iletişim araçları günlük varlığımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken bu alanlar bize bağlantı kurma, kendimizi ifade etme ve deneyimlerimizi küresel bir izleyici kitlesiyle paylaşma fırsatları sunuyor. Bununla birlikte, dijital medyanın cazibesinin ortasında, çok önemli bir soru ortaya çıkıyor: Bu sanal alemlerde gerçekten kendimiz olabilir miyiz? Bunu yapabilmek çok mu zor?
Büyük bir özgünlük ikilemi yaşıyoruz
Dijital medya paradoksal bir ikilem sunar. Bir yandan, dikkatlice küratörlüğünü yaptığımız kişilikler oluşturmamıza, kendimizi görülmek istediğimiz gibi sunmamıza izin verir. Bizi, kendimizin idealize edilmiş, toplumsal beklentilere ve çevrimiçi eğilimlere uyan bir versiyonunu yansıtmaya ikna edebilir. Bu beğeni, takipçi ve doğrulama arayışında, özgünlük genellikle arka planda yer alır çünkü bu platformlar genellikle bireylerin yaşamlarının mükemmel bir versiyonunu sunmak için baskı altında hissettikleri bir karşılaştırma kültürünü teşvik eder. Bu teşvik de insanların gerçek benliklerini filtrelerin, cephelerin ve özenle hazırlanmış yayınların arkasına gizlemelerine, yargılanma veya reddedilme korkusu duymalarına neden olabilir.
Başkalarının görünüşte heyecan verici yaşamlarına sürekli maruz kalmak, yetersizlik duygularını şiddetlendirebilir ve bireyleri başkalarında algıladıkları heyecan verici, maceracı yaşamları yansıtan çevrimiçi bir kişilik yaratmaya itebilir. Bu durum FOMO (Fear of Missing Out) yani yenilikleri ya da fırsatları kaçırma korkusu olarak karşımıza çıkar. Ayrıca internetin göreceli anonimliği, bazılarını çevrimiçi trolleme veya tacizde bulunmaya itebilir. Diğer yandan bu sanal dünya bazen gerçek bağlantılara da alan açar. Gerçek benliklerimizi çevrimiçi olarak paylaştığımızda, kim olduğumuz için bizi takdir eden benzer düşünen bireyleri cezbeder, bu da daha anlamlı ve destekleyici çevrimiçi toplulukların oluşmasını sağlayabilir. Dijital medyadaki özgünlük, başkalarına ilham verebilir ve onları güçlendirebilir.
Peki bu noktada kendimiz kalabilmek neden önemlidir?
Özgünlüğü benimsemek, yanlış bir çevrimiçi imajın korunmasıyla ilişkili stres ve kaygının azalmasını sağlar. Artık gerçekçi olmayan standartlara göre sürekli ölçüm yapma ihtiyacı hissetmediğimizde zihinsel refahımız iyileşir. Mücadelelerimizi, kırılganlıklarımızı ve kişisel gelişim yolculuklarımızı belirli sınırlar çerçevesinde paylaşmak, benzer zorluklarla karşı karşıya kalan farklı kişileri motive edebilir ve onlara yardımcı olabilir.
Dijital medyada kendini yansıtma konusunda özgün olma stratejileri oluşturabilir miyiz? Tabi ki evet!
- Önce değerlerinizi, ilgi alanlarınızı ve tutkularınızı anlamak için zaman ayırın. Sizin için gerçekten neyin önemli olduğunu ve kendinizi çevrimiçi ortamda nasıl sunmak istediğinizi düşünün. Yani dürüst ve samimi paylaşımlar yapmak oldukça önemli. Hayatınızın hem önemli noktalarını hem de zorluklarını paylaşın. Deneyimleriniz, başarısızlıklarınız ve büyümeniz konusunda açık olun. Özgünlük genellikle kırılganlıkta yatar.
- Filtrelerinizi filtreleyin. Filtreler ve düzenleme araçları fotoğrafları geliştirebilirken insanları olmak istedikleri biri gibi gösteren sahte aynalara dönüşebiliyor. Bu nedenle filtreleri aşırı kullanımdan kaçının. Resimlerinizi geliştirmek ve kendinizin gerçekçi olmayan bir görüntüsünü sunmak arasında bir denge kurmaya çalışın.
- Tükettiğiniz ve etkileşimde bulunduğunuz içerik konusunda seçici olun. Gerçekçi olmayan standartları destekleyen hesapları takip etmeyi bırakın ve özgünlüğü ve kendini kabul etmeyi teşvik eden hesapları takip edin.
Dijital çağda, dijital medyada özgünlük arayışı hem kişisel gelişim hem de toplumsal refah için hayati bir yolculuktur. Kendimizin idealize edilmiş versiyonlarını yansıtmanın cazibesi devam ederken kim olduğumuza sadık kalmanın faydaları, dezavantajlardan çok daha ağır basar. Kendi kalabilme becerisi, gerçek bağlantıları teşvik ederek zihinsel sağlığı iyileştirir ve başkaları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmayı sağlar.
Kendini ifade etme ve rol yapma arasında bir denge kurmak, kişinin temel değerlerine ve kimliğine sadık kalırken dijital dünyada sağlıklı ve tatmin edici bir şekilde gezinmek için çok önemlidir.
Kendimizi sevmemiz için birinin bunu bize dayatmasına ihtiyacımız yok. Sadece kendimize ihtiyacımız var. Önce sor kendine: Dijitalde başkası olmaya neden ihtiyacın var?