X

Depresif bir ruh halinden kurtulmanın formülü

Modern dünyada anksiyete ve depresyonun daha sık görüldüğüne şüphe yok. Bunun nedenleri arasında günümüzde sık sık başvurduğumuz ilaçlar ve sorunlarla mücadele etmeyi zorlaştıran psikolojinin hakim olması yer alıyor. Ancak bunlardan başka sebepleri de var.

Ancak bunlara geçmeden önce, ilaçların neden vadettikleri şeyi yerine getirmediğini incelemekte fayda var. Anti-depresan ilaçları ele alalım. Bu ilaçlar, vücuttaki serotonin seviyesini yükseltmek üzere tasarlanmıştır. Ancak, bazı çalışmalara göre serotonin seviyesinin düşük olmasının depresyona neden olduğu teorisi, belki de yanlış olabilir. Hatta depresyona neden olan şey, vücuttaki aşırı serotonin bile olabilir. Ayrıca, depresyona neden olan şey artan veya azalan serotonin olsa bile psiko-sosyal ve psikolojik adımlar atılmadığı sürece serotonin seviyesindeki değişiklikler sadece geçici çözüm olmaktan öteye gidemiyor. Bir başka deyişle, anti-depresan ilaçlar aslında hiçbir şeyi tedavi etmiyor. Tedavi; kişinin nörolojik, sindirimle ilgili, çevresel ve felsefi alemindeki sorunların çözülmesinden geçiyor. Örneğin bazı durumlarda gut hastalığı anksiyete ve depresyonla ilişkili olabilir. Ancak kişinin kendisini stresli ve mutsuz hissetmesinin tek sebebinin gut hastalığı olduğunu söylemek haksızlık olur. Uygun olmayan beslenme şeklinin, kötü bir sindirim sistemine neden olduğunu ve bunun da kişinin kendisini iyi hissetmesini zorlaştırdığını söylemek daha doğru olur.

İlgili yazı: Depresyonu engelleyen 5 doğal yöntem

Bir şekilde bağımlılık yaratan ve kişinin sağlığının kötüleşmesine neden olan şeker de depresif psikolojik durumla ilişkilendirilebilir. Şekerin, beyinde kokain ve eroinin etkilediği bölgeleri etkilediği gerçeğini düşününce, bu durumu anlamak daha kolay oluyor.

Depresyona neden olan şey, vücuttaki aşırı serotonin bile olabilir.

Tüm bunlar şunu gösteriyor; çevremizdeki uyarıcılar ve dış dünyanın koşulları, kendimizi nasıl hissettiğimizi ve nasıl davranışlar sergilediğimizi belirliyor.

Sağlıksız bir çevre, kötü aile ilişkileri, kötü insan ilişkileri, finansal zorluklar ve toplumsal uyumsuzlukların ruh halimizi etkilediği bir gerçek. Peki neden bazılarımız bu koşullara teslim olurken, bazılarımız göreceli olarak mutlu kalabilmeyi başarıyor? Dahası, neden gut hastalığı olan herkes neden depresyon ve anksiyete belirtileri göstermiyor? Kimileri neden çevresel sorunlardan bu derece etkilenip acı çekiyor?

İlgili yazı: Depresyon bulaşıcı mı?

İnsanın çevresi denilen şey; sadece kendi bedeninin dışını ifade etmez, iç dünyası da bunun bir parçasıdır. Fiziksel ve nörolojik durumu, zihinsel durumu, inanışları, hayata bakış açısı hepsi birer parçasını oluşturur. İşte bu yüzden bazı şeylerin üstesinden gelmek istediğimizde, nörolojik olarak bağlı olduğumuz ve kavramsal olarak oluşturduğumuz yapıya dönüp bakmamız gerekir. Bedenimizle beynimiz arasında bağ, iç içe geçmiş bir ağ gibidir ve bu ağ sadece omurilik, sindirim ve kalp aracılığıyla hareket etmekle kalmayıp aynı zamanda hücresel, moleküler ve atomik boyutta da bilgileri paylaşır ve işler. Bu katmanlar ve referans noktaları, geçmişimizin ve dolayısıyla hafızamızın psikolojik temelini oluşturur. Bu da içinde bulunduğumuz zamanı ve geleceğimizi etkiler.

Bir başka deyişle, aslında bizleri etkileyen travmalar ve diğer sorunların hepsi bir şekilde bu ağa bağlıdır ve geçmişteki alışkanlıkların devam ettirilmesine neden olur. Bu alışkanlıklar depresyon ve anksiyete de yer alır. Yani eğer sürdürülebilir bir davranış değişikliği istiyorsak, öncelikle içinde bulunduğumuz fiziksel seviyeyi değiştirmemiz gerekir.

İlgili yazı: Depresyonda olan birine söylenmemesi gereken 9 şey

Peki bunu nasıl yapabiliriz? Gerçekliği nasıl algıladığımız, hayatımızdaki detaylar, davranışlarımızı belirleyen seçimler doğrudan nörolojik katmanları ve bedenimizle kurduğumuz bağı etkiler. Fiziksel katmanlarımız, zihinsel deneyimlerimizi etkiler, düşüncelerden, kavramlardan ve inançlardan oluşan iç dünyamızı oluşturma şeklimiz kaçınılmaz bir etkiye sahiptir. Bilinçli olarak ve tekrar tekrar belli bir düşünme biçimini seçtiğimizde, bir süre sonra bedenimiz de buna karşılık verir ve hiçbir sorun yaşamadan adapte olur. Ormanda yeni bir yol açtığınızı düşünün. Eski yoldan giderek yönünüzü bulmak kolaydır ancak yeni yol öyle değildir. Ancak belli bir süre yeni yoldan yürüdükçe, kaçınılmaz olarak oradan da yönünüzü bulmak kolaylaşacaktır.

Eğer sürdürülebilir bir davranış değişikliği istiyorsak, öncelikle içinde bulunduğumuz fiziksel seviyeyi değiştirmemiz gerekir.

Kendi içimizde kendimizle kurduğumuz diyaloğu değiştirdikçe, nöroloji ve psikoloji de buna ayak uydurur ve değişir. Düşüncelerimizi ve eylemlerimizi bilinçli bir şekilde gerçekleştirmek, işte bu yüzden son derece önemli.

Kaynak:
The mind unleashed

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale