X

Ders, gerçekten de biz öğrenene kadar devam eder mi?

Bir Şaman öğretisi der ki; ‘Ders, sen öğreninceye kadar devam eder.’  Ediyor mu gerçekten de? Var mı sizin de hayatınızda bir türlü ‘şeytanın bacağını kıramadığınız’, aynı yerde dönüp durduğunuzu hissettiğiniz, çok benzer olayların başınıza tekrar tekrar geldiği, kendinizi aynı çıkmazlarda bulduğunuz durumlar? Hangimizin yoktur ki…

Büyük kaygı ve korkularla girdiğim otuz yaşımın bitmesine sayılı gün kalmışken yine içsel muhasebelerimle boğuşurken buldum kendimi. Ve en çok aklımı kurcalayan sorulardan biri de; ‘Aynı döngüde takılıp kaldım mı?’ Bu tür soruları cevaplarken insan başkasını kolay eğliyor da kendi gönlünü öyle kolay avutamıyor. Daha sert, daha acımasız yaklaşıyor kendine, hatalarını, pişmanlıklarını şefkatle sarıp sarmalayamıyor, yerden yere vuruyor hatta kimliğini, yaşanmışlıklarını. Ben öyle yapıyorum ya da.

Bakıyorum olmuşlara, daha bitmemiş derslerim diyorum; bitseydi, hala aynı düşünceler kafamda olmazdı, aynı şeyleri yaşayıp ‘şaşırıyormuş’ gibi yapmazdım, bunu da öğrendim artık ve geçmişte yaptığımı yapmadım diyebilirdim. Belli ki öğrenmediğim çok şey var daha ya da öğrenmemek için direndiğim, şeytanın bacağını kıramadığım, kendimi tekrarlayan döngülerden çıkaramadığım çok şey var hala.

Hayatta en sık karşılaştığımız, tekrarlayan durumların, aslında hayattan öğrenmemiz gereken derslerle ilgili olduğunu biliyorum, biliyorum bilmesine ama çoğu için aynı tepkileri vermeye devam ediyorum ve evren de bana yine aynı tepkisiyle cevap veriyor. Ne o vazgeçiyor ne de ben.

Ama onun gücü karşısında benim neredeyse etkisiz eleman olduğumu düşünecek olursak, bu ısrarım evrene değil, bana zarar. Çünkü belli ki evren ben anlayana, tepkimi değiştirene kadar devam edecek, o zaman daha fazla hırpalanmadan ona farklı bir cevap vermek, benim lehime. Tabii söylemesi yapmaktan daha kolay, bunu da biliyorum.

Eski alışkanlıklar yeni kapılar açmaz

Şüphesiz ki eski alışkanlıklarımız, yeniliklerin önündeki en büyük engel, daha doğrusu kendimizi keşfetmenin önündeki en büyük engel. Aynı rutinlere, aynı davranışlara, aynı düşünce kalıplarına saplanıp kalmak, bizi değişimden uzak tutuyor. Oysa ki hayatın bize sunduklarına karşı açık olmak ve daha fazlasını alabilmek için eski alışkanlıklardan kurtulmak şart. Bu, ister başımıza gelen aynı olaylara verdiğimiz tepkileri değiştirmek olsun, ister davranış kalıplarımızı, ister insanlara olan yaklaşımımızı, fark etmez, yeter ki farklı olsun. Ne demişler; old keys won’t open new doors. Öyleyse, anahtarları yenileme zamanı.

Değişim, belirsiz ve ürkütücü, kesinlikle benim için de öyle. Konfor alanlarımızın içerisine öylesine hapsolduk ki kıpırdayamayacağımızı hissediyoruz, ben de öyleyim. Ama fiziksel bir alan değil benimki -öyle olsa her şey çok daha kolay olurdu muhtemelen- daha çok mental bir konfor, kırmakta zorlandığım. Yine de çıkmadık candan umut kesilmez; yaşlanıyorsak ölmüyoruz ya, hala bir şeyleri değiştirebiliriz. ‘Nasıl’ını ben de bilmiyorum ama en azından inancım tam. Ne yapacağını bilmek kadar olmasa da, ne yapmaman gerektiğini bilmek de kıymetli.

Hayatınız, günlük bir dizi olsaydı izler miydiniz?

Evet, soru çok net, fazla açıklamaya da gerek yok: Hayatınız, günlük bir dizi olsaydı izler miydiniz?

Düşünün ki kendinizi güne başlarken, işe/okula giderken, çalışırken, yemek hazırlarken/yerken, bir yerlere giderken, insanlarla takılırken izliyorsunuz, çekici gelir miydi hayatınız size? Bir haftalık yaşantınızın Netflix’te mini dizi serisi olarak yayınlandığını canlandırın gözünüzde, insanlar hayranlıkla izler miydi, imrenir miydi hayatınıza, sizden ilham alırlar mıydı, ne güzel hayat, ben de böyle yaşamak istiyorum derler miydi? Yoksa, ne sıkıcı ya da içim karardı deyip hemen başka diziye geçerler miydi?

Bu soruyu kendime sorup üstüne düşündüğümde canım sıkılmadı desem yalan olur ama biraz ‘acımasız’ görünse de bazı gerçekleri fark etmek için etkili bir soru olduğunu düşünüyorum.

Siz sorunun üzerine düşünürken -inanın tek kelimelik ve bir çırpıda verilecek cevap bulmak zor- ben de yazımın sonuna naçizane birkaç tavsiye ekleyeyim.

Yeni yaşıma girerken veya yeni yaşımda okumayı planladığım birkaç kitap ve izlemenin faydalı olacağını düşündüğüm birkaç film not almıştım kendime. Hayatınızın bir yerlerinde siz de yeniliklere, ilhama, değişim cesaretine ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız belki okumak ve izlemek istersiniz.

Şimdinin Gücü – Eckhart TolleŞimdinin Gücü –, Man’s Search for Meaning – Viktor E. FranklMan’, Rezonans Kanunu – Pierre FranckhRezonans Kanunu –, Beni Gözünüzde Büyütmeyin – Gülse BirselBeni Gözünüzde Büyütmeyin –, İnsan Geleceğini Nasıl Kurar (Kendini İnşa Etmenin Yolları) – İlber Ortaylıİnsan Geleceğini Nasıl Kurar (Kendini İnşa Etmenin Yolları) –, okunacaklar listemde. Eğer İlber Ortaylı’nın bundan önceki kitabı Bir Ömür Nasıl Yaşanır’ı okumadıysanız, onu da listenize eklemenizi öneririm. Aslında hepsi farklı tarzda ve farklı konular işleyen kitaplar ama ben böyle karma bir ilhama ihtiyaç duyduğumu hissediyorum, ilginizi çeken eserlerse bir göz atın derim.

İzlediğim ama tekrar izleyeceğim ve izlemediyseniz mutlaka izlemenizi önereceğim; Inside Out 1 ve 2. Ben ilk filmi de geçen hafta izledim 2.’yi izlemeden önce ve çok pişman oldum daha önce izlemediğim için. Ve henüz izlemediğim ama tam da bu anlattıklarımla uyuşan bir film olduğunu düşündüğüm, 1993 yapımı Groundhog Day de listemde.

Kısacası, değişim kendiliğinden gelmiyor, bir şeylerin farklı olmasını istiyorsak harekete geçmek şart. İlham olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Let Them Theory: Beklentileri yönetmenin ve iç huzuru bulmanın anahtarı

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale