Dünya Sağlık Örgütüne göre, dünya genelinde 350 milyon insan depresyon kaynaklı sağlık sorunu yaşıyor. Yaygın bir sorun olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz depresyonun en büyük etkilerinden biri bireyi toplumdan uzaklaştırması. Bu nedenle depresyonlu bireylerle nasıl bir iletişim kurulması gerektiği bu noktada önemli bir hal alıyor.
Aslında depresyonun yaptığı şey, bireyin sosyal iletişim kurma isteğini değil, aksine onların bu yetisini köreltmek. Dolayısıyla depresyon yaşayan kişilerle iletişim kurma konusunda çekinmeniz gereken pek bir şey yok. Ancak tabii ki dikkat etmeniz gereken bazı hususlar mevcut.
İlginizi çekebilir: Kültürel farklılıklar depresyonu nasıl etkiliyor?
Korkularımız ve gerçekler
Zihin sağlığı farkındalığı savunucusu Bill Bernat, bu konuda öncelikle kendimize depresyonlu yakınlarımızla aramızda bir köprü kurmak isteyip istemediğimizi soruyor. Bernat’a göre; bu köprüyü kurmak istemememizde bir sakınca yok. Buna dair bazı korkularımızın olabileceğini ifade eden Bernat, bunları şöyle sıralıyor:
İlk olarak; depresif bir bireyle iletişim kurduğumuzda kendimizi onu mutlu etmek zorunda hissedebiliriz. Fakat böyle bir sorumluluğumuz yok ve kimseyi mutlu etmek zorunda da değiliz. Buradaki amaç sadece arkadaşça iletişim kurabilmek.
Ne diyeceğimizi bilemiyor da olabiliriz. Bu yüzden diyalog kurma girişimlerimiz garipleşebilir. Ancak Bernat iletişimin yalnızca kelimelerden ibaret olmadığını düşünenlerden.
Kendi mutsuzluğumuzla karşılaşmaktan korkmamız durumunda ise bunun boş bir korku olduğunu hatırlatıyor Bernat. Çünkü hâlihazırda zihinsel sağlığımızı kötü etkilerden koruyabiliyorsak, bu durum depresif biriyle iletişim kurma sonucu değişmeyecek. İstersek dünyanın en mutlu insanı olalım, yine de depresyondaki bireylerle rahatlıkla iletişim kurabiliriz.
İlginizi çekebilir: Mevsime bağlı depresyonla mücadele etme yolları
Dikkat etmemiz gerekenler
Peki tüm bu korkularımızı bertaraf edip depresyonlu bir bireyle iletişim kurmaya karar verdiğimizde nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Bernat bu konuda asla yapmamamız gereken bazı şeyler olduğunu belirtiyor. Asla “Aş artık bunu,” gibi cümleler kurmamalıyız. Çünkü bildiğimiz üzere böyle cümlelerin o kişiye hiçbir faydası olmayacak.
Öte yandan yine bu tür cümlelerin depresyonlu bireyler üzerinde ne tür bir baskı oluşturabileceği de meçhul. Ayrıca kendilerine böyle şeyler söylendikçe, bireylerin toplumdan daha da uzaklaşması hayli olası.
İkinci önemli şeyse olumsuz yanıtları kişisel almamak. Karşımızdaki kişinin depresyonda olduğunu ve dolayısıyla genel olarak hayata bakış açısının zaten olumsuz olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Bir başka konu ise ses tonumuz ve genel tavrımız. Depresyonlu bireylerle konuşurken sesimizi üzgün bir tona ayarlamaya ya da onlar için üzülmemize gerek yok. Bunları yapmamız için hiçbir nedenimiz olmadığı gibi, böyle bir tavır takınmamız hoş da olmaz. Depresyonda olmak nasıl suç değilse olmamak da suç değil. Dolayısıyla kendiniz olup normal davranmanız yeter.
Kendisi de uzun süreli depresyon dönemleri geçirmiş ve aynı zamanda bipolar bozukluğu olan Bill Bernat’ın eğlenceli bir dille, depresyondaki bireylerle nasıl iletişim kurabileceğimizi anlattığı videoyu aşağıda bulabilirsiniz. Bernat, bununla başa çıkabilmeyi öğrenmiş ve bu konuda bize vereceği bazı tavsiyeler var:
İlginizi çekebilir: Depresyonu azaltmaya yardımcı 6 faydalı besin