Dertlerinizi ne küçümseyin, ne de fazla önemseyin
Muhakkak başınıza gelmiştir. Bir arkadaşınıza bir derdinizden bahsedersiniz ve ondan “Aman canım bu da dert mi? Milletin ne dertleri var” şeklinde bir laf işitirsiniz. İçinizde derdinize yönelik bir yığın sarf edilmemiş sözcükle birlikte susup kalırsınız. Kimimizin dertleri çocukluk yıllarında aileleri tarafından küçümsenmiştir. İşte bu yüzden de kendi derdimizi küçümseme, bizden daha büyük dertleri olduğunu düşündüğümüz insanları aklımıza getirerek kendimizi suçlama alışkanlığına sahibizdir.
Oysa bir derdimiz varsa ona saygı göstermeli, ona kulak vermeli ve eğer mümkünse onu çözmek için çaba harcamalıyız. Bazı insanlar da derdini küçümseme davranışının tam tersini sergileyerek dertlerini fazla önemserler. Bu tip insanlar sanki sadece dertlerinden ibarettirler. Durmadan şikayet edip durdukları dertleri adeta hayatlarının odak noktası haline gelmiştir. Çözüm önerilerine kulak tıkayarak sürekli dertlerinden bahsederler.
Hayattaki her konuda olduğu gibi problemlerimize olan yaklaşımımızda da denge çok önemli. Yani bizler ne dertlerimizi küçümseyip görmezden gelelim, ne de onların varlığını gereksiz yere abartalım. Eğer siz de dertlerinize fazla odaklandığınızı düşünüyorsanız öz-merhamet konsepti yardımınıza koşabilir.
Öz-merhametin unsurlarından biri ortak paylaşımların bilincinde olmaktır. Bu boyut yaşamın mutlu veya sıkıntılı deneyimlerinin, sadece kendi benliğine özgü olmadığına ve diğer tüm insanların benzer deneyimler yaşadıklarına ilişkin farkındalığı ifade eder (Korkmaz, 2017). Öz-merhametin diğer bir unsuru ise bilinçlilik/farkındalıktır (mindfulness).
Bu boyut bireyin yaşamın en sıkıntılı ve üzücü duygularını kabul etmesine yardımcı olan, ancak bu duygular tarafından sürüklenmesine izin vermeyen bir bilinçlilik halidir (Neff, 2003., Akt. Korkmaz, 2017). Bir dahaki sefere kendinizi dertlerinizle fazla haşır neşir bir şekilde bulduğunuzda durun ve düşünün. Derdiniz size ne anlatmaya çalışıyor? Derdinize çözüm bulmak için neler yapabilirsiniz? Dünyada bu derde sahip olan tek insan siz misiniz?
Yani burada izleyeceğimiz yol dertlerimizi onları küçümsemeden, yargılamadan analiz etmek, daha sonra da derdimize çözüm yolları aramak. Derdimize sahip olan diğer insanların da varlığını hatırlayarak yalnız olmadığımızı anlamak. Unutmayın bu dünyada her sorunun illa ki bir çözümü vardır. Size dertleriniz de dahil kendinizle ilgili her hale öz-merhametle yaklaştığınız günler diliyorum.
Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için [email protected] adresine yazmanız yeterli. 2020 yılını “Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Hayatı güzelleştirmeyle ilgili psikoloji egzersizlerini ise @ranakutvan Instagram hesabımdan paylaşıyorum.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Korkmaz, N. E. (2017). Öz-Güven Bir Yanılsama Olabilir Mi? Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research
Cilt: 10 Sayı: 51 Volume: 10 Issue: 51 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 Doi Number: http://dx.doi.org/10.17719/jisr.2017.1787
Neff, K. D. (2003a). “Development and validation of a scale to measure self-compassion”, Self and Identity, S. 2, ss. 223-250.
İlginizi çekebilir: Stres yönetiminde en önemli adım: Kendinize iyi davranın