X

Detoks yaparken dikkat etmeniz gerekenleri biliyor musunuz?

Bugünlerde nereye baksam neredeyse herkes muhtelif sıvı içecekler ile -Juicing ya da ağır bir diyet ile- detoks yapma peşinde… Bu süreçte fayda görebilmeniz için düzgün bir detoks programının nasıl olması gerektiğini bilmek gerekiyor. Uyguladığınız detoks programının yağ depolarınızdaki toksinleri kan dolaşım sisteminize doğru hareket ettirerek belirgin problemlere neden olmaması, tam tersine metabolizmanızı toksinlerden temizlemesi gerekir.

Birkaç ay önce eski bir arkadaşıma rastladım. O da, batıda sadece fiziksel bedendeki arınma işlemi olarak algılanan, moda olan detoks programlarından birisine başlamış ama bir süre sonra işlerin ters gitmeye başladığını fark etmiş. Filiz kırk yaşlarına yaklaşmakta olan, neşe dolu bir kadın ve nedereyse hayatı boyunca ideal kilosunun hep üzerinde olmuş. Yıllarca muhtelif diyet programlarını denemiş, birçok kilolar verip her seferinde tekrar aynı kiloları ve hatta fazlasını geri almış.

Problemin uyguladığı programlardan ziyade kendisinde olduğunu düşünen Filiz, sürekli kendini içten içe suçlayan, artık çaresizlikten bıkkın hale gelmiş genç bir kadın. İş yerindeki bir arkadaşının günlük olarak paketler şeklinde adreslere gönderilen “Yağ Yakan (!) Sıvı İçecek Detoksu” sayesinde verdiği 4,5 kilodan esinlenerek, hemen büyük bir şevk ile dünyada kilo verme programlarında şu anda trend olan bir Sıvı Detoks Paketi satın almış. Peki Filiz, bedeninin alışık olduğu rutin gıdaları bırakarak ve günlük kalori tüketimini şiddetli bir şekilde azaltarak kilo vermiş mi? Elbette vermiş.

Fakat programa başladığı 2. haftadan itibaren kendisini ciddi anlamda mutsuz ve rahatsız eden, şiddetli baş ağrıları, bedeninin farklı bölgelerinde ağrılar,  tüm ciltte kızarıklık ile birlikte kaşıntılar gibi başka problemler yaşamaya başlamış. Filiz’in tüm bu Sıvı İçecek Detoksu süresince farkında olmadığı en önemli konu, ani kilo verme esnasında hücresel sıvılar ve muhtelif bezlerinde saklanmış ve depolanmış olan toksinlerin, bedeninde serbestçe dolaşıma çıkmış olmasıydı. Ve işin en kötüsü izlediği detoks programında tükettiği gıdaların besleyici nitelikleri, bedenin detoksifikasyon sisteminin çalışmasını destekleyecek miktarda olmadığından, Filiz normal halinden çok daha fazla toksin yüklenmiş bir noktaya doğru sürüklenmişti. Ve bu semptomlar böyle bir tabloda son derece tipikti…

İdeal bir detoks programında olması gereken unsurlar nelerdir, bilmek ister misiniz?

İşte size aşağıda detoks sürecinizi harika bir yenilenme ve canlanma sürecine dönüştürecek olan sadece beslenmeyle ilgili olan bölüm maddelerini sıralıyorum;

  • Yüksek kalitede protein kaynaklarını tercih edin   


Neden? Proteinden elde edilen amino asitler, enzimler ve karaciğer detoksunun gerçekleşebilmesi için gerekli bileşenlerdir.

Öneri: Börülce, kurufasulye, nohut, mercimek, fındık, ceviz, badem, bakla, barbunya gibi bitkisel protein kaynaklarını tercih edin. Ya da organik olduğundan emin olduğunuz kümes hayvanları ile yumurta ve cıva içerme ihtimali düşük olan küçük, yağlı balıkları.

  • Yeterli besin maddesi tüketin  

Neden? Toksinlerden arınmak oldukça karmaşık bir  süreçtir. Bu süreç esnasında beden bir dizi vitamin, mineral ve diğer besin gruplarından faydalanır.

Öneri: B-complex vitamini alın, içinde methylcobalamin ve methylfolate bulunmasına dikkat edebilirsiniz. Besleyici özelliği yoğun olan taze ve renkleri canlı ve parlak sebze ve meyveleri tüketin.

  • Sebzelerden turpgillere öncelik verin

Neden? Bu familyadaki sebzeler karaciğer detoksunu ve östrojen değişimini destekler.

Öneri: Brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, lahana, koyu renkli yeşillikler tüketin. Bu sebzeleri çiğden değil, her zaman hafif pişirerek tüketin. Çünkü turpgiller, tiroid hormonunun çalışmasını azaltan etkileri içerirler. Bu tür iyot eksikliği yaşayan kişilerde turpgillerin pişirilerek tüketilmesi bu sorunu en aza indirgeyecektir.

  • Antioksidan açısından zengin besinleri hatırlayın 

Neden? Çok aşamalı olan detoks süreci boyunca, koruyucu besin maddeleri tarafından bariyer oluşturulmadığı takdirde, bedenimiz zarar verici toksik metabolitler oluşturabilir.

Öneri: Vitamin C açısından zengin besin grupları ile magnezyum, selenyum takviyeleri ve besleyici özelliğinden ziyade, bedeni hastalıklardan korumakla görevli olan güçlü fitokimyasalları barındıran
sarmısak, soğan, meyve ve koyu ve parlak renkli sebzeleri her menünüzde bulundurun. Ayrıca enginar, zerdeçal ve kişniş silymarin içerir. Silymarin karaciğer detoksunu destekleyici bir antioksidan olup, en fazla devedikeninden elde edilir. Milk Thistle adı altında satılan bu öz karışımı piyasadaki itibarlı markalarda bulabilirsiniz.

Önemli not: Fark ettiyseniz detoks süresince karaciğer temizliği ön planda tutuluyor. Bunun ana nedeni karaciğerin vücudun detoks organı olmasıdır. Karaciğer vücudumuza giren 5 binden fazla zararlı maddeyi süzerek temizler. Karaciğer çalışmazsa kanda zararlı maddeler olan toksinlerin oranı artar. Bu da kalp, beyin ve böbrek gibi önemli tüm diğer organlarımızı çalışmaz hale getirir. Karaciğer ayrıca hormonlarımızı da olması gereken düzeylerinde tutar. Örneğin, şekerin vücudumuzdaki seviyesini karaciğer ayarlar. Yani karaciğerimiz iyi çalışmıyorsa diyabet ortaya çıkar. Ya da karaciğer vücutta östrojen hormonunun fazlasını yıkamadığında, erkeklerde dişilik hormonlarının sağladığı meme gibi uzuvlarda büyüme başlar.

  • Bolca temiz ve canlı su için 


Neden?
Detoks sürecinin en önemli bölümlerinden bir diğeri de toksinlerin idrar ve ter yolu ile bedeni tahliye sürecidir. Aşırı sıvı kaybı sebebi ile bedeninizde daha fazla toksin yüklemesi olacağını unutmayın ve amacınıza erişmek için en az 1,5-2 litre saf suyun (çay, kahve, meyve suyu vb. sayılmaz) bedeninizde akmasına izin verin.

Öneri:  Plastik şişelerde saklanan suları tüketmekten kaçının. Suyu cam şişede satın alın veya ormanlardaki canlı su kaynaklarından temin ederek, tüketmeyi tercih edin. Hiçbirisini yapamıyorsanız evdeki plastik damacanadan cam sürahiye ve iş yerinde içmek üzere kullandığınız cam ya da seramik mataranıza doldurduğunuz suya hoş melodili müzikler (klasik müzik, mantra müzikleri, doğa sesleri vb.) dinlettikten ve/veya niyetlerinizi de yükledikten sonra suyu içiniz.

Detoks süresince uzak durmanız gerekenler

  • Alkol, tütün, reçetesiz ilaçlar ve uyuşturucu kategorisine giren haplar.
  • Kafein. Kafein karaciğer tarafından metabolize edilse de, alımını azaltmak detoks süresine ciddi destek olur. Eğer kafeini günlük olarak büyük oranlarda tüketmeye alışıksanız, baş ağrısı gibi semptomlar yaşamamak için kademeli olarak azaltınız. Eğer kahve içmeye devam edecekseniz organik olanını tercih ederek (decaf değil), az tüketmeye özen gösterin.
  • Doğal olmayan hiçbir şey tüketmeyin. Bir şeyi yemeden önce “100 sene önce bu gıda maddesi doğada var mıydı?” diye düşünün ve yemeyin.
  • İşlem görmüş, rafine edilmiş, genetiği ile oynanmış besinlerden uzak durun. Paket içerisinde olan ve besinin orijinal şeklinde bulunmayan her yiyecek maddesini reddedin ve alışveriş esnasında almayın.
  • İşlenmiş şeker ve her türlü suni tatlandırıcıdan da uzak durun. Pekmez, hurma, bal, palmiye şekeri, akçaağaç şurubu gibi doğal tatlandırıcıları da fazla kullandığınız takdirde, yüksek fruktoz miktarı sebebiyle karaciğere stres oluşturabilir, unutmayın.

Detaylı bilgilere  www.ebrusinik.com adresinden ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Bütünsel sağlığın esasları: Ayurvedik yaşama giriş

Ebru Şinik: Yüzyılımızda Bütünsel Sağlık ve Kuantum Tıbbı’nın en güçlü liderlerinden olan ünlü doktor, yazar ve filozof Dr. Deepak Chopra’nın öğrencilerinden ve California’da bulunan Chopra Center eğitmenlerinden olan Bütünsel Sağlık ve Ayurveda Uzmanı Ebru Şinik, Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi’nin kurucusu, lider danışman ve eğitmenlerindendir. Şinik, Yükselen Çağ’ın kuruluş amacını; “Hayatlarımızı daha sağlıklı, daha enerjik, daha huzurlu, daha mutlu ve neşe içinde bir farkındalık hali ile yaşamamızı sağlayıcı, bilimsel altyapılı kadim tekniklerin günlük rutine kolaylıkla eklenerek, genel yaşam kalitesinin yükselmesini sağlamaktır” diye özetlemektedir. “Mind-Body Medicine” (Beden-Zihin Tıbbı) çerçevesinde Türkiye’deki ilk Bünye Dengeleyici Ayurvedik Kişisel Bakım Ürünlerini üreten Şinik, ülkemizde Yönetim Kurulu düzeyinde de meditasyon eğitimi veren yegane kişilerdendir. Şinik, “İyi Ol, Mutlu Ol” sloganı çerçevesinde “Kişisel ve Kurumsal Wellbeing Programları” yürütmekte ve yaşam kalitesini yükselten kadim bilgilerin ışığında hayatlarımızı stresten uzak, daha sağlıklı, farkındalıklı ve bilinçli seçimler yaparak yönlendirmenin pratik yollarını paylaşmaktadır. “Nefeste Saklı Hayat”, “Ebru Şinik’den Bütünsel Detoks Önerileri” ve “Genleriniz Kaderiniz Değildir” isimli üç kitabı ve “Gündelik Yaşam için Kadim Nefes Teknikleri” isimli eğitim DVD’si olan Şinik, ayrıca “Şahsa Özel Bütünsel Sağlık, Well-Aging ve Ayurvedik Yaşam Danışmanlığı” hizmetleri vermektedir. Şinik’e ait web site adresleri aşağıda sıralanmıştır: • www.yukselencag.com • www.ebrusinik.com • www.nefestesaklihayat.com • www.wellagingturkiye.com • www.meditasyonvenefes.com • www.ayurvedikyasam.com • www.store.yukselencag.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale