Depresyon, yaşayan kişinin yanı sıra çevresi için de oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Peki, depresyonda olan yakınlarınıza yardımcı olmak için ne yapacağınızı bilemiyor olabilirsiniz.
En yakın arkadaşınız birdenbire sizi aramayı bırakıyor. Artık cumartesi sabahları birlikte gittiğiniz yoga dersinde size eşlik etmek istemiyor. Onu en son gördüğünüzde, sanki bir başkası onun bedeninde yaşıyormuş gibi hassas ve üzgün görünüyor. Partneri, ne yapacağını bilemediğinden arkadaşınızı neşelendirmek için sizden yardım istiyor.
Belki bu kişi çok daha yakınınızdaki kardeşiniz. Son birkaç aydır depresyonla mücadele ediyor. Bu süreç boyunca bir psikiyatristten yardım aldı ve antidepresan kullanıyor, ancak ilerleme gösteriyor gibi gözükmüyor.
Bu mod bozukluğunun her vakası kendine has ve değişik tedavilere cevap veriyor olsa da, depresyon yaşayan yakınlarınıza iyileşme ve sağlığına yeniden kavuşma yolunda yardım edebilmek adına deneyebileceğiniz birkaç farklı yöntem bulunuyor.
Kendinizi eğitin
İnsanlar 20 yıl öncesine göre depresyon ve anksiyete konusunda daha bilinçli hale gelmiş olsa da, beynin nasıl çalıştığını anlayabilmek için hala gidilmesi gereken çok yol var. Neden bazı insanlar trafik kazası gibi ciddi bir durumda bile kahkahalarla gülerken, bazıları bunu sadece düşününce bile kontrol edilemez bir şekilde ağlamaya başlar? Görünen o ki, sorun beynimizde bir grup tembel nörotransmiterin aldığı mesajı belli nöronlara götürememesinden çok daha fazlası…
Mod bozukluğu olan bir arkadaşınıza ya da bir aile üyesine yardım etmek için nörolog olmanız gerekmiyor. Depresyon ve anksiyete konusunda birkaç temel bilgi edinmek, sizi iyi niyetli ama kırıcı şeyler söylemekten kurtarır. Karşınızdaki kişinin neler yaşadığını anlamıyorsanız ona destek olmakta zorlanırsınız.
Soru sormaktan çekinmeyin
Depresyon ve anksiyete durumlarında soru sormak kritik bir öneme sahip çünkü bu alan çok geniş ve bu rahatsızlıkları kişilerin deneyimleme şekli birbirinden oldukça farklı. Arkadaşınız haftalardır intihar planları yapacak kadar depresyonda olabilir ya da sadece işte yoğun stres altında kalmıştır. Ağır bir majör depresyon evresinde olabilir ya da sadece biraz daha fazla D vitaminine ihtiyacı vardır. Soru sormaya başlamadan bunlardan hangisiyle karşı karşıya olduğunuzu bilemezsiniz.
- Ne zaman kendini kötü hissetmeye başladın?
- Bunu tetiklemiş olabileceğini düşündüğün bir şey geliyor mu aklına?
- İntihar etmeyi hiç aklından geçirdin mi?
- Seni daha iyi hissettirebilecek bir şey var mı?
- Daha kötü hissetmene neden olan şey ne?
- D vitamini eksikliğin olabilir mi?
- Son zamanlarda beslenme düzeninde değişiklikler yaptın mı?
- İş yerinde yoğun stres altında mısın?
- Tiroid ölçümü yaptırdın mı?
Bilmesi gereken şeyleri öğrenmesine yardımcı olun
Psikiyatristlerin ve psikologların belli alanlarda uzmanlıkları var. Bu uzmanlıklar kişinin depresyonla mücadele etmesinde oldukça kritik bir geri bildirim olabilir, ancak, arkadaşlar ve ailelerle ilgili hatıralarda da kişileri umutsuzluk batağından çıkarabilecek çok sayıda değerli bilgi saklı olabilir.
Kardeşinizi, arkadaşınızı ya da babanızı çoğu ruh sağlığı uzmanından daha iyi tanıyorsunuz, bu yüzden ona depresyon belirtilerini saptama konusunda yardımcı olun. Depresyonunun kökeninde neler olabileceğini birlikte bulmaya çalışın. Depresyona sebep olan şey fizyolojik ya da duygusal olabilir. Problemin çözümünde önemli olan şey, sorunun nerede olduğunu tespit etmek.
Rahatsız olduğu şeyler hakkında konuşun
Kahvaltıda, öğle ve akşam yemeğinde lahana çorbası ya da ananaslı smoothie içiyor, Tibetli keşişler gibi günde 8 saat meditasyon yapıyor, geceleri bebek gibi uyuyor olabilirsiniz. Yine de, eğer stres altındaysanız damarlarınız zehirle dolar ve beyniniz bir süre sonra farklı çalışmaya başlar.
Stres hem bedensel hem de zihinsel olarak oldukça zararlı bir mod bozukluğu ve kan dolaşımınıza kortizol yüklediği sürece size her anlamda zarar vermeye devam ediyor. Yani, bir arkadaşın ya da depresyonla savaşan birinin yakınının en önemli görevlerinden biri, depresyonda olan kişinin stres seviyesini azaltacak stratejiler oluşturmasına yardım etmek.
Depresyonla başa çıkması konusunda ona destek olun
Kişi tamamen iyileşmek için hayatında desteğe, yani rahatça açılabileceği, ona bu mücadelede yalnız olmadığını hatırlatacak birine ihtiyaç duyar.
Araştırmalar depresyonla savaşan kişilerin iyileşmesi sürecinde destek gruplarının etkili olduğunu ve hastalığın nüksetme ihtimalini azalttığını gösteriyor. The New England Journal of Medicine’in 2001’de yaptığı ve 158 metastatik meme kanseri kadının katıldığı bir araştırmada, hastalardan destekleyici ve anlatımlı terapilere gitmeleri istendi. Bu kadınlar destekleyici terapi görmeyen kontrol grubundaki meme kanseri olan kadınlara oranla fizyolojik belirtiler konusunda daha fazla iyileşme gösterdi ve daha az acı hissettiklerini söyledi.
Hastalıkla başa çıkabilecek kadar güçlü olduğunu sık sık hatırlatın
Depresyon geçiren arkadaşınıza, kız kardeşinize, erkek kardeşinize ya da babanıza güçlü yönlerini göstermeye çalışın. Belli başarılarından ve kazandığı zaferlerden söz ederek öz güvenini pekiştirin.
Gülümsemesine yardım edin
Araştırmalar gülmenin özellikle ruh sağlığımız için yapılabilecek en iyi şeylerden biri olduğunu söylüyor. Mizah, çok sayıda hastalığı atlatmamıza yardımcı olabilecek kadar güçlü bir silah.
Umutsuzluğa kapılmasına izin vermeyin
Bir arkadaş ya da aile bireyi olarak en zor göreviniz depresyonla mücadele eden yakınınızın umudunu yeniden kazanmasını sağlamak, yani onu iyileşeceğine inandırmak. Kalbine dokunduğunuz zaman, bedeni de kısa sürede aynı yolu izleyecektir.
İyi bir dinleyici olmaya çalışın
Yukarıda yazılan hiçbir şeyi yapabilecek kadar güçlü hissetmiyor olsanız da, karşınızdaki kişiyi yalnızca dinlemeniz bile büyük bir fark yaratacaktır. Tüm önyargılarınızı bir kenara bırakın ve her türlü etkileşime girin. Kusursuz bir göz teması kurun ve kulaklarınızı iyice açın. Rachel Naomi Remen “Kitchen Table Wisdom” adlı kitabında şöyle yazıyor:
“Başka bir insanla bağlantı kurmanın en temel ve güçlü yolunun dinlemek olduğunu düşünüyorum. Sadece dinlemek… Galiba, birbirimize verebileceğimiz en önemli şey dikkatimiz, özellikle de içten yapıldığında. İnsanlar konuştuğunda, onların ne dediğini anlamaktan başka hiçbir şeye gerek yok. Sadece söyleneni idrak edin. Ne dediklerini dinleyin. Dedikleri şeyi umursayın. Çoğu zaman karşıdakinin ne dediğine dikkat etmek, söylenen şeyi anlamaktan daha önemlidir.”
Kaynak
Psychcentral
İlginizi çekebilir: Depresif bir ruh halinden kurtulmanın formülü