X

Dermatologların en sık karşılaştığı cilt problemleri ve cilt sorunlarına özel beslenme ve çözüm önerileri

Hepimiz sağlıklı, pürüzsüz ve ışıltılı bir cildin hayalini kurarız. Ne var ki pek çoğumuz yatmadan önce mutlaka makyajımızı temizlemek, cilt tipimize uygun ürünler kullanmak ya da güneşten korunmak gibi en pratik bakım önerilerini bile uygulamakta zorlanırız. Aslında cilt bakımında dikkat etmeniz gereken belli başlı kuralları göz önünde bulundurduğunuzda hayalini kurduğunuz sağlıklı cilde ulaşmak hiç de zor değil. Farklı cilt problemleri yaşayan ya da yaşadığı problemlerin nedenini bulmakta zorlananlar için cilt bakımında yapılan hatalar, dermatologların en sık karşılaştığı cilt problemleri ve bu problemlere özel bakım ve beslenme önerilerini bir araya getirdik. 

Cilt bakımında en sık yapılan hatalar

1. Yanlış ürünler kullanmak

Yağlı, kuru, karmaşık… Hepimizin cilt tipi birbirinden farklı. Dolayısıyla cilt tipinize ve cildinizin ihtiyaçlarına uygun ürünler de birbirinden farklı. Nasıl hasta olduğumuzda herhangi bir ilaç kullanmadan önce doktora danışıyorsak, cilt problemleri için de konunun uzmanı bir dermatologla görüşmek önemli. Hele ki sorunu kendi bildiğiniz yöntemlerle çözmeye çalışıyorsanız, daha büyük sorunlara yol açabilirsiniz.

2. Cildinizin verdiği sinyalleri göz ardı etmek

Aslında cildimiz de, tüm diğer organlarımız gibi neye ihtiyacı olduğunu sık sık dile getirme becerisine sahip; yapmanız gereken yalnızca kulak vermek. Cildimizin en büyük organımız olduğunu göz önünde bulundurarak, size verdiği sinyalleri dikkatlice dinlerseniz, verdiği mesajları da daha kolay algılayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken başlıca cilt problemlerini ise kuruluk, fazla yağlanma, iltihap ve akne olarak sıralayabiliriz.

3. Cilt bakım rutinini aksatmak

Cildimizin, ilgiye ve bakıma ihtiyacı olduğu bir gerçek; özellikle de lazer ya da peeling gibi düzenli cilt bakım teknikleri uyguluyor ya da uygulatıyorsanız… Bu tarz uygulamalarda verilen talimatlara uymak ve öncesi/sonrası bakımına özen göstermek, istediğiniz sonuçlara ulaşmak için de oldukça önemli. Çünkü bu bakımları atladığınızda hedeflediğiniz sonuçları almanız gecikebileceği gibi, tedavi sonrası iyileşme süreciniz uzayabilir. Konu bakım olduğunda küçük uygulamalar büyük farklar yaratabilir.

4. Cildinizle çok uğraşmak

Cilt bakımını aksatmak kadar zararlı bir diğer alışkanlık da cildinizle çok fazla uğraşmak. Peeling, ovalama, serum, maske ve cilt bakım cihazlarını çok sık kullanmak da cildinizde beklenmedik sorunlara neden olabilir. Çok sayıda ürünü bir arada ve çok sık kullanmak, özellikle de yanlış ürünleri kullanıyorsanız; sivilce, hassasiyet, iltihap ve dermatit gibi pek çok problemi beraberinde getirebilir. Cildinizi düzenli olarak nemlendirmek, temizlemek ve güneş bakımını ihmal etmemek; sizi asla yanıltmayacak bir cilt bakım rutini.

5. Sivilceler ve siyah noktalarla oynamak

Sivilcelerinizi sıkmak durumu asla olduğundan daha iyiye götürmez; ne şimdi ne de gelecekte. Sivilce ve siyah noktalarınızla oynamak yara izleri ve pigmentasyon sorunlarına yol açabileceği gibi, bu yanlış uygulama yıllar içerisinde hiperpigmentasyon gibi daha büyük bir cilt problemi olarak karşınıza çıkabilir. Sivilce ve siyah noktalarınızı kendi haline bırakmanızda ya da dermatologunuz tarafından tavsiye edilen cilt bakım ürünleriyle bakım yapmanızda fayda var.

6. Güneş korumasını ihmal etmek

Dermatologların şiddetle uyardığı bir diğer konu, korunmadan güneşlenmek. Melanoma yani cilt kanseri 25-29 yaş arası kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri ve güneşin altında korunmasız kalmak UVA ışınlarının etkisiyle bu riski %59 oranında artırabiliyor. Diğer yandan güneş, cildinizi de yaşlandırıyor.

7. Her problemin siyah nokta olduğuna inanmak

Burnunuzda herhangi bir şişkinlik gördüğünüzde siyah nokta olduğunu düşünüp hemen sıkmak isteyebilirsiniz. Ne var ki, karşılaştığınız her küçük şişkinlik ya da renk değişimi siyah nokta olmayabilir. Siyah noktalar çoğu zaman gözeneklerle karıştırılabiliyor; siyah nokta olmayan gözenekler sıkıldığında ise sebasöz de denilen yağ bezlerine zarar verme ihtimaliniz oldukça yüksek. Genetik etkenler ya da cilt yaşlanması gözeneklerinizin büyümesine neden oluyorsa, gözeneklerinizi küçültmek için retinoid, eksfoliant gibi ürünler kullanabilir, gliserin, seramit veya hyaluronik asit bazlı nemlendiriciler kullanabilirsiniz.

Cilt problemlerine göre beslenme önerileri

Kuru bir cilt, enflamasyon, erken yaşlanma ve sivilce gibi problemler en sık görülen cilt sorunlardan ve aslında sorunları çözmek için her zaman çok pahalı ürünlere ihtiyacınız yok. Dermatologunuzun cilt tipinize özel önerilerinin yanı sıra, sağlıklı beslenmeyle de bir çok sorununuzu çözebilirsiniz.

Problem 1: Kızarıklık – Çözüm: Antioksidanlar

Konu cilt bakımı olduğunda antioksidanların önemi yadsınamaz. Antioksidanların içeriğindeki doğal kimyasallar vücudunuzu hava kirliliği, zararlı kimyasallar, güneş ışığı ve stres gibi dış etkenlerin verdiği zararlara karşı içten dışa korumaya yardımcı olur. Tüm sebze ve meyvelerde bulunan antioksidanlar bakımından en zengin içeriğe sahip olanlar, yeşil, mor, kırmızı gibi koyu renkli meyve ve sebzeler. 

Problem 2: Sivilce – Çözüm: Probiyotikler

Sağlıklı bir sindirim sistemi, kendisini dış görünüşünüzde de belli eder. Eğer sivilceleriniz artmaya başlasıysa, sindirim sistemi sağlığınızla ilgili henüz farkında olmadığınız problemler olabilir. Çünkü vücutta istenmeyen maddeler için bir bariyer olan sindirim sistemi zarar gördüğünde, toksinler kendilerini önce cildinizde gösterir. Çözüm yolu ise sindirim sisteminize dost bakteriler olan probiyotiklerden geçer. En önemli probiyotik kaynakları olarak yoğurt, kefir, kombuça, kimçiyi sayabiliriz. Vücudunuzdaki probiyotikleri beslemek içinse prebiyotik içerikli muz, enginar, pırasa, elma gibi sebze ve meyveleri tüketebilirsiniz.

Problem 3: Kuruluk – Çözüm: Sağlıklı yağlar

Kuru bir cilt, susuzluğun göstergesidir. Kuru bir cildin en iyi dostu tabi ki düzenli olarak su içmek. Sonrasında avokado, zeytin, fındık ve fıstıklar, çekirdek gibi sağlıklı yağları porsiyon kontrolüyle tüketerek cildinizin nemlenmesine yardımcı olabilirsiniz. Hindistan cevizi yağının hem yiyip içerek tüketebileceğiniz hem de cilt bakım rutininize ekleyebileceğiniz sağlıklı yağlar arasında yer aldığını da söylemeden geçmeyelim.

Problem 4: Şişkinlik – Çözüm: Su

Her ne kadar ters bir öneri gibi görünse de; hücreler kuru bir ortamdayken, ortama daha fazla su eklendiğinden, kabarmaya ve şişmeye meyilli olurlar. Dolayısıyla daha çok sıvı tüketmek hücrelerinizin su ihtiyacının normal düzeyde karşılanmasını sağlayarak kabarıklık ve şişkinliği de alacaktır. Eğer su içmeyi henüz alışkanlık haline getiremediyseniz, antioksidan içeriğiyle başka problemlerinize de iyi gelecek yeşil çay gibi seçenekleri deneyebilir; içme suyunuza tatlandırmak için narenciye, salatalık ya da zencefil ekleyebilirsiniz. Son olarak tuz tüketiminizi azaltmak da etkili olacaktır.

Problem 5: Kırışıklıklar – Çözüm: Kolajen

Kırışıklıklar, beslenmenizdeki ufak değişikliklerle hemen çözülebilecek bir konu olmasa da, kırışıkları oluşmadan önlemek ya da kırışık oluşumunu geciktirmek için beslenebilirsiniz. Yalnızca cildiniz için değil bağırsaklarınız için de harika bir protein olan kolajen, kırışıklıklarla savaşta oldukça etkili. En güçlü kolajen kaynakları arasında kemik suyu, sardalya ve kolajen tozlarını sayabiliriz. Eğer vegan besleniyorsanız, kelp gibi yosunları deneyebilirsiniz. A vitamini, C vitamini, antosiyanidin ve prolin bakımından zengin besinler de kolajen üretimini desteklediği için, yumurta beyazı, lahana, yaban mersini ve fındık tüketebilirsiniz. Cildin esnekliğini ve formunu korumasını sağlayan kolajen, zamanla kırışıklıkları önlemenize yardımcı olur.

Son olarak fazla şekerden uzak durun; şeker tüketimi size daha yorgun bir görünüm verir. Aynı tavsiyemiz işlenmiş gıdalar için de geçerli.

 

Kaynaklar:
Well + Good
Hip & Healthy

İlginizi çekebilir: Cilt bakımında yeni trend: Kodlarla gelen güzellik

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale