X

Diğer şehirlerden önce görmeniz gereken 15 Avrupa şehri

Dünya genelinde Avrupa, en popüler tatil rotaları listesinde 2. sırada yer alıyor. Bu da demek oluyor ki; gidilen en yaygın şehirler Paris, Londra, Roma hatta sıradan olmayanlar için Kopenhag. Peki, Kıbrıs’taki Paphos ya da Litvanya’daki Riga’yı gezi rotanıza eklemeyi düşündünüz mü? Büyük ihtimalle cevabınız hayır.

Birçok deneyimli gezginin de bize katılacağı gibi, görmeniz gerektiğini düşündüğünüz turistik şehirleri gezerken hayallerinizdeki Avrupa’yı kaçırıyorsunuz. İşte bu yazımızla Avrupa seyahatine bakış açınızı değiştirmeye çalışacağız ve turistik açıdan ücra kalan 15 Avrupa şehrini sizlere tanıtarak ufkunuzu genişleteceğiz.

1. Utrecht, Hollanda

Hollanda’ya gidenlerin ilk tercihi her ne kadar Amsterdam olsa da, genç nüfusun fazla olduğu, kanal boyunca uzanan ve büyüleyici tarihiyle her yaş grubuna hitap eden Utrecht görülmeye değer.

2. Edinburgh, İngiltere

İngiltere denildiğinde otomatik olarak Londra çağrışımı oluşsa da İskoçya’nın başkenti Edinburgh, kalesiyle ve yeşilliğiyle sizlere gelişim ve eğlence sunmayı garantiliyor.


3. Siena, İtalya

İtalya tatili başkent Roma’yı görmeden tamamlanmış sayılmaz” lafından sıkılanlar, yeni ve ferah bir yer arayışınız devam ediyorsa Siena tam size göre. Floransa yakınındaki en büyük ikinci şehir olma özelliği taşıyan Siena, alışveriş merkezi olma yolunda da emin adımlarla ilerliyor. Her gün müzeden müzeye gezmekten sıkılanlar için de ideal rota: Siena.

4. Marsilya, Fransa

Marsilya her ne kadar en çok ziyaret edilen ve en büyük ikinci şehir olsa da, şov yıldızının Paris olduğu su götürmez bir gerçek. Liman şehri olmasının getirdiği avantajla, deniz ürünleri sevenler için güzel bir alternatif sunuyor. Fransız kimliğinin şehrin öncülerinin getirdiği Yunan kültürüyle harmonisi şehri eşsizleştiren bir diğer özellik.

5. Maribor, Slovenya

Slovenya denilince akla Ljubljana gelse de, Slovenya kaçamağınıza Maribor’u mutlaka eklemelisiniz. Maribor, harika mimarisi, dünyanın en büyük üzüm asması, Fontana Terme Maribor gibi daha birçok spa merkezi ile dikkatleri çekiyor.

6. Bibury, İngiltere

Doğayla iç içe olmak ve rahatlamak isteyenler Bibury’ye bir hafta sonu planı yapabilir. Binlerce restoran ya da turistik aktivitelere boğulmadan sanat eserlerinde kaybolmak ve birçok sanatçının tablolarını inceleme fırsatını yakalamak istiyorsanız, Bibury keşfedilmeyi bekliyor.

7. Palmanova, İtalya

Resimden de göreceğiniz üzere, Palmanova altıgen şeklinde tasarlanmış. Nedenini merak edenlere hemen açıklayalım; ünlü katedral Duomo Digale’yi de içinde barındıran şehir meydanı Grand Piazza’ya çıkabilmek için. 1590’li yılların başından itibaren tahkimli bölge olan Palmanova’nın tarihi bir çekiciliğe sahip olmasının yanı sıra Ortaçağa özgü bir cazibesi de var.

8. Ronda, İspanya

Aşırı üretim ve yüksek oranda turist faktörlerinden zarar görmemesindeki en etkili faktör gösterişsiz, köyvari güzelliği olan Ronda sizler için güzel bir tercih olabilir. Resimde gördüğünüz geçit gezilip görülecek yerlerin başında geliyor.

9. Tallinn, Estonya

Diğer Avrupa şehirleriyle karşılaştırırsak, Estonya’da turizm hala yeterince aktif değil. 1997 yılında UNESCO tarafından “dünya mirası sit alanı” listesine eklenen sadece kendini korumakla kalmadı, müthiş bir gelişme kaydetti. Geleneksel Estonya mutfağını tadabileceğiniz restoranlar, şehrin tarihi tarafında bulunuyor. Kumu Sanat Müzesi ve Seaplane Limanı da görülmeden geçmemeniz gerekenler arasında yer alıyor.

10. Muhu Adası, Estonya

Turistlerin faaliyet alanına henüz girmemiş olan Muhu Adası, yaşam tarzı ve gelenekleri koruma yönünden Estonya’nın genelinden biraz ayrılıyor. Çiftlik binaları ve müzeler görülmesi gereken yerler arasında öncelik taşıyanlar. Eğer yazın gitmeyi planlıyorsanız, yaz ortasına denk getirmeye çalışmak isteyebilirsiniz; çünkü oldukça keyifli bir caz festivali düzenleniyor.

11. Lodz, Polonya

Polonya’nın en büyük şehirlerinden olan, ancak Varşova’nın gölgesinde kalmaktan kurtulamamış Lodz büyüleyici tarihi ile dikkat çekiyor. 2.Dünya Savaşı ve şehrin dört bir yanındaki Yahudi mahalleleri ile tarihi bir gezi planlayanların mutlaka görmesi gereken bir şehir olarak listemize ekliyoruz.

12. East Anglia, İngiltere

Turistler tarafından kuşatılmamış bir yer arıyorsanız, adresiniz İngiltere’nin doğu tarafı olmalı. İngiltere’nin genel özelliklerine uymayan sahil kasabası hayat tarzı nedeniyle pek bilinmeyen bölge, dönemsel festivalleri ve konserleriyle dikkat çekiyor.

13. Formentera, İspanya

Balearic Adaları’nda yer alan ve Avrupa’nın farklı yerlerinden turist akımına uğrayan Formentera, tatil anlayışı deniz-kum-güneş olanlara kapılarını açıyor. Birçok çıplaklar plajının da bulunduğu Formentera, sakin ve güvenli yapısını hiç bozmuyor.

14. Lewis Adası, İskoçya

Günümüz İskoçyası’nda bulunabilecek en geleneksel İskoç kültürünü Lewis Adası’nda bulabilirsiniz. Mimarisi ve kültürel gelenek görenekleriyle bilinen Lewis, çeşitli hayvan ve bitki örtüsüyle de tanınıyor ve koruma altına alınmış durumda. Görülmesi gerekenler listesinin başında Antik Calanish Taşları ve antik kalıntılar, Gearannan Köyü, St. Columba Şapel’i geliyor.

15. Turku, Finlandiya

Kış tatili sezonunda sunduğu imkanların dışında, diğer mevsimlerde ziyaret etmeyi düşünenleri de eğlendiren Turku, gezmeye değer bir şehir olarak listemizde yer alıyor. Peki, Turku’da neler yapabilirsiniz? Birçok müzeye ev sahipliği yapan şehir ayrıca 2 tane de müzik festivalini bünyesinde barındırıyor. Turku Müzik Festivali ve Ruisrock’ta keyifli vakit geçirebilirsiniz. Ayrıca yazları Paavo Nurmi Maratonu da düzenlenen etkinliklerden bir diğeri.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale