X

Diderot Etkisi: Tüketim sarmalından nasıl çıkabiliriz?

İhtiyacımız olandan daha fazlasını satın almamız için sayısız neden bulabiliriz. Bu nedenlerin bir kısmı toplum tarafından bize dayatılır. Ancak, kendi iç motivasyonlarımızdan başka nedenler de ortaya çıkar. Her iki durumda da, neden ihtiyacımızdan daha fazlasını satın aldığımıza dair sağlıklı bir anlayışa varmak değerli bir arayıştır. Bu alana girdiğimizde “Diderot Etkisini” ilginç bir kaynak olarak inceleyebiliriz. Ne de olsa 18. yüzyılda Denis Diderot adlı Fransız filozof tarafından ortaya koyulan aşırı tüketim arzusu, günümüzü şekillendiren temel bağımlılıklardandır.

Diderot Etkisinin en basit çıkarsaması şudur: “Bir tüketicinin varoluşuna yeni bir mülkün dahil edilmesi, genellikle sarmal bir tüketim döngüsü ile sonuçlanacaktır.” Başka bir deyişle, bir şey satın aldığımızda onu başka şeylerin tüketimi de izler. Bunu küçük şekillerde görebiliriz:

  • Yeni bir gömlek veya elbise alırız… ve minimalist bir gardırop muhafaza etmek yerine hemen onlara uygun yeni ayakkabılar aramaya başlarız.
  • Eve yeni bir kanepe buluruz… ve aniden oturma odamızdaki sehpaların değiştirilmeye ihtiyaç duyan eski ve perişan görünümü dikkatimize çarpar.
  • Yeni bir araba satın alırız… ve kısa bir süre sonra, araba yıkama, benzin veya park ücreti için para harcamaya başlarız.
  • Yeni bir eve taşınırız… ve bu vesileyle mevcut yatak odası takımımızı yenisiyle değiştiriveririz.

Her durumda gerçek şudur ki, zaten var olan eşyalarımız çoğu zaman işlevlidir. Ancak hayatımıza yeni bir materyal dahil ettiğimizde, tüketim sarmalının da kıskacına düşmeye meylederiz.

Denis Diderot bu döngüyü anlattığı kurgusal bir hikayesinde, “Arkadaşımdan yeni ve zarif bir sabahlık hediyesi almıştım. Ancak, sabahlığı aldıktan sonra, diğer tüm eşyalarımın ona kıyasla sıkıcı ve soluk görünmeye başladığını fark ettim. Onları, hatta duvarlardaki sanatı bile değiştirmeye başladım. Ve hikayenin sonunda eski sabahlığınım efendisiyken yenisinin kölesi oldum.” diye yazar.

Sahip olduklarımızla özdeşleşmeye başladığımızı ve özel kalıbımıza uyan yeni şeyler aramaya başladığımızı savunur. Modayı satın almanın nadiren kıyafetlerin işlevsel kullanımıyla ilgili olduğunu ileri sürer Diderot. Giyinmenin sadece vücudumuzu örtecek kumaş bulmakla ilgili değil de, kendinimizi ifade alanlarımızı temsil ettiğini de ekler felsefesine.

Kısmen psikolojik, kısmen de kasıtlı manipülasyon teknikleri ile umarsızca satın almaya yönleniriz, hatta bu aldıklarımızın çoğu, gerçek ihtiyaçlarımızı karşılayacak şeyler bile değildir.

Materyalizme olan bağımlılığımız kısmen içsel tatminizsizliklerimizle alakalıdır. Temelde kendimizden ve yaşamlarımızdan o kadar rahatsız oluruz ki bize neşe getirecek alternatiflerin arayışında harcarız benliklerimizi. Hissedilen o büyük boşluğu bazıları umutsuz bir aşk arzusuna, bazıları da daha büyük, daha iyi ve daha çok eşya ile doldurma isteğine devşirir. Peşinde olduğumuz şeyi elde ettiğimizde, bir de bakarız ki tüm o coşku kayboluvermiş.

Sürekli bir şeyler istemek mevcut durumumuzla ilgili tatminsizliğimizdir. Bizi şimdiki zamandan uzaklaştırır ve zihnimizde hayal kırıklığı yaratır çünkü çoğu zaman arzularımızı yaratmayı başaramayız ya da en azından öngördüğümüz biçimde isteklerimize kavuşamayız. Hepsinden kötüsü, istemek daha da fazla istemeye yol açar. Gerçek şu ki, acı yaşamlarımızın içeriğidir ve bu acıya neden olan da genellikle sürekli isteme ve arzulama halinde olmamızdır. Özlemlerin, bağımlılıkların ve arzuların ana kaynaklarını fark etmek, tamamen doyurucu ve kendi içinde yeterli olmak hissine adım atmanın da anahtarı olabilir.

İnsanlık olarak eğilimimiz daha az değil de, daha çok tüketmek çizgisinde yükseliyor. Bu eğilimden hareketle tüketim akışını azaltmak için aktif adımlar atmamız hayatımızı ve dünyayı daha yaşanılası bir hale getirebilir. Aşırı tüketimden uzaklaşmanın şifasını yaşamak için dünya sisteminin ve toplumumuzun kültürel ağının dayattığı emirlere uyma alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz. Gerçek memnuniyet belki de şimdiki anda, arzuların asıl nedenlerini fark ederek yaşamaktır…

İlginizi çekebilir: “İç sesini dinle” kabusu: İçgüdülerimiz her zaman güvenilir olmayabilir

Şerife Günaydın Karaköse: Yazar Şerife Günaydın Karaköse, 1980 Adana doğumlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Çağ Üniversitesi Özel Kamu Hukuku Yüksek Lİsansı'nı bitirmekle hukuk dünyasına girdi ve avukatlık mesleğine de halen devam ediyor. "Three", "The Shadow House","Happiest Hour","Uzaya Kaçan Küpe" ve "Keyfi Yanılsamalar" isimli kitapları hem Amazon hem de Barnes and Noble da online olarak yayımlandı. Yazarın denemelerini aktardığı www.allbyourselves.blogspot.com adlı bir blogu mevcut; aynı zamanda @mind_index Instagram profilinde de sanattan bilime, felsefeden psikolojiye kadar pek çok konu hakkında da içerik üretiyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale