Uçamazsak dalarız demişim. İnsan ne yaşayacağını önceden hissediyor olabilir mi? Hava durumu belli olmayabilir ve yamaç paraşütü yapamayabiliriz diye “dalalım” dedik.
40’lı yaşlardan mı? Bilemiyorum, yaşamı doya doya yaşamaya, farklı deneyimlere dalmaya arsız bir hevesim, heyecanım var. İyi ki de var. “Canım sıkılıyor” diyenleri anlıyorum ama sıkılmamak için yaşamın içinde yapacak çok şey var.
Dişil Gücümüzle Kadın Olmak Dönüşüm Kampımızın bitiminde kendime “Ben zamanı” yarattım, tam da yerinde Kaş’ta derin sulara daldım.
Öyle çok basit olmadı, suyun dibine dalmak, korku ara ara yokladı.
İlk deneyim, pek çok farkındalık…
Sanki anne karnında gibi…
Nasıl bir kordonla anne karnında bağlıysak yaşama…
Suyun derinliklerinde kordon misali bir hortumla nefes alıyorum, yaşamda kalıyorum.
Bilinçaltım şaşıyor, olmaz denilen oluyor. Suyun içinde nefes alınamazmış, pekala alınabiliyor. Ve bildiğim doğrular ters yüz oluyor. Aynı hayattaki gibi…
Yarım saatlik bir deneyimde anlıyorsun pek çok şeyi…
Hayatta her şey değişebiliyor.
Derine indikçe usta dalgıç giriyor koluma, başlıyoruz maceraya.
Gösteriyor denizin canlılarını, öyle güzeller ki…
Kafam güzel içmeden, meditasyona girmeden…
Aşk gibi…
İlişki de yakın ve derin bir bağ ile olduğunda güzel, tabii ki.
Güvenebilmek, bırakabilmek!
Tam teslimiyet hali.
Ne güzelmiş, yeniden hatırladım.
Suyun derinliklerine, ilişkinin derinliklerine dalmaya, derin bir deneyime, ilişkiye izin veren cesur sevgililere gelsin bu yazı…
Ne olursa olsun aşka inananlara, umudunu hep yeşertenlere gelsin.
Sevdiğinizle birlikte dalın dostlar, tadı damağınızda kalabilir.
Sevgilerimle…
İlginizi çekebilir: Fiziksel ve ruhsal iyileşme için: Sırların yükünden kurtulun