X

Dijital göçebe aileler: Bir yandan çalışıp bir yandan çocuklarla seyahat etmek mümkün mü?

Dijital göçebe aile veya orijinal adıyla ‘digital nomad family’ kullanımına daha önce denk geldiniz mi? Her iki ebeveynin de çocuklarıyla seyahat ettiği, bir yandan da seyahatleri sırasında uzaktan çalıştığı yaşam ve iş tarzını anlatan bu terim, uygulaması çok zormuş -hatta belki de imkansızmış gibi gelse de- aslında dünyanın pek çok yerinde yaygın. Uzaktan çalışma sistemine uygun olan mesleklere sahip anne-babalar çocuklarıyla ve hatta evcil hayvanlarıyla birlikte ne zaman biteceği belli olmayan bir yolculuğa çıkıyor ve dünya turu başlıyor .

Pandemi ile birlikte yaklaşık %131’lik bir artışla adeta rekor kıran uzaktan çalışma sistemi, pek çok çalışanın evlerinden işlerini yürütebilmelerine imkan tanıdı. Ancak, zaman geçtikçe bu evden çalışma sistemi ‘dünyanın herhangi bir yerinden’ haline büründü ve birçok çift veya aile ‘dijital göçebe’ olarak tanınmaya başladı.

Dijital göçebeleri öncelikle daha genç ve çocuksuz olarak düşünebilirsiniz, ancak dünya genelinde pek çok çocuklu aile de uzaktan çalışma ve çevrimiçi okul seçeneklerinden yararlanarak dünyayı birlikte gezmeyi tercih ediyor. “Ah çocuklara tatil yapmak bile zor!” diye düşünürken hem çalışıp hem dünyayı gezmenin onlarla çok daha zor olacağına inanıyor olabilirsiniz ama ‘yapan yapıyor’ diyebilir miyiz ?

Ailece dijital göçebe nasıl olunur?

Elbette ki ailecek dijital göçebe yaşam tarzını benimsemenin karmaşıklığı, ayrıntıları, zorlukları, kolay yanları aileden aileye, aile üyelerinin arasındaki dinamiğe, çocukların karakterine ve gidilen ortamların, konaklanılan yerlerin çeşitliliğe göre farklılık gösterebilir. Çocukların yaşları, gelişim evreleri, yolculuklara (karavan, araba, uçak, tren vb.) adapte olup olamamalarına göre zorluklar yoğunlaşabilir.

Örneğin, tuvalet eğitiminden geçen, emzirilen veya yürümeye başlayan küçük bir çocukla seyahat etmek, daha bağımsız olan ve kendi başına ihtiyaçlarını giderebilen bir çocukla seyahat etmekten daha zor olabilir veya belki de birçok ebeveyne göre tam tersi de olabilir. Önemli olan, bu yolculuğa başlamadan önce bolca araştırma yapmak, her konuyu, her detayı iyice değerlendirmek ve seyahat hayatını aileniz için nasıl çalıştıracağınıza dair ayrıntılı bir plan yapmaktır. Bu konuda önce gitmek istediğiniz yerler hakkında bilgi toplayabilir, nasıl yolculuk edeceğinize, nerelerde konaklayacağınıza, rotanızın nereden başlayıp devam edeceğine karar vermeli, yola koyulmadan önce yolda yaşanabilecek pek çok duruma karşı hazırlıklı olmalısınız.

Dijital göçebelik konusunda ilham veren hesaplar

Halihazırda bunu yapmış özellikle yabancı platformlarda pek çok aileye ulaşabilir, onların deneyimlerinden faydalanabilirsiniz. Facebook grupları, sosyal medya hesapları, YouTube kanalları gibi farklı çevrimiçi ortamlardan yararlanabilirsiniz. Birkaç örneği değerlendirmek isterseniz; Digital Nomad Families, Location Independent Families, Worldschoolers, We Are Worldschoolers, Worldschooling Central, NomadTogether ve Unsettled gibi dijital göçebe ailelerin destek buldukları çevrimiçi topluluklara göz atabilirsiniz.

Peki, neden denemeye değer biliyor musunuz? Ya da birtakım zorluklarına rağmen neden çocuklu aileler uzaktan çalışmayı ve çocuklarıyla birlikte seyahat ederek yaşamayı tercih ediyor? Kısaca özetleyecek ve geçerli sebeplere bakacak olursak: Özgürlük hissi, harika anılar biriktirme, dünyayı, farklı kültürleri keşfetme. Düşünsenize tüm bu yolculuk hem sizin hem de çocuklarınız için unutulmaz bir hayatın tanımı olmaz mıydı?

Instagramda çocuklarıyla yola çıkan, dünyayı gezen ve bunu bir yandan çalışırken yapan çok fazla ebeveyn var. Bizim favori hesabımız: @quartiercollective. İlham olması için bir paylaşımlarını da ekleyelim, çok heyecanlanacağınızdan ve denemek isteyeceğinizden eminiz!

Belki uzun vadeli bir plan olmasa da çocukların okul tatilleri zamanına denk getirip bir şans verebilirsiniz; eğer uzaktan çalışıyorsanız bizce denemeye değer ! Kocaman dünya, kesinlikle keşfedilmeyi bekliyor…

Dijital göçebe aileler için eğitim

Tabii ki çocuklarınızın yaşı büyükse ve okul çağındaysalar yıl boyunca dijital göçebe bir aile olmak zor görünebilir… Ülkemizde henüz bunun örnekleri ve uygulamaları pek yaygın değil, ancak dünya genelinde uzaktan eğitim sağlayan pek çok okul var. Çevrimiçi okullar ve homeschooling (ev okulu) bunlardan en yaygın olanları.

Homeschooling seçeneği, dünyanın pek çok yerinde yaygın olarak tercih edilse de aslında sadece dijital göçebe aileler için tasarlanmış bir seçenek değil. En öz tanımıyla, evde eğitim olarak açıklanabilecek bu uygulama, çocukların okula gitmeden eğitim almaları için bir tercih. Çevrimiçi okullar ise tamamen internet üzerinden ilerleyen ve belli bir müfredatı tıpkı normal bir okul sistemiyle takip eden bir seçenek. Dünyadaki örnekleri arasında ABCmouse.com, Khan Academy, Time4Learning, Connections Academy, edX gibi okul öncesi çağından üniversite hazırlığına kadar hizmet veren pek çok online platform mevcut.

Biliyoruz ki, okul yalnızca çocukların akademik gelişimi için değil sosyo-duygusal gelişimleri, sağlıklı ilişkiler kurmaları, arkadaş edinmeleri için de oldukça önemli. Dolayısıyla ‘nasıl arkadaşlık kuracak’ diye merak ediyorsanız. Bu, sorunun cevabı elbette çocuklarınızın yaşına ve karakterine göre değişiklik gösterebilir, ancak genel olarak endişe etmemiz gerektiğini söylemek mümkün. Çok küçük yaştaki çocuklar, yeni doğanlar veya henüz yaşına girmemiş çocuklar için arkadaş edinme konusu çok önemli olmayabilir, ancak okul çağındaki çocuklar akranlarıyla kalıcı arkadaşlıklar kurmak isterler. Bu nedenle, hem teknolojinin nimetlerinden faydalanarak onları geride bıraktıkları arkadaşları ile iletişime devam etmeleri için teşvik edebilir hem de gittiğiniz yerlerde akranlarıyla bir arada olabileceği ortamlara dahil olmasını sağlayabilirsiniz.

Çocuklarınız yollara, seyahatlere alışsa ve arkadaşlıklar kurma ve var olan arkadaşlıklarını uzaktan geliştirme konusunda başarılı olsalar dahi ‘peki, dil engeli ne olacak?’ diye endişe edebilirsiniz. Dil engelleri, ailenizin yeni yerleri deneyimlemesini engellemeyebilir, ancak sizin ve çocuklarınızın her yerde iletişim kurmasını ve bağlı hissetmesini zorlaştırabilir. Öte yandan, göçebe yaşam tarzı, özellikle bir ülke veya bölgede daha uzun süre geçirirseniz, yeni dillere yoğun bir şekilde maruz kalma fırsatı sunar ve bu da öğrenme fırsatını artırır. Ayrıca, gittiğiniz yerlerde o dili konuşan bir yetişkenden, öğretmenden veya en azından üniversite öğrencisinden yarı zamanlı da olsa çocuğunuzla birlikte çalışması için destek olabilirsiniz. Kendi bildiğiniz yabancı dilleri çocuklarınıza öğretmeyi deneyebilir, ailenizle bir aradayken farklı dilleri konuşabilirsiniz. Merak etmeyin, çocuklar özellikle küçük yaşta yeni bir dil öğrenme konusunda oldukça başarılı, hırslı ve hızlıdırlar Ayrıca, şunu da hatırlamanızda ve çocuklarınıza hatırlatmanızda fayda var ki çocuğun en evrensel dili; ‘oyun’dur. Oyun aracılığıyla kendilerini akranlarına ifade edebilir, sağlıklı, mutlu bir iletişim kurabilirler.

Yollarda, farklı şehirlerde, ülkelerde zaman geçirmeye alıştıkça ve hem siz anne-baba olarak hem de çocuğunuz kendisini ‘dünya göçmeni’ olarak tanımlamaya başladığında her şeyin daha da kolay bir hal alacağını gözlemleyebilirsiniz…

İlham olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Çocukları tatilde de öğrenmeye devam etmeleri konusunda nasıl destekleyebiliriz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale